Vatan Partisi: “Yaşadığımız sıkıntıların sebebi izlenen yanlış ekonomi politikaları ve siyasi tercihlerdir”
Vatan Partisi Bilecik İl Başkanlığı tarafından yaşanan ekonomik kriz ve çözüm yolları ile ilgili basın açıklaması yapıldı.
Vatan Partisi Bilecik İl Başkanlığı tarafından yaşanan ekonomik kriz ve çözüm yolları ile ilgili basın açıklaması yapıldı.
Vatan Partisi İl Yöneticilerinden Feyzi Köse tarafından yapılan açıklamada, ekonomik krizi engellemeye yönelik doğru politikaların ve çözümlerin, Vatan Partisi üretim devrimi programında olduğu anlatıldı.
Yapılan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı;
“İnsanca yaşayabileceğimiz bir maaşı bile çok gördüler”
“Vatan Partisi olarak sizleri aydınlatmayı, doğru politikaları anlatmayı görev biliyoruz. Vatandaşa en büyük sorununuz nedir diye sorduğumuzda ekonomik sıkıntılar ve geçim derdi diyorlar. Enflasyonun yükseldiği, hayat pahalılığının sürekli arttığı ancak maaşların aynı oranda artmadığı koşullarda yaşıyoruz. Bu koşulları biz yaratmadık. 12 Eylül 1980 faşist darbesinden sonra üreticiyi kambur ilan ettiler, kamu kuruluşlarını özelleştirdiler, köylüye destekleri kaldırdılar, gümrükleri indirdiler, milli piyasayı yabancıların yağmasına açtılar. Dolar-Euro saltanatı kurup Türk Lirasını kenara ittiler. Türkiye’nin üretim yapısını yıkıma uğrattılar. Dolar ve borsa vurguncularına, sıcak para komisyoncularına, yabancı bankalara uluslararası finans çevrelerinin, tefecilerine Türkiye’nin kaynaklarını soydurttular. Bütün yükü işçinin, emeklinin, dar gelirlinin sırtına yüklediler. Sanki enflasyonun sebebi emekçilermiş gibi insanca yaşayabileceğimiz bir maaşı bile çok gördüler.”
“3 Ocak 2025 itibari ile 60-61 milyar Dolar sıcak para girişi oldu”
Son dönemde faiz oranlarındaki artışlara değinilen basın açıklaması şu şekilde devam etti;
“Maliye bakanı Mehmet Şimşek 2023 Haziran ayında göreve başladığında faiz oranları %8’ler civarındaydı. İzledikleri politika ile enflasyonu tetikleyen kendileri olduğu halde Mayıs 2024’e geldiğimizde enflasyonu zirveye çıkaran da kendileriydi. Buradan çıkış yolu ile gösterdikleri ise faizlerin arttırılması kararı oldu. Birden faizlerin %50’ye çıktığını gördük. Çünkü dünya finans çevreleri, sıcak parayı yüksek faizle getireceklerini söylediler. 3 Ocak 2025 itibari ile 60-61 milyar Dolar sıcak para girişi oldu (Hazine bonosu, tahvil, hisse senedi vb. alarak). Bu para ülkemizde yatırıma yönelmiyor. Günü geldiğinde bize karşı gerek ekonomik gerek güvenlik bakımından bir tehdit aracı olarak bekletiliyor.
Geçen hafta güvenlik, beka sorunlarına dikkat çekmiştik. İkinci açılımın ülkemizi bölünmeye götürecek tehlikeye, Suriye’nin parçalanmasına, ikinci İsrail’in yani Kürdistan’ın kurulması tehlikelerine dikkat çekip DEM parti veya PKK ile el ele verirseniz ABD-İsrail projelerinde görev alırısınız demiştik. Ülkemize sıcak parayı getiren tefeciler Kürdistan’ın kurulmasına karşı çıkarsak, emperyalistlerin isteklerini karşılamazsak getirdikleri parayı yüksek faiz karları ile çıkaracaklar ve kriz yaratacaklar.
“Kriz arttıkça hayat pahalılığı daha da çekilmez hale gelecek”
Baskı ile 35-36 Türk Lirası bandındaki dolar 45-50 TL seviyesine çıkacak. Kriz arttıkça hayat pahalılığı daha da çekilmez hale gelecek. Bugün en düşük emekli maaşı 14469TL oldu. Ev kiralarının maaşı geçtiği koşullarda yaşıyoruz. Bugün bu maaşla 3 çeyrek altın alabiliyoruz. Hal bu ki 2002’de en düşük emekli maaşı 216,4TL iken bu parayla 8 adet çeyrek altın alabiliyorduk. Hep kaybeden yoksullar oluyor. TÜİK’in gelir dağılımı hesabına göre nüfusun %20’si tüm gelirlerimizin yarısını alıyor. En yoksullarımızın gelirden aldığı pay ise sadece %6. Artık insanlarımız yardıma muhtaç hale getirildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre 2024’ün ilk on ayında 3801188 hane sosyal yardım alıyor. Bu rakam aile olarak bakacak olursak yaklaşık 12 milyon kişiye tekabül eder. Sosyal koruma kapsamındaki emekli yaşlı, dul-yetim, engelli-malul maaşı alan kişi sayısı 18 milyonu aştı. Yani milyonlarca insanımız açlık sınırının altında yaşam savaşı veriyor. Bu sosyal destekler için bütçeden ayrılan pay her geçen yıl büyüyor. SGK batma noktasına geldi. Bütçeden SGK’ya aktarılan para 2024 yılında 1,5trilyon Türk Lirası’dır. 2025 yılında ise 2,2trilyon TL aktarılacak. SGK’nın açığı 2024’te 170milyar TL idi. 2025 yılında açık 500milyar TL’yi bulacak. Bu açıklar hep vergi ve zam olarak bizlerin sırtına yükleniyor.”
