Batı nerede bir İslam Ülkesi veya Müslüman topluluk var oraya bir fitne tohumunu atıyor. İsrail'i getirdi Ortadoğu'nun ortasında çıbanbaşı yaptı. Terör devleti İsrail öldürmeyle sahip olacağını zannettiği topraklara bütün zalimliklerine rağman hükümran olamadı. Zaman "Osmanlı'nın bir onbaşıyla idare ettiği toprakları biz bugün generallerle idare edemiyoruz." anlayışına getirdi. 

Mısır'da bir yıl evvel yapılan şeçimlerle iktidara gelen Mursi ülkeyi yönetemiyorsun iddiasıyla darbeyle alaşağı ediliyor Ordu tarafından hapse atılıyor. Halk sahip çıkıyor Cumhurbaşkanına ve darbeyi lanetliyor sokaklara dökülüyor. Geçenlerde darbeyi protesto eden halkın üzerine ateş açan darbeciler onlarca kişinin ölümüne ve yüzlerce kişinin yaralanmasına sebep oldular. Evvelsi gün yine iki bini aşkın insanın öldüğü 5000 kişinin yaralandığı rivayet ediliyor. Darbeci tarafta yer alan batı ve ABD bütün bu olaylar karşısında darbecilerin yanında yer alıyor. 

Avrupa ve ABD demokrasiyi "benim adamlarım seçilirse demokrasi iyidir. Benim adamlarım seçilmezse benim adamlarımın yapacağı darbe iyidir." diye anlıyor. 

Hadi Batı ve ABD İslam Devletlerine kurduğu tuzaklarla huzursuzluk çıkartıyor ve bundan huzur duyuyor. Ya müslüman katliamlarından huzur duyan İslam Devleti olarak bilinen devletere ne oluyor. Başta Suudi Arabistan. Bu devletlerin kuruluşu Şerif Hüseyin isimli Osmanlı Haini Suudi Krallığını kurduktan sonra Krallığını şimdiki Suudi Ailesine bıraktı. Amman'da hasta yatağında bütün vicudu davul gibi şişmiş halde yatıyor ve hiçbir ziyaretçi kabul etmiyor. Zamanın Türkiye Ürdün Büyükelçisi Feridun Cemal Erkin ziyaret etmek ister. Hüseyin Şerif ziyareti kabul eder. Cemal Erkin hatıralarında Şerif Hüseyin'in "Benim şu halimi görüyorsunuz. Osmanlıya kılıç çekmemeliydim. İhanetimin cezasını çekiyorum."İtirafında bulunduğunu nakleder. 

Suudi Arabistan yetkilileri halen krallığının kurucusunun itirafından ders almış değil. Müslüman kardeşlerine yapılan bunca katliam karşısında hala batı ve ABD ile aynı safta yer alıyor. 

Kur'an-ı Kerim'de "Kim bir mü'mini kasten öldürürse cezası içinde ebedi olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır." "De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, onların da rızkını biz veriyoruz. kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere Allah'ın haram kıldığı cana kıymayınız." deniliyor. Yine Peygamber Efendimiz Hadis-i Şerif'inde "Mü'minin öldürülmesi, Allah katında, dünyanın zevalinden daha büyük (bir hadise ) dir." "Her gün Allah'ın mağfuret buyurması muhtemeldir. Ancak bilerek mü'mini öldüren veya kafir olarak ölen kimse hariç." buyuruyor.

Bütün bu kati emirlere rağmen müslüman oldukları olduklarını söyliyen mısırlı darbeciler müslüman halkını nasıl öldürebiliyor?

Türkiye yerinde bir duruşla Mısır halkını destekliyor, batı ve ABD'ye demokrasi dersi veriyor... Mısır halkının yanında yer almıyan Müslüman devletlerde sıranın kendilerine geleceğini görmüyorlar. Sarıldıkları dal  Hak yerine Batıl oluyor. Onları Şerif Hüseyin'in akıbeti bekliyor. 

Mısır halkı için dua edelim. Ölenlere rahmet, yaralılara şifa diliyelim.