TEK DÜNYA DEVLETİ (!)
1992 yılının Temmuz ayında, okul duvar gazetesi ve fotokopiyle çoğaltılan nüshalardan sonra dergi formatında ilk sayısı basılan derginiz Kardelen’in, dijital ortamda yayınlanmayan ilk sayılarını yeniden yazıya geçiriyoruz. Kısmet olursa yılsonuna kadar bugüne kadar yayınlanmış bütün sayılarımızı yazıya dökmüş ve internet sitemizde yayınlamış olacağız.
İlk sayıları yeniden kaleme alırken o gün henüz liseden mezun olmuş ve üniversite tahsilinin ilk yıllarındaki ağabeylerimizin, ablalarımızın, belli ki dertlendikleri ve bu sebeple tefekkür edip sıkça zikrettikleri bir kavram dikkatimizi çekti; Yeni Dünya Düzeni…
“Kulakları sağır eden “yarı bağımlılık” mırıltıları ne zaman kesilip de “yap hep ya hiç”i anlayacaklar. Ya bağımsızlık vardır ya bağımlılık. İkisinin ortası olmaz.” cümleleri işte o ilk sayılardan.
O gün adını Yeni Dünya Düzeni ifadesiyle ilân ettikleri sistemi hâkim kılmak adına Afganistan’ı, Irak’ı yangın yerine çevirip taş üstünde taş bırakmayanlar, kısa bir zaman içinde Arap Baharı adı altında Afrika’nın kuzeyini devamında da başta Suriye olmak üzere bütün bir Ortadoğu coğrafyasını devletsiz, iktidarsız bırakmayı becerdi. Yakın geçmişte Kafkasya’nın küçük devletlerinin Rusya’ya başkaldırmalarını ve halen devam eden Ukrayna savaşını da aynı minvalde değerlendirmek gerek.
Otuz yıl öncesinin Yeni Dünya Düzeni, bugün Tek Dünya Devleti kavramıyla, (bu sistemi her kim işletiyorsa, gizli ve aşikâr ajandalarındaki hedefleri bir bir gerçekleştirmek suretiyle) karşımıza dikildi.
Tek dünya devleti, gerçekleşmesi imkânsız bir ütopya, hayal değil. Tarihî seyir ortada. Aksine bütün millî devletler, acil tedbir alınması gereken bir varlık yokluk tehlikesiyle karşı karşıya. Uzun bir plan dâhilinde, Birinci Dünya Savaşı öncesinde krallıklar, imparatorluklar, saltanatlar yıkıldı, ardından sınırları onlar tarafından çizilen ulus devletler kuruldu, kurdurtuldu. Yüzyılı bulmayan bu küçük devletlere biçtikleri ömür de bugün itibariyle sona erdi. Şimdi sırada tek dünya devleti var.
Allah, başta idarecilerimize, topluma yön veren mütefekkirlerimize ve millet olarak hepimize basiret, feraset versin. Bu işin şakası olmadığını başka türlü anlayacak halimiz yok.
Salgın hastalıkların, onların tabiriyle iklim krizlerinin, kıtlığın, susuzluğun, binlerce insanın canına mâl olan depremlerin, sellerin, felâketlerin onların ajandasının bir parçası olduğu o kadar belli ki…
İşte bu ahvâl içinde Kardelen, “devlet” bahsini ele aldı. Konusunu “Dünya; Batı'nın Faşizm'ini, Sosyalizm'ini, Komünizm'ini denedi ve iflâslarını gördü... Babadan oğula saltanatın zaaflarını gördü... Demokrasinin zaaflarını da görmekte... Şimdi düşünüyor... İçten içe kaynayan Doğu da; sömürdüğü ülkelerdeki rejimleri, işine geldiği gibi değiştiren, Avrupa'daki krallıklara ve İslâm dünyasında işine gelen saltanatlara ses çıkarmayan; yani kendi icadı demokrasiye ihanet eden, bir yandan da demokrasi nutukları atan şaşkın ve ikiyüzlü Batı da arayış içinde.” cümleleriyle özetlediğimiz 118. sayımızı kıymetli okuyucularımızın takdirine sunuyoruz.
Kardelen, bu sayıdan itibaren 40 lira. Hayatın her alanında bütün kalemlerin fahiş oranda zamlandığı bir dönemde bu artış zarurî. Türkiye İstatistik Kurumunun paylaştığı bir veriye göre 2013 yılında 4.058 adet dergi yayın hayatına devam ederken bu sayı 2022 yılında 2.182’ye gerilemiş. Şartların bu şekilde devam etmesi halinde yakın bir gelecekte basılı dergi bulmak bile mümkün olmayacak. Kültür Bakanlığı başta olmak üzere devleti idare edenler (şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim demeyeceklerse) bu gelişmeyi nasıl okurlar, merak ediyoruz.
Bu vesileyle abonelik ücretlerini günü gününe yatıran hatta çoğu zaman ederinin üzerinde ödemeler yapan okuyucularımıza, gönüldaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu sayımızla birlikte, eserlerini yayınladığımız için telif ücreti ödememiz gereken yazar, şair ve çizerlerimizden de dergimize abone olmalarını talep ediyoruz. Uzun ve meşakkatli emek neticesinde ortaya çıkan derginin, maddî yönden kıymetini, eseri yayınlanmak suretiyle onu meydana getirenlerin daha fazla bileceğine inanıyoruz.
Emeği geçenlerin teliflerini bu dünyada da ödeme imkânına kavuşacağımız günlere hasretle bütün gönüldaşları selâmlıyoruz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.