HOCAM BİR DÖRT YIL DAHA, HELALLİK Mİ? KAT KAT
Üstad Necip Fazıl Kısakürek şiirinde “Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum; Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum...” diyor.
Bilecik Üniversitesi açılana kadar Bilecik tamda bu iki satırdan çıkan mana gibiydi. Üstad kendi hayatını kastederek “Tam otuz yıl...” diyor. Biz ise Cumhuriyet kurulalı durdurulduk.
Gazetemiz kurulduğundan itibaren Osmanlı veya Edebali Üniversitesi kurulması yönünde yayın yaptık. Biz o yayınları yaparken “Bilecik'te Üniversite olmaz. Gelen talebenin sosyal yaşantısına cevap* verecek yer yok” diyen fakültede ve Yüksek Okulda görev yapan arkadaşlar vardı. Biz o arkadaşlara, Üniversiteye talebe olarak gelenler okumak için mi, gönül eğlendirmek için mi geliyorlar? Gelişmiş ülkelerde üniversiteler şehir merkezlerinden 30-40 km uzaklarda kurulduğunu söylüyorduk.
Bildiğiniz gibi ilimizde kurulan fakülte Kütahya Dumlupınar Üniversitesine, Yüksek Okullar Eskişehir Anadolu Üniversitesine bağlı idi
Fakültenin ders yılı sonunda mezuniyet töreninde yaşananlar basında yer aldı ve tenkit edildi. Dumlupınar Üniversitesi Rektörü ilimize geldiğinde basında yer alan haberlerden rahatsız olmuş, fakülteyi kapatma tehdidinde bulunmuştu. Rektörün bu konuşmasına karşı uzun bir cevap yazmıştım.
Çok geçmeden iktidarın, bütün illerde üniversite açılması kararına istinaden, her ne kadar ismi Osmanlı veya Edebali Üniversitesi olmasa da Bilecik Üniversitesi açıldı. Üniversitemizin açıldığı yılları hatırlamakta fayda var. Rektörlerin bir çoğu bulundukları illerin halkıyla itişip kakışmaktan zevk alıyorlar. Halktan ayrı bir alemde yaşıyorlardı. Üniversitenin açılışına ne kadar sevinsekte, başına gelecek Rektör ile aynı sorunları mı yaşayacağız endişesini taşıyorduk.
Fakültede öğrenim görevlisi olarak bulunan arkadaşlar adaylarının Prof. Dr. Azmi Özcan olduğunu açıkladıklarında “umarım iyi bir adaydır. Bilecik halkı ile tebelleşmez” dedim. Arkadaşlar gereken şekilde bilgilendirdiler. Sayın Hocamla ilk karşılaştığım da bende bıraktığı intiba beni hiç yanıltmadı, zamanla ilk bıraktığı intiba katlanarak devam etti.
Şairin, ne hasta bekler sabahı/ Ne tane ölüyü mezar/ Ne de şeytan, bir günahı/ Seni beklediğim kadar / dediği gibi Bilecik'te kendisiyle bu kadar kaynaşan rektörünü bekliyormuş. Şehirle, esnafıyla, odaları ve basınıyla kaynaşan bir rektörle karşılaştık. Osmanlı'nın 3 kıtaya yayıldığının başlangıç noktası olmasından dolayı tarihteki yerimizin neresi olması gerektiğini o söyledi. Sayısız sempozyumlar, Ziraat, Ticaret Odalarıyla kurduğu dostluklarla odaların branşlarında bilgilendirici toplantılar yaptı. Ben buradan yapılanların hepsinin bilançosunu çıkartamayacağım.
Bilecik'in 4 yılki hali ile bugünkü canlılığını göz önüne aldığımızda ekonomik olarak faydalanmasını da hafızamıza yerleştirmeliyiz.
Sayın Hocamızın ilimize yaptığı en büyük iyilik hayatı boyunca kazandığı itibarı Bilecik Üniversitesi için harcadı. Sakarya'dan getirttiği batakalarda Mühendislik Bölümünü açarak daha ilk yılında üniversiteye talebe girişini sağladı.Şahsi dostlukları sayesinde Prof ve Doç. Öğretim görevlisini üniversiteye kazandırdı. En son açılışı yapılan Ulu Çınar Camiine kaçımızın 5 kuruş katkısı var. Sadece bir hayır severimiz Allah rızası için arsasını bağışladı. Dostluğu sayesinde temin ettiği varlıkla kısa zamanda cami kısa zamanda ibadete açıldı
Sayın Hocamızın katkılarının tamamını yazmaya benim Hadiseleri Muhasebesi sahifem yetmez. Bütün bunları yazmama sebep ise Üniversitenin açılışında Sayın Hocam, Rektörlük görevinin sona ermesine kısa zaman kaldığını hatırlatarak herkesten helallik istemesi.
Zaman ne kadar da çabuk geçmiş. Yıl başında Hocamızın Rektörlük görevi 4 yıllını tamamlıyormuş. Hocamızın bir 4 yıl daha görevini yapma hakkı var. Sayın Hocamız helallik istiyorsa bizden kat kat helal olsun. Yeter ki o bize hakkını helal etsin. Hani bizde hal hatır sorulurda, daha daha nasılsınız demeden de edemeyiz. Bizde 4 yılın daha dahasını bekliyoruz.
Hocamızdan tekrar aday olmasını ve üniversitenin sayın öğretim görevlilerinden olumlu yönde oy kullanacaklarına eminiz. YÖK ve Cumhurbaşkanımız'dan Bilecik halkının düşünceleri yönünde idare beyan edeceklerini inanıyorum.
Üstad Kısakürek'in Şiiriyle başladık onun şiiri ile bitirelim.
UTANSIN!
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi Küheylan, komana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
Eski çınar şimdi Noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!
Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!
Ey binbir tanede solmayan tek renk,
Bayraklaşmıyorsan bayrak utansın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.