Kuraklık
İnsan vücudu yüzde 60-70 oranlarında sudan oluşur ve insanların yaşamlarını devam ettirebilmesi için su en temel besindir. İnsanlar açlığa 45-61 gün arasında dayanabilirken susuzluğa yalnızca bir hafta dayanılabiliyor. Susuz bir yaşamın sürdürülemeyeceği bilimsel olarak kanıtlanmış vaziyettedir. Ancak buna rağmen bizler ne kadar su tasarrufuna dikkat ediyoruz? Ya da bu konu için çabalıyor muyuz? Üstelik 3. dünya savaşının su nedeni ile çıkacağını yıllardır duymamıza rağmen.
Bilinçli, öngörülü ülkelerde suyun yüzyıllar sonraki kullanım planlaması inceleniyor yalnız kendi ülkeleri için değil dünya ülkeleri için planlamalar incelenerek yatırımlar araştırılıyor. Suyun tarıma olan etkisi bariz olduğundan, bu bahsi geçen öngörülü ülkeler tarım için gıda alanında, giysi için tekstil malzemesi olan pamuğun dahi hangi ülkelerde daha gelişmiş olduğunu yüzyıllar sonrasına ne kadarı kalacağının hesabını yapmaktalar, yatırım araştırmalarında büyük adımlar ve düşünceler ile yol izlemekteler.
Günümüz insanlarının gelecek için bir kısmı bu kadar detaylı düşünüyorken, dünyanın kuma dönüştüğünün farkındayken ve bu kumsallığın önüne geçebilmek için güneş panelleri ve rüzgar gülleri ile yağışın sağlanması, deniz suyunun tuzdan arındırılması gibi projeler gündemde ve bazı ülkelerde bunlar gerçekleştirilmekte. Genel anlamda baktığımızda bunları sadece gelir seviyesi yüksek kişi ve ülkelerden beklenmesi doğru değil. Köyümüzdeki çiftçi de sulama yaparken açık kanal kullanmayarak, evimizdeki çocuk da dişlerini fırçalarken suyu boşa akıtmayarak destek olabilir.
Büyük küçük demeden dünyanın hepimizin olduğunun farkına vararak su tasarrufuna dikkat etmeliyiz. Kuraklık sonucu doğacak olan sıkıntıların önüne geçebilmek adına toplum olarak önlemler almalı şu anının ve geleceğe bırakacağımız mirasımıza sahip çıkmalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.