DÜNYA ÇÖLLEŞMESİNE KARŞI DAYANIŞMA…
16 Haziran günleri heryıl dünya ÇÖLLEŞME ile mücadele günü olarak anılır, konferanslar verilir. Dünya’da son yıllarda gündeminden düşmeyen İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ konusu, ÇÖLLEŞMENİNDE gündemindedir. 1993 yılında Brezilya’nın RİO kentinde temeli atılan Dünya Çölleşme ile mücadele konusu, daha sonra geliştirilerek 1995-2001 yılları arasında PARİS anlaşması ile imza altına alınmıştır. Halen tahmine göre 120 rakamı üstünde ÜLKE RİO kentinde doğan ÇÖLLEŞME ile mücadele konusunda imza atmış birlikte dayanışma örneği göstermektedir. Türkiye’de bu anlaşmada taraftır, ayrıca KYOTO anlaşmasıyla karbon gazları ve diğer emisyon gazlarının alınımını anlaşmadaki seviyelere indirecektir.
Çölleşme ile mücadele, Dünya ÇEVRE günü ile yakın olarak anıldığı için gereken önemi görmemekte, çevre etkinlikleri arasında kaynayıp ! gitmektedir. TEMA VAKFI kuruluş yıllarına rast gelen ÇÖLLEŞME ile mücadele 16 Haziran-23 Haziran arasında TEMA VAKFI tarafından bazı üniversitelerde genç temacı gruplarca anılmaktadır.
Dünyadaki ÇÖLLEŞME olgusunun en fazla görüldüğü yerler, topraktaki bitki örtüsünün zayıf olduğu, hatta tamamen çıplak alan topraklardır. Bu alanlarda yağmur-kar yağışları yıllık 300 mm’den daha azdır. Bu sahalarda erozyon’da etkili olabilmekte toprak zayıf ve verimsiz olduğu için yabani ot dahi bitmemektedir.
Gelecek yıllarda ÇÖLLEŞME sürecinin daha hızlanacağı, ÇEVRE felaketine dönüşebilecek bir olguya hazırlık olmak durumundayız. İklim değişikliği, kuraklık, çölleşme, doğrudan emisyonlada ilgilidir. KYOTO Anlaşmasındaki sanayinin ve toprak yüzeyindeki karbon gazlarının atmosfere karışmasının kontrol altına alınması sağlanmadığında, çölleşme, kuraklık etkisiyle hızlanacaktır. Birbirine zincirleme olarak bağlı konuların birlikte koordineli olarak yürütülmesi vaz geçilemez ön koşuldur. Bu konuda en büyük sorumluluk Birleşmiş Milletlerdedir. Bu sorumluluk aynı ölçekte gelişmiş lider sanayi devrimini yaşamış ve aşmış yedi ülkededir.
ABD, İngiliz, Almanya, Japonya, Fransa, Kanada ve Rusya, karbon gazlarının atmosfere salınmasında önemli ölçüde kontrolü yerine getirmelidir. Dünyadaki EKONOMİK KRİZ, sanayideki duraklama kontrolü ele almada bence önemli bir fırsattır. Ayrıca uzun yıllar sömürge olarak kullandıkları ülkelerin (Asya Afrika ve Orta Doğu ülkeleri) doğal kaynaklarını acımasızca yok eden yukarıdaki adı geçen ülkeler ve finans sektörlerinin “GÜNAH” çıkartmaları insanlık dünyasının beklediği görevlerdir.
IMF, Dünya Bankası, BM’ler, Uluslar arası finans sektörü, petrol gaz şirketleri, büyük modern tröst ve tekellerinin hep birlikte ÇEVRE FELAKETİNİ önlemeleri tarihi görevleridir.
ÇEVRE FELAKETİ ve ÇÖLLEŞME, 2025 yılında 8.5 milyar nüfusu beslemek zorunda kalacak dünyamız için geliyorum diyerek güçlü sinyaller vermektedir. Gıda ve susuzluk 2,5 milyar insana açlık, yoksulluk sınırına taşıyacaktır. Aç ve yoksul insan toplulukları, toplu ölümlere, savaşlara ve hatta ülke işgallerine, demokratik yönetim biçimlerinin zafiyetine yok oluşuna hızla götürecektir.
