Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Bilecik Şubesi tarafından Çin zulmü altındaki Doğu Türkistan’a dikkat çekmek ve Çin zulmüne tepki göstermek amacıyla basın açıklaması düzenlendi.
Şerifpaşa Camii’nde yatsı namazı sonrası gerçekleştirilen açıklamada, Türk ve Müslüman dünyasının artık söylemlerini eyleme dönüştürmeleri gerektiği belirtilerek çağrıda bulunuldu.
Halil İbrahim Karaarslan tarafından okunan basın bildirisinde, AGD’nin Doğu Türkistan başta olmak üzere dünyadaki tüm zulümlerin karşısında olduğu ifade edildi. Türk ve Müslüman dünyasının bir an evvel harekete geçmesi çağrısında bulunularak, “Susmak; zulme rıza göstermektir. Zulme rıza ise zulmün ta kendisidir.” denildi.
Çin Devleti’nin uyguladığı politikaların asimilasyon boyutuna vurgu yapılan açıklamanın devamında, şu ifadelere yer verildi:
“Malumunuz sömürgeci emperyalist odakların, yağma ve talanları; dünyayı yaşanmaz bir hale getirmektedir. Dünyada barışın, huzurun, adil bir düzenin hakim olması gerekirken, uluslararası anlaşmalar ve insan hakları olarak sunulan bazı iki yüzlü söylemler güçlünün zayıfı ezmesine yol açmaktadır.
Çıkarlarını her türlü kutsalın üzerinde tutan kapitalist zalim ülkeler, zayıf bırakılmaya zorlanmış ülkeleri, mazlum halkları ezmeye ve sömürmeye devam etmektedir. Emperyalizm; işgallerle, iç savaşlarla, şiddet ve korkuyla, baskı ve tahakkümlerini asırlardır sürdürmektedir. Mevcut dünya düzeninde İslam ülkeleri ve Müslüman halklar ya; ABD, İngiltere, İsrail safında yer almaya ya da; Rusya-Çin ikilisine sığınmaya zorlanmaktadır.
İslam coğrafyasında ise vesayet rejimleri bulunmaktadır. Evet, bu gün Bağımsızlığını ilan etmiş birçok İslam ülkesinde emperyalizmin üsleri ve askerleri bulunmakta, bu ülkelerin asker ya da sivil yöneticileri de maalesef tüm icraatlerini vesayet altında yürütmektedir.
İslam ülkelerinin küresel güçlere bağımlı oluşları ya da küresel güçler arasında denge politikaları izlemek zorunda kalışları, haksızlıklar karşısında ne yazık ki; ya göstermelik tepki vermelerine, ya da susmalarına yol açmaktadır.
Katil Çin Devleti, yıllardır işgal ettiği Doğu Türkistan’da; her türlü yöntemi kullanarak, sistematik katliamlar gerçekleştirmektedir. 2016 yılından bu yana 3 milyonu aşkın kardeşimiz, toplama kamplarıyla hürriyetlerinden yoksun bırakıldı asimilasyon programlarına tabi tutuldu.
Son dönemlerde, ayrıca hastalık ve salgın bahane edilerek; Uygur Türkü soydaşlarımız Çin yönetimi tarafından evlerinde zorla ölüme terk edilmektedir. Geçtiğimiz günlerde ise uygur türkü kardeşlerimizin yaşadığı binada çıkan yangına müdahale edilmeyerek, arasında çocukların da yer aldığı bir çok kardeşimiz şehit oldular.
Doğu Türkistan’da yaşayan kardeşlerimizin; birçok temel haktan mahrum bırakıldığına, inanç ve düşünce özgürlüklerinin kısıtlandığına, toplama kamplarında tecrit edilmiş bir yaşama zorlandığına, psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kaldıklarına, dair acı gerçekler, hepimizi derinden yaralamaktadır.
Çin’in bu baskılara gerekçe olarak; tüm Müslüman Doğu Türkistan halkını; terör ve şiddetle ilişkilendirmesini, kabul etmiyor ve reddediyoruz! Tam tersine insanların temel hak ve özgürlük talepleri karşısında Çin yönetiminin baskı ve tahakküm uygulaması; şiddetin ta kendisidir.
Başta Devletimiz olmak üzere, İslam ülkelerinin; Müslüman Doğu Türkistan’lı kardeşlerimizin haklı taleplerini dikkate alarak, Çin’e karşı birlikte hareket etmeleri ve her platformda bu konuyu; dile getirmeleri noktasında çağrıda bulunuyoruz.
Katil Komünist Çin Hükümetinin gerçekleştirdiği; Zulme, sömürüye, insanlık dışı faaliyetlere karşı tek yumruk olmak, Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin seslerine ses vermek ve somut bir şekilde destek olmak mecburiyetindeyiz.
Ayrıca bilinmelidir ki sadece üzüntümüzü belirtmek, sadece miting ve açıklama yapmak artık tek başına yeterli değildir. Zulmü durdurmak ve mazlum kardeşlerimize yardımcı olmak için eylem gerekmektedir.
Çağrımız bütün ümmete ve insanlığadır!
Dünyanın herhangi bir yerinde; bir insanımızın haksızlığa uğramasını istemiyorsak, bunun yolu tüm yeryüzünde adil bir düzenin kurulması için gayret etmekten geçer. Yüce Allah, mazlum, mağdur ve esaret zincirleriyle çevrelenmiş insanlığın, kurtuluşuna bizleri vesile kılsın! Allah hak ve adaletin tesisi için atılan adımları boşa çıkarmayacaktır. Bilinmelidir ki; bizler Anadolu gençliği olarak, Doğu Türkistan Başta olmak üzere çektiğimiz, içimizde sızı ve yara olan tüm zulümlerin ve bu zulümlere; dolaylı ya da doğrudan destek veren kirli işbirlikçilerinin karşısındayız!
Ve yine bilinmelidir ki; Eğer İslam dünyası müslüman arıyorsa Doğu Türkistan Müslümandır. Eğer Türk Dünyası Türk arıyorsa Doğu Türkistan Türk'tür. Eğer insanlık insan arıyorsa, Doğu Türkistan'da katledilen insanlıktır.
Susmak; zulme rıza göstermektir. Zulme rıza ise zulmün ta kendisidir.” ifadelerine yer verildi.
AGD’nin basın açıklaması yapılan duanın ardından sona erdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.