2024 yılı verilerine değinilen basın açıklamasında, 2002 yılına nazaran günümüzde çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçi sayısında ki düşüşe de değinilerek şu ifadelere değinildi;
“Artık insanlarımız üretimden dahi kaçıyorlar”
“Bugün ülkemizde ulusal sanayicimiz, işçimiz, esnafımız, köylümüz halinden hiç memnun değil. TOBB’un 2024 yılı açıklamasına göre LTD ve Anonim şirketi olarak 23861 şirketin kapandığını, 15000 küçük esnafın kepenk indirdiğini görüyoruz. Milyonlarca gencimiz iş arıyor. Atatürk’ümüzün milletin efendisi diye tanımladığı köylümüz, çiftçimiz perişan. Bugün itibari ile çiftçimizin 734milyar Türk Lirası borcu var. 2002’de çiftçi kayıt sistemine kayıtlı 2milyon 700bin çiftçi varken bugün bu rakam 2 milyona indi. Artık insanlarımız üretimden dahi kaçıyorlar. Üretimden bu kadar kopuk ekonomide bir avuç azınlık ithalat yoluyla akıl almaz paralar kazanıyor. Bir zamanlar tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyken bugün her şeyi ithal eder olduk. 2024 yılının 11 ayında 46 çeşit ürün ithal ettik. Bundan dolayı 11,8milyar dolar döviz ödedik. Buğdaydan kuru fasulyeye, kırmızı mercimekten soğana, pirinçten zeytine, çileğe, soya fasulyesine, fındığa, canlı hayvandan karkas ete kadar ürün ithal ettik.
2025 yılı merkezi yönetim bütçe kanun teklifi meclis genel kurulunda kabul edildi. Buna göre bütçe gelirleri 12 trilyon 800 milyar Türk Lirası, bütçe giderleri ise 14 trilyon 731 milyar Türk Lirası’dır. 2025 yılı için şimdiden 1trilyon 931 milyar TL açık var. Bütçeden 2025 yılında faize ödenecek para ise 1trilyon 950milyar Türk Lirası. Peki bu gelirleri nereden bulacağız? Tabii ki vergilerden! Vergiler doğrudan veya dolaylı vergiler olarak tahsil edilir. Doğrudan vergilere Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi; dolaylı vergiler ise ÖTV, KDV gibi vergilerdir. En acı taraf o ki dolaylı vergiler vergi gelirimizin büyük bir kısmını sağlamaktadır. Hal bu ki sosyal bir devlette az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınır. 2024 yılında Kurumlar Vergisi olarak 1trilyon 275milyar TL hedef konmuş ancak 800milyar TL’si tahsil edilebilmiştir. 400Milyar TL’den fazlasını alamamışız. Ama işçini ve memurun aylığı eline geçmeden vergisini kesiyor. Vatandaşın her türlü mal ve hizmet alımında da dolaylı vergileri almayı biliyorlar”
Yaşanan ekonomik krizlere çözüm önerileri olduğunun belirtildiği açıklamada;
“Yaşadığımız bütün bu sıkıntıların sebebi izlenen yanlış ekonomi politikaları ve siyasi tercihlerdir. Buradan çıkış var. Vatan Partisi’nin krize karşı önerdiği üretim devrimi programıdır. Önce plan, tasarruf, yatırım, istihdam, üretim ve hakça paylaşım” denilerek şu ifadeler ile devam edildi;
“Kaynakları nereden bulacağız?”
“Planlı bir ekonomide yıllık ve 5 yıllık plan hedefleri ortaya konur. Buna göre tarımda ve hayvancılıkta üreticiler kooperatiflerde örgütlenecek. Çiftçiye ucuz mazot, ucuz gübre, tarım ilacı, tohum, damızlık hayvan, düşük faizli kredi sağlanacak; meralarımız da besiciliğe açılacak. Milli, küçük, orta ve büyük sanayiciye ucuz enerji, yatırım sermayesi ve teşvikler sağlanacak. Esnaf ve tüccarımıza ucuz kredi ve destekler verilecek. İşçilerimizin emek mücadelesinde sendikal hakları ve insanca yaşayacağı bir ücrete kavuşmaları için her türlü desteği sunacağız.
Peki bu işler için kaynakları nereden bulacağız?
