Vali Yardımcısının odasında, Belediye Başkanı ile bir gazeteci arkadaş arasında cereyan eden olayı bilmeyen kalmadı. Gazeteci arkadaş açıklama yaptı, arkasından Belediye Başkanı avukatı aracılığıyla basın açıklaması yaptı. Daha sonrada CHP, ANAP, DSP, DP il başkanları il makamı önünde açıklamalarda bulundular.
Sakarya Gazetesi olarak biz haberleri verirken tarafsız olarak vermeyi tercih ettik. Çünkü olayın yaşandığı Vali Yardımcısının odasında gazetemizden kimse yoktu. Bizde tamamen tarafların açıklamasından öğrendik. Partilerin vilayet önünde yaptığı açıklamaya ise görmemezlikten gelmek gazetecilik adına okuyucumuzun haber alma hakkına kısıtlama olurdu. Ayrıca birkaç partinin birleşerek yaptığı açıklamayı haber yapmamak gazetecilik adına da yakışmazdı.
Biz bu olaylarda tarafsız kalarak haberleri verdik, değerlendirmeyi ise okuyucunun takdirine bıraktık.
Peki biz her olayda tarafsız mı kalıyoruz? Bazı okuyucularımızın aklına böyle bir soru takılabilir. Hiçte öyle değil, öyle olaylar olmuştur ki Sakarya Gazetesi net tavrını koyar, hakkı Hak’ın emrine uygunluğu tarafında yer alır.
İğnenin ucu kendine değdiğinde bağırıp çağıranlar, İğne değil çuvaldız başkasına batarken ne diye susmayı tercih ediyorlardı. Sakarya Gazetesi o zaman çuvaldız batırılan tarafta yer aldı, sesini yükselterek meydanda tarafının yanında yer aldı. O gün susanlarsa, bugün iğneyi görünce gırtlakları yırtarcasına bağıranlardı.
Olayı bir daha hatırlatmak istiyorum. Devlet Hastanesinde bir doktorun başörtülü olarak çalıştığını haber yapan yine son olayın içinde yer alan gazeteci arkadaştı. Haberden sonra bir kısım yetkililer soruşturma yarışına girerken, bugünün, gazeteci ile söz düellosu yarışına girenler sus pus oturmayı tercih ettiler. Yani bir nevi “Her koyun kendi bacağından asılır” anlayışı.
Biz ise o gün yaptığımız yayınla, Sakarya Gazetesi yazılarımızla haksızlığa uğrayan kardeşimizin yanında yer aldık. Hatta haberi yapan gazeteci arkadaş ile görüşerek bu şekilde ki haberlerin kamuoyunu rencide ettiğini söyledim. Benim sözlerime inanarak mı bilemem, bu gazeteci arkadaş bir daha başörtüsüyle ilgili haber yapmadı.
Şimdiyse aynı gazeteci Sayın Başkanın hakkında yaptığı haberler ile aforoz edilmiş durumda.
Sakarya Gazetesi her zaman tarafsız kalmıyor. Nerede taraf olacağını çok iyi biliyor. Keşke herkes, bir başka kardeşimizin canı yandığı zaman kendi canınınn yandığını hissetse .
BİZ TARAFSIZ DEĞİLİZ, HANGİ TARAFTA YER ALACAĞIMIZI BİLENLERDENİZ.

TAŞI GEDİĞİNE
Gazeteci arkadaşımız Çevre Müdürünün, baldızının çocuğuna kıyak yaptığıyla ilgili haber yaptı.
- Adı üstünde Çevre Müdürü, Çevresiyle ilgileniyor, daha ne yapsın...

TAŞI GEDİĞİNE
DP Genel Başkanı Süleyman Soylu “22 Temmuz 2007 seçiminin altında partim oy alırsa
Genel Başkanlığı bırakacağım diyor.
- Devlet Bahçeli’de öyle demişti.
Ama yine genel başkanlığa devam...
Dileriz öyle olmaz.

NE DEMİŞ, NE DEMİŞ
- 28 Şubatlar; Milletin istedikleri iktidar oluyor diye, demokrasiyi bir türlü hazmetemeyenlerin hukuksuzluğudur. Asıl düşmanlıkları da, milletin dinini yaşama arzusudur.
Hüseyin GÜLERCE
Gazeteci

- Darbeler, bir kişinin evine bir canavarın girmesi ve evden çıkması gibidir. 28 Şubatçıların hepsi kendi rüyalarının kurbanı olmuşlardır.
Prof. Mümtaz’er TÜRKÖNE

- 28 Şubatın süreci bitmiş mi? Hayır! Süreci yönetenlerin bittiği kesin... Ama sürecin etkisi bitmedi, devam ediyor! Ne zamana kadar devam eder? Demokratikleşme tamamlanıncaya kadar!
Resul TOSUN
Gazeteci

- Askerlerde anlaşanların kendi bankalarının soymalarına, halkın paralarını zimmetlerine geçirmelerine izin verildi.
Prof. Dr. Ahmet ALTAN

- GATA’ya kapıya kadar sedye de girenler, birden girdikleri iklimin tesiri ile olsa gerek ayağa kalkıveriyorlar.
Salih YAYLACI
Gazeteci