ŞADİ  ERDAL

ŞADİ ERDAL

AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ

AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ

“Bilecik için ne yapabiliriz” diye toplanan odalar, toplantıdaki konuşmaları kamuoyuna duyurmamakta ısrar ediyorlar. Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Mücahid Erdal’ın “………basını bay pas ediyorsunuz. Madem Bilecik’e bir şeyler yapmak istiyorsunuz, Bilecik’lilerin de toplantıda konuşulanları bilmeye hakkı var. O halde basını çağırmalısınız…” diyen yazılarını ise bazı oda başkanları çarpıtıyorlar. Diyorlar ki “Bilecik’e ne yapabiliriz diyen bizlere neden karşı çıkıyor sunuz?....”

Size neden toplanıyorsunuz diyen yok, neden yaptığınız toplantılardan halkın haberi olmuyor bunun sebebi soruluyor.

Bazı oda başkanları için şöyle bir soru sorulabilir. “Bilecik için ne yapabiliriz…” toplantıları yapacağınıza “Bugüne kadar Bilecik’e ne yaptık?...” toplantıları yapmanız gerekmez mi?

Odalar derken ben zaten hepsini kastetmiyorum. Bu işin önderliğini yapanları şöyle gözden geçirin. Kimisi 18, kimisi 10, kimisi 8 senedir oda başkanı. Şimdiye kadar ne verip ne veremediğiniz muhasebesini yapma zamanınız geldi ve geçti bile. Sizin ise daha yeni yeni aklınıza “Bilecik’e ne verebiliriz” düşüncesi geliyor. Bu saatten sonra size Günaydın sözü yakışıyor.

KOSGEB kredilerinden 2 yıl evveline kadar Bilecik ilinin tamamında faydalanan kaç kişi vardı? Böyle bir kredinin varlığını bile bilmiyordu KOBİ’ler. Bilecik, Eskişehir KOSGEB’e bağlı. Daha Bilecik’e temsilcilik açılmadan il çapında ilk, Türkiye çapında 5. olarak faizsiz KOSGEB’den kredi alan Sakarya Gazetecilik ve matbaacılık oldu. Daha sonra bu krediden faydalanmak isteyenlerin hangi işlemleri yapmalılar ki bu krediden alabilmeleri gerektiğini Halk Bankası personeli bize gönderdi. KOSGEB Eskişehir bölge müdürlüğü Bilecik’e Ticaret ve Sanayi odası ile anlaşarak bir temsilci gönderdi. Ticaret ve Sanayi Odası binasında tahminim 2 sene kalan o eleman ne kadar faydalı oldu, Ticaret ve sanayi odası ne yaptı?. Bu hususta Sakarya Gazetesi ufakta olsa bir haber yaptı. Bu haberden bir müddet sonra o elemanı Eskişehir KOSGEB görevden aldı. Şimdiki KOSGEB elemanı atandı. İki senedir KOSGEB’den kredi alan esnaf sayısı çoğaldı. Daha evvel Oda neredeydi?.

AB kredilerinden faydalanan var mı? Bu gibi kredilerden faydalanmak için çalışmalar yapmak, üyelerini bilgilendirmek lazım. Bu işler üyelerden aidat almakla bitmiyor. İlimiz kaçıncıya teşvikten istifade edemiyor? “Ne yapalım almıyorlar” demekle iş bitmiyor. Demek ki sesini duyuramıyorsun. Bilecik’in sesini o zaman duyuracaksın. Bugün “Bilecik için ne yapabilirim….”diyeceğine, “….Dün Bilecik için şunları yaptım” diyebilmelisin.

“Sen şu işe bak” köşemizde İnegöl esnafının birleşerek neler yapmaya çalıştığını görüyorsunuz. Yıllarını Oda başkanı olarak geçirenlerden böyle bir çalışma görüyor musunuz?

Siz “neler yapabilirim” noktasındayken, ilde değil ilçe oda yetkilisi “neler yaptım” diyor.

İlimizin her köşesinde, Bursa, Eskişehir toptancıları cirit atıyor. KOSGEB “5-10 esnaf birleşin, şirket olun uzun vadeli kredi vereyim büyüyün…” diyor. Hangi oda esnafı aydınlatıcı toplantılar yaptı. Bilgisayarın hayatımıza girdiği 20 yıl oldu. Hangi oda üyelerine bilgisayarın nasıl kullanılacağını öğretici kurs açtı?. Muhasebeciler odasının bile üyelerine “Muhasebe kayıt sistemi” üzerine üyelerini bilgilendirdiğini duymadım.

Ziraat Odası, komşu illerimizin tamamı hükümetin kuraklıkla ilgili kararlarından istifade etti, ilimiz faydalanamadı. Tarım İl müdürlüğü kaç yıldır Altay 2000 buğdayı getiriyor. Çiftçi başına 300 kg. tohumluk buğday bir türlü yükselmiyor. Köy arazi yollarının bakımı mazot parası alınmadan yapılmıyor. Daha sayayım mı? Şimdilik bu kadar yeter. Oda başkanı ise susuyor.

Siz başkanlar önce “Biz üyelerimiz için ne yapabiliriz…” deseniz daha iyi olmaz mı?

“Bilecik için ne yapabiliriz…” toplantılarına neden basını çağırmak istemiyorsunuz? Çünkü hiçbir şey çıkmayacağını siz de biliyor sunuz. “Bari kamuoyuna karşı kendimizi güldürmeyelim” korkusundan.

Son söz olarak bu yazıya yakışır şu sözü yazarak bitireyim.

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.

 

Ne demiş Ne demiş?

Cuntacı ile kullanışlı gazeteci arasındaki ilişkinin esası öyle değildir.

Kullanışlı gazeteci bir gönüllüdür...Cuntacı bir şey talep etmeden de, Kullanışlı gazeteci durumdan vazife çıkararak gereğini yapar..

Emre AKÖZ- Gazeteci

- Meclisi artık asker değil, polis koruyacakmış...

Basının postal yalayıcıları hiç ağızlarını açmadılar. Örneğin, kendini solcu diye satan kart alkolikten sert bir tepki beklerdik.

Engin ARDIÇ- Gazeteci

- Eski Türklerin savaşırken arkadan gelecek herhangi bir saldırıyı kontrol edebilmek için sırtlarını dayadıkları taşın ismi arka taştan, Arkadaş şeklinde dilimize yerleşmiş. Bizim arkadaşlara ne oldu?

Hüseyin ÖZTÜRK- Gazeteci

Taşı Gediğine

Cuntacılık dedik kızanlar oldu.

Öyleyse Contacılık diyelim

***

İki gün evvel bir hasta helikopter ile İstanbul’a sevk edildi.

112 Acil’e 2 ambulans alınacaktı da 1 yıldır alınamamıştı. Onun yerine helikopter mi alındı yoksa!

***

Gençlik Merkezinde haftada 3 gün resim kursu açılmış.

Kursa herkes mi? Sadece Almanya’ya geziye gidenler mi katılabilecek.

 

 

Bu yazı toplam 1096 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ŞADİ ERDAL Arşivi
SON YAZILAR