MAKSADIMIZ KIRMAK DEĞİL, ’OTO KONTROL’Ü ÇALIŞTIRMAK
Geçtiğimiz Perşembe günü Yarın Gazetesi’nde “Bilecik - Bozüyük yolu 1 ay kapanacak, esnaf mağdur” haber başlığı vardı. Haberi okuduğumda hayretler içinde kaldım diyebilirim.
Sakarya - Mekece - Bilecik - Bozüyük yol çalışmaları 1 yıldır hızlı bir şekilde devam ediyor. Bilecik - Demirköy arası bir an evvel bitirilmesi için 18 Nisan Cumartesi gününden itibaren 12 Mayıs Salı gününe kadar yani 24 gün yol kapanıyor. Gazete bu 24 gün yol boyundaki esnafın sıkıntılarını dile getirmiş. Gelirlerinin olmayacağından işçilerini çıkarmak mecburiyetinde kalacağından bahsediyor ve şöyle diyor “Yapılan yolun güzelliği ve iyi bir proje olduğunu dile getiren esnaflar, fakat yolun kapatılarak çalışmaların yapılmasının ise kendilerini çok zor durumda bırakacağını söylediler. Bu duruma hazırlıksız yakalandıklarını ve zaten ekonomik krizini baş gösterdiği Bilecik’te böyle bir şeyle karşılaşmalarının kendilerini bitireceğini belirterek işçilerini çıkarmak zorunda kalacaklarını belirttiler” haber devam ediyor.
Şu anda çalışmaları devam eden yolun eski yol güzergahından olmayacağı, Yeniköy, Kızıldamlar, Kurtköy sınırlarını takiben Karaköy’den Bozüyük’e varacağı söylenmişti. Hatta yolun geçeceği güzergahlara kurdale çekilmişti. Yolun bahsettiğim güzergahtan geçmesi için yolu yapan müteahhitlerin bakanlığa müracaat ettiklerini ama teklifin kabul edilmediği söylenmişti. İktidar milletvekili Fahrettin Poyraz’da hatırladığım kadarı ile red sebeplerini basına açıklamıştı.
Yarın Gazetesi yolun Yeniköy, Kızıldamlar ve Kurtköy tarafından gitmesi gerektiği yönünde yayın yapmıştı. Hatta yolun daha kısa zamanda biteceğini, 10 - 15 milyon Euro daha az para harcanacağını devletin kazançlı çıkacağını yazmıştı. Gazete ayrıca kimlerin baskı yaparak yolun aynı güzergahı takip etmesine sebep olduğunu da sorgulamıştı.
Peki ben yolun Yeniköy, Kızıldamlar ve Kurtköy güzergahından olmasına karşımıydım? Karşı değildim. Yarın Gazetesi’nin yayımını da doğru buluyordum. Ama Sakarya Gazetesi olarak çok aşırı yolun güzergah değişikliği yapılması yönünde ısrarcı yayın da yapmadık. Sebebini de açıklıyayım. Biliyorsunuz ben Kurtköylüyüm. Yol köyümün hudutlarından geçseydi babamdan miras kalan 3 arazimden yol hattı geçecekti. “Kamulaştırma bedeli almak için böyle yayın yapıyor” dedirtmemek için Yeniköy, Kızıldamlar, Kurtköy güzergahı üzerinde ısrarcı yayın yapmadık. Yapan arkadaşlarıda yanlış yaptığını düşünmüyorum, doğru yaptıklarına inanıyorum.
Peki beni hayrete düşüren ne o zaman?
Arkadaşlar 24 gün kapanan yol güzergahında faaliyet gösteren esnafın sıkıntılarını dile getirmişler. Daha bir yıl evvel güzergah değişmesi yönünde yayın politikası ile bu haber çelişmiyor mu?
Güzergah temelli değişseydi bu esnaf ne yapacaktı? İşletmeleri tamamen tükenmiş olmayacak mıydı?
Şimdi ben soruyorum. Bu haberin hangisinin yanında olalım?
Yoksa Demirel’in dediği gibi “Dün dündü, bugün bugün” politikası mı deyip geçelim.
Maksadım kimseyi kırmak değil “Oto kontrol” sistemini çalıştırmak.
TAŞI GEDİĞİNE
Vali Çolak “Bilecik turizm potansiyeli yüksek iller arasında” diyor.
- Tesbit güzelde, turist nerede?
TAŞI GEDİĞİNE
Üniversite Rektörümüz Prof. Dr. Azmi Özcan, “Bir çocuğumuz imkansızlıktan dolayı okuyamıyorsa bunun vebali hepimizindir” diyor.
- İmkanı olupta okumayanların vay haline.
NE DEMİŞ NE DEMİŞ
- 1960 ihtilalini yapan 38 Subay 1971’e geldiğimizde 5 tane komutan muhtıra verdi. 1980’de gelen 5 komutan 1989’a kadar devletin başında oturdu. Açıkca söyliyeyim, Türkiye darbeleri alkışlamıştır. 12 Eylül darbesi halk tarafından tasvip edilmiş, alkışlanmış, anayasa yapmış, bu anayasa yüzde 92 oy almış. Kimi mahkemeye vereceksiniz? Halkı mı? Darbeyi yapan Türkiye’nin ordusudur.
Süleyman DEMİREL
- Anlaşılan Demirel 12 Mart yumruğunu unutmuş ya da uslanmış. Darbecilerin yaptığı kötülükleri görmezden gelecek duruma geldiğine göre Demirel’in bir psikiyatrise gidip muayene olması lazım.
Süleyman Arif EMRE
Eski Bakan ve Milletvekili
- Halk darbecileri alkışlamış olsaydı 1960 sonrasında AP, 1980 darbesinden sonra ANAP, 28 Şubat’tan sonra Ak Parti iktidar olmazdı. darbeler halk tarafından alkışlandıysa niye halk darbecileri seçmedi.
Sadettin BİLGİÇ
Eski Bakan ve Milletvekili
- Defalarca darbelere maruz kalmış bir siyasetçi olarak, darbe kelimesinin bile kendisini rahatsız etmesi lazım. Keşke Sayın Demirel bu yaşına başına rağmen havaalanına kadar giderek gösterdiği enerjiyi kendisine muhtıra verildiği zaman kaçarak yapmasaydı. Demirel demokrasi mücadelesi verseydi Türkiye bu noktada olmazdı.
Hasan Hüseyin ÇELİK
Milli Eğitim Bakanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.