Yokluk, yoksulluk ve açlık önünde hiçbir engel duramayacaktır. İnanç, Etik değerleri ve demokrasinin erdemi, siyasilerin ve bilim adamlarının gayreti, hiçbir şey açlığın taleplerine cevap veremeyecektir.Geçmiş zamanda fakirleştirdiğimiz ve açlığa, yoksulluğa mahkum ettiğimiz ülkelere yardım elini uzatınız. Her yıl silahlanma için harcadığımız 1,5 triyon dolar paranın sadece 500 milyar dolarını çevre, çölleşme ve gıda üretimin arttırılması ve adil dağıtım pazarlanmasına ayırınız! YETER. Bu konuda plan yapanlar sizin içinizde, yoksullaştırdığınız ülkeler talep etmiyor! Sizin içinde GÜNAHKAR olduğunuzu bilenlerin tekliflerini yerine getirin!.
Çölleşme ile mücadele, Dünya ÇEVRE günü ile yakın olarak anıldığı için gereken önemi görmemekte, çevre etkinlikleri arasında kaynayıp ! gitmektedir. TEMA VAKFI kuruluş yıllarına rast gelen ÇÖLLEŞME ile mücadele 16 Haziran-23 Haziran arasında TEMA VAKFI tarafından bazı üniversitelerde genç temacı gruplarca anılmaktadır.
Dünyadaki ÇÖLLEŞME olgusunun en fazla görüldüğü yerler, topraktaki bitki örtüsünün zayıf olduğu, hatta tamamen çıplak alan topraklardır. Bu alanlarda yağmur-kar yağışları yıllık 300 mm’den daha azdır. Bu sahalarda erozyon’da etkili olabilmekte toprak zayıf ve verimsiz olduğu için yabani ot dahi bitmemektedir.
Gelecek yıllarda ÇÖLLEŞME sürecinin daha hızlanacağı, ÇEVRE felaketine dönüşebilecek bir olguya hazırlık olmak durumundayız. İklim değişikliği, kuraklık, çölleşme, doğrudan emisyonlada ilgilidir. KYOTO Anlaşmasındaki sanayinin ve toprak yüzeyindeki karbon gazlarının atmosfere karışmasının kontrol altına alınması sağlanmadığında, çölleşme, kuraklık etkisiyle hızlanacaktır. Birbirine zincirleme olarak bağlı konuların birlikte koordineli olarak yürütülmesi vaz geçilemez ön koşuldur. Bu konuda en büyük sorumluluk Birleşmiş Milletlerdedir. Bu sorumluluk aynı ölçekte gelişmiş lider sanayi devrimini yaşamış ve aşmış yedi ülkededir.
ABD, İngiliz, Almanya, Japonya, Fransa, Kanada ve Rusya, karbon gazlarının atmosfere salınmasında önemli ölçüde kontrolü yerine getirmelidir. Dünyadaki EKONOMİK KRİZ, sanayideki duraklama kontrolü ele almada bence önemli bir fırsattır. Ayrıca uzun yıllar sömürge olarak kullandıkları ülkelerin (Asya Afrika ve Orta Doğu ülkeleri) doğal kaynaklarını acımasızca yok eden yukarıdaki adı geçen ülkeler ve finans sektörlerinin “GÜNAH” çıkartmaları insanlık dünyasının beklediği görevlerdir.
IMF, Dünya Bankası, BM’ler, Uluslar arası finans sektörü, petrol gaz şirketleri, büyük modern tröst ve tekellerinin hep birlikte ÇEVRE FELAKETİNİ önlemeleri tarihi görevleridir.
ÇEVRE FELAKETİ ve ÇÖLLEŞME, 2025 yılında 8.5 milyar nüfusu beslemek zorunda kalacak dünyamız için geliyorum diyerek güçlü sinyaller vermektedir. Gıda ve susuzluk 2,5 milyar insana açlık, yoksulluk sınırına taşıyacaktır. Aç ve yoksul insan toplulukları, toplu ölümlere, savaşlara ve hatta ülke işgallerine, demokratik yönetim biçimlerinin zafiyetine yok oluşuna hızla götürecektir.
Yokluk, yoksulluk ve açlık önünde hiçbir engel duramayacaktır. İnanç, Etik değerleri ve demokrasinin erdemi, siyasilerin ve bilim adamlarının gayreti, hiçbir şey açlığın taleplerine cevap veremeyecektir.Geçmiş zamanda fakirleştirdiğimiz ve açlığa, yoksulluğa mahkum ettiğimiz ülkelere yardım elini uzatınız. Her yıl silahlanma için harcadığımız 1,5 triyon dolar paranın sadece 500 milyar dolarını çevre, çölleşme ve gıda üretimin arttırılması ve adil dağıtım pazarlanmasına ayırınız! YETER. Bu konuda plan yapanlar sizin içinizde, yoksullaştırdığınız ülkeler talep etmiyor! Sizin içinde GÜNAHKAR olduğunuzu bilenlerin tekliflerini yerine getirin!.
Bu yazı toplam 592 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.