TZOB Başkanı Bayraktar son gelişmeleri değerlendirdi

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım sektöründe yaşanan son gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım sektöründe yaşanan son gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Bayraktar, açıklamasında, şu ifadelere yer verdi:

“Tarımsal ürün arzının azaldığı bir döneme girerken, örtü altı tarımı için tarımsal ürün maliyetlerine gübre, ilaç ve işçilik gibi masrafların yanı sıra bir de ısıtma ve elektrik gibi masrafların eklendiği bir sezon başladı.

Tarımsal girdi fiyatlarındaki artışlar ürün maliyetlerini yukarı doğru çekiyor. Bu maliyetlerden dolayı artan ürün fiyatları tüketiciyi mağdur ederken, üretici ise eline geçen gelirin çoğunu masraflarına veriyor. Bu sebeple de üreticilerimizin gelirleri düşüyor. Geliri düşen üreticimiz mağdur oluyor ve üretimden uzaklaşıyor. Bu durum tarımsal üretimin artmasını olumsuz yönde etkilerken, tarımsal ürün arzının azalmasına sebep oluyor.

Yerli nüfus ve sığınmacı sayısının artışından dolayı tarımsal ürünler için artan iç talep ve dış talep karşısında, arzdaki daralma tüketici fiyatlarını daha fazla artırıyor.

Şurası iyi bilinmelidir ki, tüketici fiyatlarındaki artış sadece tarımsal ürün maliyetlerinden ve arz azalmasından kaynaklanmıyor.

Ürün üreticiden çıkıp markete ulaşıncaya kadar fiyatı ciddi oranda artıyor.

Üreticilerimizin maliyetlerini düşürmeden, tüketiciye ulaşana kadar olan süreçte oluşan aşırı fiyat artışlarına bir çözüm bulunmadan, piyasada rekabet sağlanmadan ve ürün fiyatları denetlenmeden tüketicilerin de ucuz gıdaya ulaşması mümkün değildir.

Gıda sektöründe maliyet artışının yanında talebe bağlı artışlar da görülüyor.

Tüketicilerimiz her türlü ihtiyacını erteleyebiliyorken, gıdaya olan talebini karnını doyurabilmek için erteleyemiyor. Bu manada gıda sektörü spekülasyona açık bir sektördür. Bu sektörde tüketicilerimize de düşen görevler vardır.

Tüketicilerimiz meyve ve sebze de dahil olmak üzere günlük hayatta kullandığı ürünleri satın alırken market fiyatlarını daha fazla sorgulamalıdır.

Bir markanın aynı ürünleri değişik satış yerlerinde çok farklı fiyatlardan satılabiliyor. İnternet ortamında bile bu bilgilere ulaşmak mümkündür.

Tüketici ürün fiyatlarına yön verme ve müdahale etme gücünü kullanmalı, fahiş fiyattan ürün satan marketleri alışveriş yapmayarak cezalandırmalıdır.

Tüketicilerimiz fiyatlarından şikâyet ettikleri marketlerde ayak alışkanlığını bahane ederek ısrarcı olmamalıdır.

Normal fiyatların bile tüketiciyi zorladığını düşündüğümüzde fahiş fiyatlara tüketicimizin dayanma gücü yoktur.

Tüketicilerimiz özellikle meyve ve sebzeyi semt pazarlarından daha uygun fiyatlarla temin edebilir.

Kaldı ki pazarlarda daha fazla ürün görme ve seçme imkânı vardır.

 

Besi ve süt hayvancılığında maliyet artışları üretimi sürdürebilir olmaktan çıkarıyor.

Bazı marketlerde peynir fiyatlarının et fiyatlarını geçtiği bir ortamda hem üretici hem de tüketici için acilen tedbirler almak zorundayız.

Üretici daha fazla üretebilmeli, tüketici de ucuza gıdaya ulaşabilmelidir.

Üreticimiz ürettiği ürünlerin tüketici fiyatlarını gördüğünde şaşkınlığa uğruyor.

Üretenin değil aracıların daha fazla kazandığını görünce de üretimden soğuyor.

Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız verilere göre, kasım ayında, ekim ayına göre DAP gübresi yüzde 5,9, üre gübresi yüzde 3,8, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 3,2, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 0,4 ve amonyum sülfat gübresi yüzde 0,7 oranında düşüş gösterdi.

