Yukarıdaki başlık şahsımı bağlayan bir ifadedir. Tüm Kürelilerin katıldığını da iddia edecek değilim. Geçmişte beraber TOPRAKSU, tesislerin inşaatlarında, kamp’larda birlikte olduğum Küreli arkadaşlarım adınada bu yazıyı yazmak boynuma bir borç olduğu düşüncesindeyim. Çoğunluğunda bu düşüncede olduğu kanısındayım.
D.S.İşlerinin ülkemize, ilimize çok faydalı tesisler kazandırdığı yadsınamaz, göz ardı edilemez bir gerçek. Ancak zaman zaman ben daha önceki D.S.İ 3. Bölgede çalışan arkadaşlarımızı da aramıyor değilim, onların da çok emeği vardır.
Gelelim KÜRE BELDESİNİN bana ve bize yakın düşünen hemşerilerimle D.S.İşlerinden istediğimize;
1-) DSİ, Orta Sakaryada bir dizi sulama tesisis projelendirdi. Bu projeler yatırıma dönüştü ve çoğunluğu su kaynağını Sakarya nehrinden sağlamaktadır. Pompajlı tesisler 1960’lı yıllardan beri “diesel” motopomplarla başlamış daha sonra Elektropomplu olarak devam ettirilmiştir.
2-) Elektropomplu olarak projelendirilen sulama tesisleri Kooperetif olsun, Birlik olsun borç batağı içindedir ve işletmeler maalesef sürdürülebilirlik kazanamamıştır.
3-) Cazibeli akışla su kaynağı sağlanan tesislerde dahi organizasyon, (teşkilatlandırma) sürdürülebilirlik (işletme, su bedeli tahsilatı, bakım ve onarım v.b) zor sağlanabilmektedir. Bu durum elbette sadece D.S.İ’lerin, kendi kurumundan kaynaklanmamaktadır.
4-) Müteahhitlik yatırım ve hizmetleri; teknolojik ve teknik gelişmelere rağmen, ETİK ve mevzuat’a uyulmadaki savsaklamalar ve daha adını bu yazıda mevzu etmeyeceğimiz nedenlerle ileri gideceğine geri gitmektedir.
5-) Organizasyon, teşkilatlandırmada, Sivil insiyatif hareketlerinde uzlaşmazlık baskın gelmekte, yardımlaşma, paylaşma, güven ve değer yargıları yozlaştığından “ortak akıl ve birliktelik sağlanamamaktadır?
6-) Pompajlı projeler, tesise dönüşüp hayata geçtiğinde yukarıda belirttiğim gibi sürdürülebilirlik sağlanamamaktadır. Sulanacak sahada “ÜRÜN DESENİ” seçimi projeye uygun seçilememekte, istikrarsız Tarım ürünleri piyasası çoğu zaman sulama alanının önemli bölümünü “boş” bırakılmasına neden olmaktadır. Bu durum “SU” maliyetinini etkilemektedir.
7-) Yukarıdaki nedenlere, daha da eklemeler yapılabilir. Bu olumsuzluklar, trilyonlarca D.S.İ yatırımlarını, REEL tarım üretimini etkilemekte, Pazar satış fiatlarındaki istikrarsızlık “SU” maliyetinin de etkisiyle “TARIMI” geriletmektedir.
SONUÇ Ve İSTEK;
D.S.İ tarafından Sakarya projelerinin devamı sayılabilecek KÜRE BELDESİ, Alan içi mevkiinde inşa edilmesi projelendirilmiş sulama projesine su kaynağı olarak kızıldamlar barajı düşünülmesi ALTERNATİF (Seçenek) olabilir mi? Konusu da ele alınmalıdır. Bu konunun daha öncede D.S.İ’lerine iletilmiş olduğunu söylemektedirler.
Kızıldamlar barajının Kızıldamlar ve Yeniköy tarım arazilerinin sulanması için inşa edilmiş olduğunu da biliyorum. Ancak;
1-) Alan içi mevkii Ekolojik nedenlerle MEYVE yetiştiriçiliği için ve bazı organik bitki ekimi tarımına daha uygundur. Başka ürün desenide olsada, “rantablı” olan meyveciliktir. Şimdiki durumdanda anlaşılabilir. Meyvacilikte “SU” ihtiyacı daha kısıtlıdır.
2-) Su krizlerinde, gelecekte pompajlı projelerde, hele GIDA güvenliği açısından, ekonomik olabilir. Ancak bugün Kızıldamlar barajına ZEYVE’de takviye olarak su verebilir zira ZEYVE barajı altı KENTLEŞMEK’tedir. Yerleşime açılmıştır.
3-) Kızıldamlar’ın sulanabilir arazilerinin bir bölümü hububatta kalacaktır, tarım için nüfus yaşlı ve azdır, su ekonomik kullanıldığında Küre Alan içi mevkiine yetebilir.
4-) Küre beldesi üreticisi, daha dikkatli incelendiğinde görülecektir ki, kiraz ve bağcılıkta uzmandır. Cazibeli su kaynağı maliyetleri düşürecek meyvecilik, bağcılığın yerini alacaktır. DAMLA sulamada su akış hesabında HEKTARA su modülünün çok düşük olduğu sizlercede bilinmektedir. Bu dilek istediğimizin dikkate alınmasını umuyoruz ve bekliyoruz.