ÖLÜM TOHUMLARI
Molüküler Biyoloji tanımıyla organizmaların (canlıların) Genetikleri, KATILIMLARI üzerinde çalışıldığını Prof.Dr. Oktay Sinanoğlu çok açık anlatmakta, açıklamaktadır. Tarım dilinde, G.D.O kısaltılmış adıyla anılan GENETİĞİ (Katılımı) Değiştirilmiş organizmalar yoğun ve ticari amaçla özellikle çoğunlukla KÜLTÜR bitkilerinde odaklanmakta “TOHUM” üretilmektedir. Üretilen Domates, biber, saya fasulyesi, mısır, buğday, çeltik(pirinç), ardı arkası kesilmeyen İNSAN ve Hayvan gıdası olan bu bitkiler adeta ölüm tarlalarını oluşturmaya dönüşmektedir. Oktay Sinanoğlu Hocamızda, molüküler biyolojik çalışmaların kötüye kullanılarak “ÖLÜM TOHUMLARI” yetiştirildiğini yayınladıkları bir kitapta açıklamaktadırlar. Kitabın adı da bu nedenle “ÖLÜM TOHUMLARI ” olarak tercüme edilmiştir. Kitabın yazarı yabancı, tercüme dilimizede nefis bir TÜRKÇE ile çevrilmiştir, Sinanoğlu hocamız tarafından önerilmektedir. Biyoloji dalına meraklı olanlar, ziraat mühendisleri, gıda mühendisleri, veteriner hekimler, tıp doktoru meslektaşlarda tüm Gıda Güvenliği üzerinde kafa yoranlar Lütfen bu konuyu bilğilenmek adına takip etsinler!
Ölüm tohumları, bitki tohumu olabildiği gibi Süt hayvanlarının genleriyle oynayarak ve değiştirerek önce verim arttırılması sağlanmakta ancak oynadıkları-değiştirdikleri genlerin ileriki zamanlarda ölümlere kadar varan sonuç yarattıkları tesbit edilmektedir. Canlıların, değiştirilen genlerinin tüm organizmasını (canlıyı) yaratan ve yaşatan, koordine eden organların varlığına neden olan KATILIM organizasyonlarını bozmakta, birlikte koordineli çalıştığı tüm genlerin işlevini sekteye uğratmaktadır. Bu önemli tesbit sonunda canlılarla ve o canlıyı (bitki-hayvan) besin-gıda olarak kullanan organizmalarda (İNSAN-HAYVAN-BİTKİ) ölüme giden sonla karşılaşmaktadır.
Bu konuyu basite indirgeyerek sunmak istediğim için bilimsel ve fenni denetimlerde yazılım ve açıklama hatası yapmış olabilirim. Bu konuda BİYOTEKNOLOJİ veya molüküler Biyoloji vede GENETİK-KATILIM Bilgisi daha geniş olanlarıda halkımızı bilğilendirmeye davet ediyorum. Üniversitemiz başta olmak üzere bilhassa MISIR ve BUĞDAY, SOYA tohum ve katıltığı BESİNLER ve HAYVAN yemleri üzerinde araştırmaların çoğaltılması GEREĞİNE inanıyorum.
Yoksulluğun, fakirliğin süratle genişlediği dünyamızda, insanlar ve tüm canlılar ne bulursa sorgulamadan “YEMEK” zorunda bırakılmaktadır!
Sinanoğlu hocamızın bir televizyon programında verdiği örnekle yazımı devam ettirip bitiriyorum ;
Küresel ekonomi, küresel TEKELLER yaratmıştır. Ölüm tohumlarını Moliküler biyoloji dalının, bilimsel-teknik bilğileriyle adı bizce malüm ÜÇ HOLDİNĞ tohumculuğa hakimdir. MISIR tohumlarının orjinalleri kendilerinde olmak üzere dünya yandaş ülkelerine “TEKSİR” edilerek pazarlanmasını sağlanmaktadır. Bu dağıtılan ve üreticilere pazarlanmasını sağlamaktadırlar. Bu dağıtılan ve üreticilere pazarlanan SON teksir tohumlar KISIR’dırlar, tekrar ektiğinizde YAŞİL aksamı ile tohumdan çıkar, çimlenir, sürer bitkileşir ancak KISIR olduğu için (bu şekilde genlenmiştir) tohum- meyve vermez! Bu bitkilerin böcek ve aynı HOLDİNGLERİN başka başka iaimlerirdeki fabrikalarında üretilirler. AKTÖRLER ve PATRONLAR aynıdır. (Yabancı uluslu şirketler) Her ülkede olduğu gibi bizimde SATIŞ-PAZARLAMA ağları vardır.
Tarım Bakanlığımız, Sağlık Bakanlığımız bu konuları elbette takip etmektedir. Bizim görevimiz, TMMD’ ları Odalar Birlikleri olarak Risk ve tehlikeleri anlayabilmek ve halkımızı aydınlatmak, hukuki ve idari önlemleri almak, aldırmak üzere harekete geçmektir.
TEMA VAKFI ve Sayın Onursal Kurucu Başkanımız Hayrettin Karaca Bilecik Üniversitesinde Konferanslar vererek görevini başlatmıştır. Bu konuda Bilecik Üniversitesi Sayın Rektörümüze ve Valimize de şükran ve saygılarımızı sunarız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.