FERRUH ERDOĞAN

FERRUH ERDOĞAN

NASIL BİR BİLECİK?

NASIL BİR BİLECİK?

NASIL BİR BİLECİK?
Marmara Bölgesindeki kentleri gezip gören bir çok Bilecik’te oturan insanımız vardır. İstanbul’dan başlayarak, Gebze-Dilovası-Darıca-Derince-İzmit ve Adapazarı dört yola kadar karmakarışık sanayi ve kantler iç içe geçniştir. Yine, İzmit Karamürsel ve Gölçük-Altınova-Yalova neredeyse birleşik bir metropolitan olmuştur. Yalova-Orhangazi-Bursa aksı da diğer aksılarda olduğu gibi ulaşım ağının çevresini, akarsuları, göleti ve sonunda DENİZ’i ve ÇEVREyi harap ederek İNSANLARI hiç düşünmeden perişan edip geçmiştir. Ve de durmadan bu yoğun yerleşim yerlerinin ovalarına ve topraklarına İznik, Sapanca, Apolyant göllerini, tüm gölet ve barajları kirleterek, DENİZ’lere kadar ulaşarak çimento, santral, mermer ve seramik ocak ve fabrikaları halâ yapılmakta, açılmaktadır.
Dörtyol (Adapazarı) Pamukova-Mekece-Bilecik(Bozüyük) aksı da yapılan yeni yolla birlikte çok yakın bir zamanda Osmaneli başta olmak üzere yükünü alacaktır. Bilecik-Bozüyük Eskişehir doğrultusu (AKSI) da yine mutlaka baskı altında olacaktır.
Yukarıdaki tüm tesbitler “İL ÇEVRE DÜZENİ” planında da yazılım halindedir. Bilecik il bütünü, tüm sınırları içinde kalan olanıyla çarpık sanayileşme ve de çarpık kentleşme baskısı altındadır, baskı artarak devam edecektir, etmektedir.
İL ÇEVRE DÜZENİ Planı İl Genel Meclisinden geçerek, askı süreci de tamamlanarak kesinlik kazanmıştır. Plana Bozüyük Belediye Başkanlığı ve bazı tüzel kişilik kurumları da itiraz etmiş olabilir. Vaziyet göstermektedir ki Bozüyük Belediyesi itirazlarına karşılık, Bayındırlık Bakanlığından Bilecik İl Özel İdaresine gelen cevabı yazıda (TAU Genel Müdürlüğünden) Bozüyük Belediyesini tatmin edecek durumda değildir. İdari mahkemede dava konusu olacak hususlarda, ileride karara bağlanacaksa da İL ÇEVRE düzeni planları da değişebilmektedir. Bu konuda söyleyecek bir sözümüz yoktur. Yetkili makamlar, kurumlar ve yargı demokrasinin kurumlarıdır sonucu ise içimize sindirmek zorundayız! Ama insanlar bazen içlerine sindiremiyorlar. Zira bir yerde yapılan kötü örnek yıllarca 10-20 yıl sürüp gidiyor.
Bilecik ili için kabul edilmiş bir İL ÇEVRE DÜZENİ planı artık vardır ve bu planın uygulaması açık, net ve sivil toplum kuruluşlarına da yer verilerek, kurumsallaştırılarak başlatılmaktadır. Plan ilkeleri, hükümleri, stratejileri de belirlidir. Hayalci ve megalaman düşüncede olmamak gerekir! 2030 yılına kadar planda yapılması gereken çalışmalar bulunmaktadır.
İlçelerde ayrı ayrı tartışılabilir. Ancak Bilecik İl Öze İdaresine ve bünyesinde ilgili müdürlüğü (imar ve kentselleştirme müdürlüğü), Bilecik İl Genel Meclisine, Bilecik Merkez Belediye Başkanlığına çok çok önemli çalışmalar ve yükümlülükler düşmektedir. Başlıcaları;
1-1/5000, 1/1000 ve alt ölçekte uygulamalı imar planlarının çalışmalarına başlanmalıdır.
2- 2030 yılı hedefi olan plan NÜFUS-DEMOGRAFİK YAPI iyi okunmalı ALTERNATİF düşünceler uzmanlarla üretilmelidir.
3- “TAU” Bayındırlık Bakanlığı yerel seçimler sürecinde hazırlıklarını yapmalı, yerel seçimlerden sonra yeni siyasal kadrolarla PİLOT İL ÇALIŞMASINA GEÇİLMELİDİR.
4- Valilik, Belediyeler ve İl Genel Meclisinin idari ve3 siyasi kadroları ve de ilgili kurumlar “RANTÇI, planını ana ilke ve hedeflerine bozucu müdahale ve plan değişikliklerini bizzat teklif etmemelidir. ÖRNEK bir çalışma ancak böyle yaratılabilir. Teklifler halkın önünde açıklanmalı, tartışılmalıdır.
5- Bilecik ve Bozüyük sürtüşme ve tartışması yine ufukta! Görünmüştür. Buna fırsat verilmemeli. “PLANCILAR ve UZMANLAR” konuşmalıdır.
