Sultan II. Abdülhamit Han, Yahudilerin Filistinden toprak taleplerine ‘ Veririm ama bizim ödediğimiz bedeli ödemeniz gerekir. Ne kadar kan akıttıysak o kadar akıtmalısınız. ’ der.

Siyonistlerin teklif ettikleri altınları reddeden koca Sultan, bugün Filistin’in çektiği sıkıntıları daha o gün görmüştü.

Musul ve Kerkük topraklarını kendi mülkü olarak tapu yaptırmıştı. Çünkü, bir savaş olur da bu topraklar elden çıkarsa, devlete ait her türlü emlak ve mal elden çıkıyor ama şahsi mülklere dokunulamıyor.

Bu kadar ileri görüşlü devlet adamını deviren İttihat Terakki, iktidarı ele geçirdiğinde ilk işlerden biri de Musul ve Kerkük’ü devlet malı ilan etmesi oldu. On yıl içinde İmparatorluğu parçaladı, Anadolu’yu güç bela kurtardık.

İmparatorluk toprakları üzerinde 40’ın üzerinde devlet kuruldu. Yüzyıl evvel Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Ürdün diye devlet mi vardı? Kurulan her devlet bir çıbanbaşı.

Filistin, Yahudilerin işgal ettiği, Müslümanların yalnız bıraktığı, ülke Batılıların şımarık çocuğu, terör devleti…  Peygamberine bile ihanet eden neslin torunları, Müslüman Filistin’lileri katletmekten haz duyuyorlar.

Dua edelim, elimizden gelen gayreti de gösterelim. Koka Kola içen her bir Müslüman, İsrail’e bir kurşun parası ödediğini unutmamalı. Buna benzer her İsrail malına boykot uygulayalım.

Dua edelim, edelim de sadece İsrail’e lanet okumayalım. Bütün Müslüman devletlere de basiretli olmaları için dualar edelim.

Allah Filistin halkına sabır versin, haklı mücadelelerinde  muvaffak eylesin.

Osmanlı’nın bir Onbaşı ile idare ettiği toprakları bugün Birleşmiş Milletler bile idare edemiyor. Adaletin olmadığı yerde gerisi teferruattır.