Tuza dikkat!

Tuza dikkat!

Bilecik İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Tuza Dikkat Haftası dolayısıyla bilgilendirmelerde bulunuldu.

Bilecik İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Tuza Dikkat Haftası dolayısıyla bilgilendirmelerde bulunuldu.

Aşırı tuz tüketiminin kalp-damar hastalıklarının en önemli risk faktörü olduğuna vurgu yapılan açıklamada, Türkiye’de 2011 yılından beri Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Eylem Planının uygulandığı bildirildi.

Aşırı tuz tüketiminin halk sağlığı problemine dönüşmeye başladığı ve dikkat edilmesi gereken hususların başında yer aldığı ifade edilen açıklamada, şöyle denildi:

“Vücutta sıvı dengesinin ve dolayısıyla kan basıncının düzenlenmesinde, asit-baz dengesinin sağlanmasında ve sinir-kas sisteminde uyarıların iletilmesinde tuzun (NaCl) önemli görevleri bulunmaktadır. Aynı zamanda antiseptik özelliği de olan tuz, tümünü yok etmese de, nem miktarını büyük oranda düşürerek gıdaların bozulmasına neden olabilecek bakterilerin üremesini kontrol altında tutar; bu özelliğinden faydalanarak çeşitli gıdaların saklanmasında, koruyucu olarak kullanılır. Ancak aşırı miktarda tüketildiğinde birçok sağlık problemine neden olmakta ve insan sağlığını olumsuz etkileyen bir halk sağlığı problemine dönüşmektedir.

Dünyada ölümlerin yarıdan fazlasına bulaşıcı olmayan hastalıklar neden olurken; bunların %30’unu kalp-damar hastalıkları oluşturmaktadır. Bu hastalıklar için en önemli değiştirilebilir risk faktörleri; aşırı tuz tüketimini de kapsayan sağlıksız beslenme, fiziksel aktivite yetersizliği, sigara kullanımı ve alkol kullanımıdır.

Yüksek kan basıncı (hipertansiyon), kalp-damar hastalıklarının en önemli risk faktörüdür. Yüksek kan basıncı dünyadaki tüm ölümlerin %13’ünden sorumludur. Kan basıncı seviyesinin en önemli belirleyicisi, diyetle alınan sodyum yani tuz miktarıdır. Yüksek sodyum (günde 2 gram’dan fazla) ya da tuz (günde 5 gram’dan fazla) tüketimi; yüksek kan basıncı, artmış kalp hastalıkları ve inme riski oluşturur. Günümüzde yapılan son çalışmalarda da fala tuz kullanımı ve sağlık etkileri benzer sonuçlar vermektedir. Tuz tüketiminin azaltılması kan basıncının düşürülmesi ve dolayısı ile inme, kalp damar hastalıkları ve böbrek hastalıkları riskini azaltmasında en etkili yöntemlerden birisidir. Günde 5 g’dan daha az tuz alımı inme riskini %23, kalp damar hastalıkları genel hızını %17 azaltmaktadır. Pek çok Avrupa ülkesinde günlük alım 8-11 g olup DSÖ tarafından günde 5 g tüketim önerilmektedir.

Ülkemizde kişi başı günlük tuz tüketimi 2008 yılında 24 saatlik idrarda Na bakılan analizlere göre yapılan SALTÜRK çalışmasında 15 g bulunmuş olup 2011 yılından beri Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Eylem Planı uygulanmaktadır. Yapılan müdahaleler sonucunda 2017 Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırmasında günlük kişi başı tuz tüketimi (besinlerden gelen Na ve ilave edilen tuz toplamı) 10.2 g bulunmuştur. Halen ülkemizde önerilen miktarın iki katı tuz tüketimi olup “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Eylem Planı 2016-2021” uygulanması devam etmelidir.

Değişik isimlerle piyasada bulunan çeşitli tuzların ayrıca sağlığa yararlı etkileri olduğuna dair herhangi bir bilimsel veri bulunmamaktadır. Tüm tuz çeşitlerinin ana bileşeni NaCl olup bu tuzların da az tüketilmesi gerekmektedir.

Ürün gruplarında Eylem Planında belirlenmiş olan tuz limitlerine uyulup uyulmadığının denetlenmesi ve geri bildirimlerin ilgili kurum ve kuruluşlara rapor edilmesi gerekmektedir.

Ambalajlı gıdalarda ürün etiketlerindeki içerik listesinde Sodyum (Na) ya da tuz (NaCl) miktarının günlük karşılama oranının da belirtilmesi, ön yüz renkli etiketleme olması önemlidir.