6- Bilecik iklim özellikleri, su kaynakları ve dopal ve kültürel zenginlikleri açılımlar yapılmalıdır. Plan ANA hedefleri, AN eylem planlarını içermektedir. 1/125000’den aşarıya doğru ölçekteki planlar detaylı olacaktır. 1/100.000 lık planlar ANA hedefleri göstermektedir.
7- Siyasi partiler “PLANI” iyi okumalı ve incelemelidir. “EĞER” tarihi bir yanılgı yaşamak istemiyorsak İŞTE fırsat!” Plan plandır. Doğruluktan ve ben yaptım oldulardan çok iyidir. Ve de siyasi itadeler AKILCI davranırsa MARMARA BÖLGESİNİN, ÜNİVERSİTE başta olmak üzere tüm kurumlarıyla mükemmel-şirin-planlı bir KENTİ-BİLECİK yeniden doğabilir.
8- ÜNİVERSİTEMİZ’de tüm sıkıntı ve telaşına rağmen Bilecik ilinin ÇEVRE DÜZENİ planınıa sahip çıkmalıdır. Yakın üniversitelerden “ŞEHİR PLANCILIĞI” “ARAZİ KULLANIM PLANLARININ” çalışmaların başlatılmasında PİLOT İL ÇALIŞMLARIN’da ANADOLU ÜNİVERSİTESİ ve ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ, OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ mühendislik fakülteleri AKADEMİSYENLERİYLE yardımlaşmalıdır. Bu çalışmalar ÇEVRE DÜZENİ PLANLARINDA, Türkiye’nin DÖNÜŞÜM planlarında “ÖRNEK ÇALIŞMA” olacaktır. Zira bu çalışma Bayındırlık Bakanlığı TAU (Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü) Genel Müdürlüğünce BELDA A.Ş kuruluşuna ihlar ile “PİLOT” il çalışmaları adı altında verilmiştir. İlgili şirketin organizasyonunda yönetim merkezi Bilecik İl Özel İdaresi’nde olacaktır. Değişmediyse böyle bilmekteyim.
9- Siyasi Partiler, Plan ve Plancılar konusunda, iddialı isimler “İl Genel Meclisi üyeliği” için “ADAY” çıkarmalıdırlar. Zira İl Genel Meclisi’nde ve hatta Bilecik İl Merkez Belediye Meclisi’nde bu çalışmalarde iddialı olmalıdırlar. Belediye Başşkanı olarak seçilen bazı siyasiler, çevresi güçlü olmadığında, plan hedeflerini unutmakta akıl ve bilim dışı uygulamalara geçilebilmektedir. Tekrarlaryarak ısrarla belirtiyorum; Bilecik’in yeniden doğuşu çağdaş, iletici ve bilimsel aklın önde olduğu, ATATÜRKÇÜ inkılapların hakim olduğu ve öncülüğünü BİLİM ADAMLARI-HALK ve TEKNOLOJİK işbirliği üçgenin yaptığı çalışmalar sayesinde olabilecektir. HALKIN da siyasi partilere rağmen değil, siyasi partilere rağmen değil, siyasi partilerinde yanında yer alacak özgür sivil toplum kuruluşlarında örgütlenmesi şarttır. Halk sürdürülebilir, SÜREKLİ denetimini sivil toplum kuruluşlarıyla yapar!
10- İl Bütünü Çevre Düzeni Planında en çok vugulanan ve üzerinde durulan konu doğal varlıklarımız, kürtürel mirasımızdır. Doğal varlıklarımızın yarattığı doğal yer üstü ve yer altı kaynaklarımızdır. Ormanlarımız, topraklarımız, su kaynaklarımız, meralarımız doğal varlıklarımızdır. Bu varlıklar, sürdürülebilir kalkınma adına Ekolojik-Ekonomik denge gözetilerek kaynak olarak kullanılabilir. Aksi halde EKOLOJİK denge aleyhine bozulan ormanlar, tarım toprakaları AKARSU ve SU rezervlerimiz ve meralarımız İNSAN varlığının YAŞAM ve GIDA GÜVENLİĞİni ortadan kaldırarak, SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMAYI (Sağlık-Eğitim-Ekonomi-Sanayi..vb.) kökünden yok eder. Tarih bu hatayı yapan DEVLETLERİ çok açık yazmaktadır. Bu medeniyetlerin bir çoğuda ANADOLU’da batmıştır. Yanlış su, yanlış toprak, yanlış orman kaynaklarını kullandıkları için. İşte çevre düzeni planı tüm yanlışlıklara, hatalı kullanımlara, kaynak ısrafına, SAKARYA NEHRİ ve kollarının yok edilmesine, TOPRAK KANUNUNA, ORMAN KANUNUNA, MERA KANUNUNA aykırı kullanımlara “DUR” diyebilecektir.

Bu yazı toplam 637 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
FERRUH ERDOĞAN Arşivi
SON YAZILAR