Elini korkak alıştırma!
Gazetemiz Kurucu Sahibi Şadi Erdal'ın birçok kez gündeme getirdiği tarımla ilgili şikayetleri Türkiye Gazetesi yazarlarından Canan Eraslan dile getirdi. Önemine binaen yayınlıyoruz.
ELİNİ KORKAK ALIŞTIRMA!
Bu konu epeyce zamandır ülkemizin en önemli sorunlarının başında geliyor. Hangi sektöre baksanız eleman açığı var. Pandemide herkes tarımın ne kadar önemli olduğunu, geleceğin şekillenmesinde organize tarımın vazgeçilmez olduğunu anladı ama hâlâ bu alanda önemli bir eksiklik var. Tarım Bakanlığı, hep olması gereken planlı tarımı bir türlü organize edemedi. Gençler köylerinde kalıp çiftçilik, yetiştiricilik yapıp deyim yerindeyse 'paşalar gibi' yaşayacakken, kente göçüp AVM'de güvenlik görevlisi olmayı tercih ediyor!.. Hep kurduğumuz cümleler bunlar. Tarımda planlı üretime bir türlü geçemedik. Neredeyse her üründe bu yıl çok ektik fiyat düştü, seneye ekmeyelim kazanamıyoruz açmazı... Bu yıllardır çözemediğimiz bir sorun ama hemen hemen bütün sektörler dertli. Çalıştıracak eleman bulamıyorlar.
Bir lojistik firmasına bakıyorsunuz; onlarca tırının boşa yattığından şikâyet ediyor. Çünkü uluslararası çalışacak şoför bulmak neredeyse imkânsız. Bulsa dahi talep edilen ücretler ödenemeyecek boyutta.
Sanayiye bakıyorsunuz, ara eleman yok. Meslek lisesi mezunları daha sıkı bir eğitimden geçmeden makine başına geçirilemiyor.
Ara eleman yok da, mühendis var mı? O da sıkıntılı. Ayakkabı üreticisi, derici, madenci, otomotiv üreticisi... Aklınıza gelen bütün sektörler üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olacak gençleri burslarla destekleyip "mezun olduğunda işin hazır" diyor. Hele yazılımcı... Her sektör için büyük ihtiyaç. İşi e-Ticaret olanlar... Her geçen gün yeni bir ihtiyaca hizmet üretmek durumunda. Bunun için de yazılımcıya ihtiyaç var.
Ancak gençler o şirketlere gidip 09.00-18.00 arası çalışmak istemiyor. Bir mekâna bağlı olmak da onlara göre değil. Maaşın yüksek olması yetmiyor onlara.
Haftada 5 gün çalışmaya karşılar. Her gün çalışmaya karşılar. Sosyal haklar dediğimiz, bizim gibi klasik çalışma yöntemleriyle başlayıp devam edenlerin aklının almayacağı kadar geniş bir yelpaze. İşverenin surat asmasına bile 'mobbing' diyor gençler.
"Benden önceki elemanınız neden çıktı, bunu bilmek isterim" diyor mesela... Çok yerinde bir istek bence.
Hele ustalık gerektiren işlerde durum tam bir felaket... Evde bir şey için tamir ihtiyacı olmaya görsün. Günlerce usta bulamıyorsunuz. Diyelim ki buldunuz, gelir mi gelmez mi; bir tek kendisi bilir. Zaten o işlerde de Türk vatandaşı görmek imkânsız. Hepsinin dilinde şu cümle: Türk gençler bu işi yapmaz abla...
***
Geçtiğimiz günlerde işsizlik rakamları açıklandı. Oran, yüzde 9,2 seviyesine gerilemiş durumda. İşsiz sayısı 161 bin kişi azalmış. "İşsizim" dediği için kayıtlara öyle geçmiş olanların sayısı 3 milyon 218 bin civarında. İş ilanları her geçen gün artışta. Finans, gayrimenkul, üretim, sağlık ve bilişim sektörleri işe alımda büyük rol oynuyor. Çünkü gençler bu sektörlerde gelecek görüyor ve yöneliyor. Suit Your Job isimli şirketin yöneticilerinden Aysu Bilgin, iş ilanlarında siber güvenliğin öne çıktığını vurgularken, bu alandaki iş ilanı artışının yüzde 78'i bulduğunu söylüyor. Yine aynı kuruluş verilerine göre e-Ticaret'teki hacim sadece Türkiye'de 600 milyar doları bulmuşken, bu alandaki hareketliliğin istihdam piyasasını da hareketlendirdiği bir gerçek. Yine bununla paralel olarak teknoloji girişimleri de istihdam piyasasındaki rekabeti artırıyor. Son dönemde start-up tabir edilen girişimler, gençleri bünyesinde tutabilmek için hisse tekliflerini de hep gündemde tutuyor. Bu da önemli bir gelişme tabii. Teknolojik büyüme için beyin gücü önemli. O gücü bünyeye katmak için de elini korkak alıştırmamak gerek sanırım... Çünkü dünya değişiyor.
İstasyonlar butik AVM oluyor...
Enerjide yaşadığımız büyük değişim hepimizce malum. Pandemiyle birlikte dünyaya bakışımız değişince bütün değişimler büyük bir hızla girdi hayatımıza. Şirketler 'karbon ayak izini sıfırlama' taahhütleri kapsamında hızla elektrikli araçlara geçiyor, çatısını güneş paneliyle kaplıyor, güneş tarlaları, rüzgâr türbinleri kurmakta yarışıyor âdeta. Dün ithal ettiğimiz güneş panelinde iç piyasaya vermekle kalmayıp dünyaya satar hâle geldik. Dünyada Çin, Vietnam ve Güney Kore'nin ardından 4'üncü sırada Türkiye. Malezya ve ABD bizi takip ediyor üretim miktarında. Enerjide dünya değişince elektrikli araçlar her gün daha fazla yollara çıkmaya başladı. Benzin alır gibi birkaç dakikada şarj edip yola devam etmedikçe... Ya da boş bataryayı bırakıp doluyla gitmedikçe tam elektrikliye geçiş zor tabii ama akaryakıt istasyonlarında artan alışveriş imkânlarına dikkat çekmek istedim. Şimdilik yiyecek, kahve gibi ihtiyaçlar için alanlar var ama yavaş yavaş buraların butik AVM'ler hâline gelebileceği tahminleri yapılıyor. "Yola çıkalım, alışverişi istasyonda yaparız" şeklindeki diyalogları bolca duyacağız yakında. Şimdilik en az 30-40 dakikaya kadar düşebilen bir şarj süresinden bahsediyoruz çünkü.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.