Geçen yılın kasım ayına göre ise son bir yılda, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 60, DAP gübresi yüzde 47, üre gübresi yüzde 13, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 9 artarken, amonyum sülfat gübresi yüzde 9 oranında azaldı.

Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 9 düştü, son bir yıla göre ise yüzde 175 oranında arttı.

Besi yemi kasım ayında ekim ayına göre yüzde 2,3, süt yemi yüzde 2,2, son bir yılda besi yemi yüzde 94, süt yemi ise yüzde 90 oranında arttı.

Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 140 oranında artarken, zirai ilaç fiyatları yıllık bazda yüzde 80 oranında artış gösterdi.

Tarımsal üretimde en önemli iki girdi kalemimiz mazot ve gübredir.

Bu iki kaleme ek olarak, sertifikalı tohum ve fidan destekleri her yıl düzenli olarak verilirken, üretim masraflarında önemli payları olan ilaç, yem, tarımsal sulamada kullanılan elektrik ve sulama girdileri göz ardı edilmekte, destek verilmemektedir. Hâlbuki yem, hayvansal üretimin can damarıdır. Su ve bu suyu çıkarmak için kullanılan elektrik enerjisi ise bitkisel üretimin olmazsa olmazıdır.

Özellikle bugünlerde maliyet problemiyle boğuşan üreticilerimize, hayvansal üretimde kullanılan yem başta olmak üzere, diğer girdilerde de sağlanacak destekler tarımsal üretimi artıracak, üretimin sürdürülebilirliğine katkı sağlayacaktır.

Üretici girdi yönünden desteklenmezse tarımsal üretim sekteye uğrar.

Ekonominin diğer sektörlerine kaynak sağlayan, bu sektörlerin katma değer yaratmasına ön ayak olan, dış ticaret açığına pozitif yönde katkı veren tarım sektörüne daha çok önem verilmelidir.

2022’de üreticimiz birçok üründe emeğinin karşılığını alırken, pamukta umduğunu bulamadı.

Özellikle, gümrüklerle koruyamadığımız pamuk, önemli derecede dışa bağımlı olduğumuz bir üründür.

Bu durum bile pamuğu daha fazla desteklemek ve fiyatını maliyetinin üzerinde tespit etmek için yeterli bir sebeptir.

Küresel olarak pamuğa talebin düştüğü ve fiyatların gerilediği bu dönemde pamuk üretiminden vazgeçmenin ağır faturası yine bu ülkeden döviz olarak çıkacak, her ülkeye nasip olmayan mevcut pamuk alanları değerlendirilemeyecektir.

Pamukta uzun zamandır artırılmayan destekleme primlerinin ve girdi desteklerinin artırılması, sezon başlamadan üreticiye verilmesi gerekiyor.

Kasım ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 237 ile marulda görüldü. Maruldaki fiyat farkını yüzde 210,5 ile kırmızı mercimek, yüzde 210 ile elma, yüzde 181 ile maydanoz, yüzde 180 ile kabak ve havuç takip etti.

Marul 3,4 kat, kırmızı mercimek ve elma 3,1 kat, maydanoz, kabak ve havuç ise 2,8 kat fazlaya tüketiciye satıldı.

Üreticide 3 lira 75 kuruş olan marul 12 lira 63 kuruşa, 13 lira 84 kuruş olan kırmızı mercimek 42 lira 97 kuruşa, 5 lira olan elma 15 lira 49 kuruşa markette satıldı.

Kasım ayında markette 37 ürünün 29’unda fiyat artışı, 8’inde ise fiyat azalışı görüldü. Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 43 ile pirinç oldu.

Kasım ayında üreticide fiyatı en fazla düşen ürün, yüzde 13,2 ile marul oldu. Kasım ayında üreticide 29 ürünün 17’sinde fiyat artışı olurken, 7 üründe ise fiyat düşüşü görüldü. 5 üründe de fiyat değişimi görülmedi.

Marul, ıspanak ve limonda arz artışı fiyatların düşmesine neden oldu. Sivribiber ve taze fasulyede talepteki azalma ürün fiyatlarını düşürdü. Patates, kuru soğan, salatalık, yeşil soğan, domates ve maydanoz arzındaki azalma bu ürünlerin fiyatlarını yükseltti. Talep artışı Antep fıstığında fiyatın yükselmesine sebep oldu.

 

 

İzlenme: 1089
VİDEOYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Benzer Videolar