Türk insanımızın yurt dışında Londra, İsviçre ve kıyı bankalarında 500milyar Doların üzerinde parası var. Türk emekçisinin ürettiği zenginliği bir avuç zengin götürmüş ve yabancı bankalara yatırmış. Mehmet Şimşeklerin, Kılıçdaroğullarının, Özgür Özellerin küresel finans merkezlerinden yüksek faiz ile para dilenmesine gerek yok. Güçlü bir devlet planlı ekonomide gösterilecek yatırım sahalarına bu parayı gönüllü olarak getirtecektir.
Bir başka kaynak; bugün yastık altında 3000ton altınımız var. Bu altınlar sade vatandaşımızın birkaç çeyrek altını değil. Kar ederim amacıyla saklanan külçe altınlardan söz ediyoruz. Bu atıl durumdaki altınları da altın sahiplerine planlı ekonomi yatırım alanları gösterilerek gönüllü olarak üretime katacağız.
Yurt dışında yaşayan Türklerin dış ülkelerde 350milyar Euro’yu aşan paraları var. Bu paraların bir kısmını da yatırım alanlarına yönlendireceğiz.
Bugün Türkiye’de en çok kar eden kuruluşların başında bankalar geliyor. 2022 yılında 433milyar TL kar etmişlerdi. 2024 yılı sonu itibari ile bu karlar katlandı. Bu bankaların karının %80’ini Kurumlar Vergisi olarak geri alacağız.
Kaynaklarımız var. Her türlü tasarrufu yaparak lüksten, gereksiz harcamalardan kaçarak kaynak yaratacağız.
Komşularımızla iyi ilişkiler kurarak ucuz enerji, ucuz yakıt sağlayacağız. İşte Vatan Partisi’nin farkı burada.
Bu kaynak listesini başka hiçbir partide göremezsiniz. Rusya, İran, Azerbaycan, Çin, Irak, Filistin gibi ülkelerle dostane ilişkiler içinde çözümler üretiyor. Bugün Vatan Partisi iktidarda olsa İran’dan çok ucuza mazot alacağımız vaat ediyoruz. Çin’den saygı temelinde eşit koşullarda kazan-kazan ilişkisi içerisinde kaynak bulmayı, yatırım getirmeyi vaat ediyoruz. Rusya ile Türkiye arasında dostluk ilişkilerini biz kuruyoruz. Hatırlayınız; Suriye’de Rus uçağı düşürüldüğünde Türkiye-Rusya arasında köprü görevini biz gördük. İlişkilerin onarılmasını biz sağladık. Çünkü bu ilişkiler güven ve dostluk içinde tutarlı bir politika izleyerek oluyor. Dış politikada emperyalizm ile el ele olursanız denge politikası izliyoruz diye Rusya-Ukrayna olaylarında Rusya’ya sırt döner, Ukrayna’ya İHA ve SİHA verirseniz dostlukları kuramaz, güveni sağlayamazsınız. Suriye’de PKK-PYD’nin üzerine gidemezseniz yarın kendi ülkemizin bölünme tehlikesini bertaraf edemezsiniz.”
Yaşanan ekonomik krizlerin çıkış formülünü paylaştıklarını belirten Fevzi Köse açıklamaya şu cümleler ile son verdi;
“Üretim devrimi programımız, tek kurtuluş reçetemizdir”
“Size çıkış formülünü sunduk. Asgari ücret şu kadar veya bu kadar olsun değil, insanca yaşayabileceğimiz bir ücret olsun diyoruz. Tük-İş’in öncülüğünde asgari ücret komisyonunda işçileri temsilen bulunan emekçi kardeşlerimizin 29583TL olarak tespit ettiği ücreti bile çok görüp karşılayamayan işçi işveren grubunu kınıyoruz. Sosyal devlette kamucu bir anlayışla her yurttaşımızın beslenmesi, barınması, sağlığı ve güvenliği teminat altında olsun diyoruz. Boş vaatler değil, üretim devrimi programı sunuyoruz.
Emperyalist sömürü ve dayatmalara son vermek için, vatanımızın bütünlüğü, milletimizin birliği için, insanımızın refahı için, üretim devrimi programımız, tek kurtuluş reçetemizdir.
Kamucu, halkçı bu çözümleri günlük Aydınlık gazetemizde, Ulusal Kanal TV’mizde her gün dile getiriyoruz. Genel başkanımız Dr. Doğu Perinçek her Salı akşamı saat 20:30’da Ulusal TV’de “Çıkış Yolu” programında tüm kurtuluş reçetelerini dile getirmektedir. Gelişen ve yükselen dünya Doğu’dan doğuyor. Karamsarlık yok. Çıkış yolu var! Vatan Partisi programıyla, kadrolarıyla üretim devrimini hayata geçirmeye hazırdır. Yükselen Avrasya uygarlığında yerimizi alacağız. Emperyalist Atlantik sisteminden ayrılacağız. IMF’ye, dünya bankasına, NATO’ya hayır diyeceğiz.”
Bu haber toplam 261 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.