EY BÜROKRASİ, ŞU NÜFUS AZALMASININ HESABINI VER!
Halk arasında olumsuz bir haber verileceği zaman kinayeli olarak, mecazi anlamda “müjde oğlun oldu” denir. Böyle bir tabir “keşke olsaydı, ama ne gezer, yine üzüntü verici bir durumla karşı karşıyayız” anlamında söylenir.
Dünkü Sakarya Gazetesi’nin manşeti o cinsten bir haberdi. Bende yazıma “Müjde oğlumuz oldu” diyerek başlıyorum. İlimizin nüfusu en çok azalan il. Normal azalan falan da değil, en az azalan. 26 ilin nüfusu azalmış, üç ilin nüfusu ise yüzde olarak en çok azalan iliz. Bilecik -5.35 ile nüfusu azalan illerin başını çekiyor. -3.14 ile Kütahya, -2.99’la Isparta takip ediyor.
Diyorlar ya, yaşlı Avrupa’nın nüfusu azalıyor diye. 150 yıldır ülkemizde batılılaşmak moda oldu. İlimizde bu modaya uyarak batılılaştı, önce nüfusu azalttık.
Biz sanayileşmiyor muyduk? I., II. Organize Bölgeleri az geliyordu III. Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulması için paçaları sıvayanlar kimlerdi? İl merkezinin nüfusu 100 bin olacaktı, şehir ona göre dizayn ediliyordu? İlimiz küçüktü ama sanayisi büyüktü, bir çok ile göre sigortalı sayımız yüksekti, Bilecik’in önünü kimse kesemezdi. Bilecik’te 2, Bozüyük, Osmaneli, Pazaryeri ve Söğüt’te Organize Sanayi Bölgelerimiz vardı, ilave olarak Gölpazarı’nda kurulması için çalışılıyordu. Böyle bir çalışmaların yapıldığı ilde nüfus yükseleceği yerde nasıl başardınız da ilin nüfusunu düşürdünüz?
Düşer mi düşer, vurdum duymaz tavrın devam ettiği müddetçe, halkın nabzını tutmak yerine benim görüşüm doğrudur tavrı devam ettiği müddetçe, “Ben ölüyorum” diye ağlayanın sesini “Türkü söylüyor” zannettikçe, bu mesuliyet hissi taşımayan bürokrasi başımızda olduğu müddetçe nüfusumuz ömrü billah artmaz.
Yıllardır söylüyoruz, ilimizde bürokrasi altın devrini yaşıyor diye. Bir Allah’ın kulu çıkıpta “kardeşim sen ne söylüyorsun” diyen oldu mu? Herhangi bir dairenin alınacak bir malzemesi olur, parayı ilde nasıl bırakırız değil, nasıl bırakmayız anlayışı ile hareket ederler. Öyle daireler varki aylardır sürüncemede muamele görecek dosyalar var. İşte gördük, kaç kişiyiz ki işler yürümüyor.
Abbate’de 2000 kişi çalışıyordu şimdi 300 - 350 kişi çalışıyor. İtalteks kapandı, Bozüyük’te en az 2000 bin kişinin çalıştığı Toprak fabrikaları, Söğüt’te Anatolia kapandı. Bunlar yıllardır ağır aksak gidipte kapananlar. Son kriz aşamasında kapananları saymıyorum. Bütün bunlar vurdumduymaz idarecilerin “Onlar özel iş yerleri biz ne yapabiliriz. Paramız mı varki sübvanse edelim” anlayışları yüzünden kapandı. Sıkıntıların, şikayetlerin üzerine gidilseydi, her şikayet bir üste aktarılsaydı yaşanan sıkıntıların en az yarısı yaşanmazdı.
Düşününki onlarca esnaflara ait odalar ve sivil toplum kuruluşları var. Gerek milletvekilleri ve gerekse başta Vali ve diğer il müdürleri hangi gün ziyaret ettiler, hatırlarını sordular. Geçen gün inşaat odaları başkanı arkadaşımız bir gazete ile yaptığı röportajda “Belediye Başkanı tarafından 5 yıldır hiç ziyaret edilmedi”ğini söylüyor. Düşünün ki halkın seçtiği bir belediye başkanı, halk ile yaptığı alış veriş ile geçimini sağlayan bir oda başkanını 5 yıldır hiç ziyaret etmiyor.
O kadar şuursuz ve mesuliyetsiz yönetiliyoruz ki, bizim oylarımızla seçtiğimiz belediye başkanı danışmanını ve yardımcısını dışarıdan getiriyor. Belki de şöyle düşünmüş olabilirler “Danışman ve Başkan yardımcıları 400 bin kişi içersinden 1 kişi ancak çıkıyor. İlimiz nüfusu 193 bin kontenjanı doldurmuyor dolayısıyla kaliteli eleman çıkmıyor mecbur kaldım 400 bin nüfuslu illerden getirmeye” diyebilirler.
TAŞI GEDİĞİNE
Kemal Kılıçdaroğlu Yarın Gazetesi’ni ziyaretinde, gazetenin editörü Cafer Elmas’a “Ben bu gazeteci arkadaşımı Kılıçdaroğlu’nun Bilecik temsilcisi olarak ilan ediyorum” demiş.
- Şöyle dese daha uygun olmaz mıydı? “Beni Yarın Gazetesi’nin Ankara temsilcisi olarak kabul edebilirsiniz”
TAŞI GEDİĞİNE
Başbakan “..... yan gelip yatma yeri değildir” diyor.
- Bizim Milli Eğitim Müdürü Tulmaç;
“Tatil demek sırtüstü yatıp dinlenmek değildir” diyor.
- Bu millet hiç yatmayacak mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.