21 Mart her yıl DÜNYA ORMANCILIK günü olarak, çoğunluk ülkelerce kabul edilmiş olup etkinlikler organize edilmekte özellikle FİDAN dikimi mutlaka yapılmaktadır. İlimiz Valiliğini temsilen İL ÇEVRE ve ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ DÜNYA Ormancılık gününü organize ederek tüm kamu kesimini, özel ve tüzel kişilikleri, sivil toplum kuruluşlarını “FİDAN DİKİMİ” törenine davet etmektedir. Ülkemizin tamamında MİLLİ AĞAÇLANDIRMA SEFERBERLİĞİ yaşanmaktadır.

ORMAN EKOSİSTEMİ (ÇEVRE YAŞAMI) Dünyamızı ayakta tutan, soluduğumuz havanın içindeki oksijenin büyük bölümü üreten, içinde canlı-cansız çok geniş bir ALEM oluşturan DOĞAL VARLIKTIR! Bu Ekosistemin içinde “HABİTAT” olarak adlandırılan milyonlarca “Hayvanlar aleminin” yuvası, aile topluluğu yer almaktadır. Yine “popülasyon” diye adlandırdığımız hayvan türlerini barındıran ORMANLAR, yağışların düzenli olarak yer küremize yağmasını sağlar. Oluşan akış halindeki suların “SEL” olmasını önleyerek tutarak, toprağın altına sızmasını temin eder. Yer altı sularının oluşmasını, tabii barajların dolmasını, insanlarca yapılan “YAPAY” barajlarında dolmasını sağlar. Bunun yanında toprak kaymalarını önler, EREZYONU kontrol altında tutarak TOPRAKLARIMIZIN aşınıp-taşınmasının da önünü keser.

Özelle, orman içindeki ağaçların, türlerin odun ve KERESTE, yakacak, ağaç işleme gelirlerinin İKİBİN katı fazlası EKOLOJİK değeri, parasal değeri vardır. EKOLOJİ BİLİMİNİN (ÇEVRE BİLİMİNİN) en değerli EKOSİSTEMİDİR (doğal yer küre parçası) ORMAN YOKSA, HAYAT DA ZORDUR, HATTA YOKTUR!

Bir ülkenin, bizim TÜRKİYEMİZİN de en az üçte biri ORMANLA KAPLI olmalıdır! Hele ülkemizin çok meyilli olan coğrafyası ORMANI yeterli olmadığı için mutlaka meyilli arazilerin Orman ağaçları ile kaplı olması gereklidir. Aksi halde topraklarımız EROZYONLA taşınarak, istenmeyen yerlerde birikir. Bu durum Türkiye’nin ÇÖL olmasına neden olacak ve açlık, yoksulluk ve arkasından gelecek felaketlerle insanlık aleminin sonu gelecektir.

Ülkemizin ORMANLIK alanı yeterli değildir. Ağaç dikilerek, Erozyonu kontrol ederek, sularımızın yeterli .olmasını da sağlayarak, ATATÜRK’ün ifadesiyle, VATAN TOPRAKLARINI KADERİNE TERK ETMEYEREK, Ağaçlandırma SEFERBERLİĞİNE devam etmeliyiz. Durmadan, yılmadan ve usanmadan!

İlimizin 430 bin HEKTAR civarında olan toplam alanın yüzde 52’si ORMAN alanıdır. Tamamı vasıflı, çok iyi durumda sayılamaz ama yine de ülke genelindeki toplam yüzde yirmi beşe doğru yaklaşan ortalamasından çok iyidir. ANCAK; maden sanayimizin de gelişmesini, yer altı kaynaklarımızın MUTLAKA  işletilmesini kabul ederek, (asla karşı geldiğim anlaşılmasın) ORMAN içi mermer ocakları ve diğerleri KONTROLLÜ, DENETİMLİ ve “VAHŞİ” dediğimiz şekle dönüşmeden işletilmesi sağlanmalıdır.

TEMA  Vakfı Temsilciliği olarak tüm İL Koordinasyon Kurulu toplantılarında dile getirdiğim konuyu bu önemli “ORMAN GÜNÜN” de bir daha tekrarlamayı Vatan borcu görmekteyim;

Türkiye topraklarının ve ilimizin topraklarının yüzde seksen altısı meyillidir. Bu meyil yine topraklarımızın, bilhassa mera ve orman topraklarımızın tamamını EROZYON tehdidi altında tutmaktadır. EĞER, mera ve orman toprakları otsuz ve ağaçsız kalırsa TÜRKİYE ÇÖL OLACAKTIR! Maalesef coğrafyası çok meyilli ORMAN içi maden ocaklarında kontrolsüz, önlemsiz ve “VAHŞİ” tarzda (Katı atık, moloz, çürük kütük mermer parçaları v.b.) Maden çıkarılması devam etmektedir. 450 adet ocak halen çalışma-yan çalışma içindedir. 800 adetin üzerinde “RUHSAT” vardır. Değişik maden cinsleri adına ORMAN ALANIN tamamına yakının koordinatları ruhsatlıdır, yani ormanın büyük bölümü zaman içinde “maden” işletmesine dönecektir! Çimento Sanayini de düşünün! Bu konu mutlaka “EĞİTİM” ve DENETİM altına alınmalıdır.