Ülkemizde tuz yer altı kaynak tuzları, deniz, göl ve kaya tuzu kaynaklarından elde edilmektedir. Türk Gıda Kodeksi Tuz Tebliği’ne göre işlenmiş tuz; ana maddesi sodyum

klorür olan ve insan tüketimine uygun nitelikte üretilen deniz, göl ve kaya tuzlarıdır. İşlenmiş tuz rafine edilmeden veya yıkanmadan piyasaya sunulamaz. Bu tebliğ kapsamında yer alan ürünler etiketi üzerinde tuzun kullanım amacına göre “sofra tuzu”, “sofrada öğütme tuz”, “iri salamura tuzu”, “gıda sanayi tuzu” olarak adlandırılmaktadır. Gıda sanayi tuzu doğrudan tüketiciye sunulamaz. Bunun yanında tuzun elde edildiği kaynak “deniz tuzu veya deniz tuzundan üretilmiştir”, “kaya tuzu veya kaya tuzundan üretilmiştir”, “göl tuzu veya göl tuzundan üretilmiştir”, “yer altı kaynak tuzu veya yer altı kaynak tuzundan üretilmiştir” şeklinde belirtilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün son dönemdeki sodyum alımı ile ilgili önerilerinde sodyum alım değeri günlük olarak 2000 mg’dır. Birçok ülkede 2400 mg/gün ya da daha az miktarda sodyum önerilmektedir. DSÖ’nün 2014 yılında yayınladığı yetişkinlerde ve çocuklarda sodyum alımı ile ilgili hazırladığı rehberde yetişkinlerde kan basıncı ile kardiyovasküler hastalık ve inme riskinin düşürülmesi için sodyum alımının azaltılması önerisi bilimsel kanıtlarla güçlü bir öneri olarak yer almıştır. DSÖ yetişkinlerde sodyum tüketimin günde 2 gramın altına (5g/gün tuz) düşürülmesini önermektedir.

Aşırı tuz tüketimi çocuk, erişkin ve yaşlı sağlığı ve birçok sağlık sorunu ile ilişkilendirilmektedir:

“Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Eylem Planı, 2011- 2015” oluşturulmuş ve eylem planı çerçevesinde tuz tüketiminin azaltılmasına yönelik aktiviteler gerçekleştirilmiştir.

Türk Gıda Kodeksi Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği (2012) uyarınca ekmekteki tuz oranı %25 azaltılmıştır. 100 g ekmekte tuz miktarı 2 gramdan 1.5 grama düşürülmüştür.

Pastırmadaki tuz oranı 100 g kuru malzemede 8.5 gramdan 7 grama düşürülmüştür (Türk Gıda Kodeksi Et ve Et Ürünleri Tebliği, 2012).

Kırmızı biberdeki tuz oranı %22 azaltılmıştır (Türk Gıda Kodeksi Baharat Tebliği 2013). 100 g biberde tuz miktarı 9 gramdan 7 grama düşürülmüştür.

Domates salçasındaki tuz miktarı %64 azaltılmıştır (Türk Gıda Kodeksi Salça ve Püre Tebliği, 2014). 100 g salçada tuz miktarı 14 gramdan 5 grama düşürülmüştür.

Zeytindeki tuz oranı %50 azaltılmıştır (Türk Gıda Kodeksi Sofralık Zeytin Tebliği, 2014). Maksimum düzey %8 ile sınırlandırılmıştır.

Peynirdeki tuz oranı Türk Gıda Kodeksi uyarınca %35-61 azaltılmıştır. 2015 tarihli Türk Gıda Kodeksi Peynir Tebliği’nde farklı peynir türlerine bağlı olarak 100 g peynirdeki maksimum tuz miktarının 3-7.5 g olması öngörülmektedir. Türk Gıda Kodeksi Tuz Tebliği uyarınca (2013) tuz paketlerinin üzerinde "Tuzu Azaltın Sağlığınızı Koruyun" ibaresi zorunludur.

Okul kantinlerinde satışa sunulan besinler için tuz miktarına yönelik kriterler geliştirilmiştir.

27714 sayılı ve 29.09.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan genelge ile kamu kurumlarının kafeteryalarından ve yemekhanelerinden tuzluklar kaldırılmıştır.

Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması çalışmalarının güncellenerek sürdürülmesine karar verilmiş olup, bu çerçevede eylem planı güncellenmiş ve “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin

Azaltılması Eylem Planı 2016-2021” hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur.

Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması çalışmalarının güncellenerek sürdürülmesine karar verilmiş olup, bu çerçevede eylem planı güncellenmiş ve “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Eylem Planı 2016-2021” hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur."

Bu haber toplam 226 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.