PARTİLERİ VE ADAYLARI TEBRİK EDİYORUM
Rahmetli Profösör Fahrettin Kerim Gökay İstanbul Valisi. 1950 seçimleri yapılacak, o zamanın Cumhurbaşkanı CHP lideri İsmet İNönü. Seçim propagandası için İstanbul’a gelir. Valilerde CHP İl Başkanı olarak da görev yapıyor. İnönü meydandaki kalabalığa hitap etmek üzere kürsüye gelir. Vali Fahrettin Kerim Gökay kalabalığı göstererek “İşte İstanbul Paşam”der.
Seçimlere 11 gün kaldı. Bende Vali’nin dediği gibi işte demokrasinin güzelliği diyorum. Altmışyıl evvelki gibi Cumhurbaşkanları parti lideri değil, Valiler iktidar partilerinin il başkanı değil. Bakmayın siz Baykal’ın bazı il Valilerini “İktidarın il başkanı gibi davranmayın” efemsi konuşmalarına esas Valiler’i il, kaymakamları da ilçe başkanı yapan 1950’li yıla kadar CHP iktidarı idi.
Partilerin aday belirlemeleri halkın istediği şekilde olmuyor. Parti merkezlerinin dayatma olarak koydukları adayları arasından Belediye Başkanlarını İl Genel Meclis Üyelerini seçeceğiz. Bundan sonra 4 yılda bir seçme hakkını kullanacağımız seçimlerinde bir güzelliği var.Herkes seçmene projelerini anlatıyor, yayın yoluyla açıklıyor, basın yoluyla sesini duyuruyor. Ayrıca, seçmen eskisi gibi sadece mitingler yoluyla, tek kanallı radyo ile tercihini yapmak zorunda da değil. Onlarca televizyon, radyo kanalı var. Telefon, internet, internet gazeteciliği gibi çeşitli propaganda imkanları ile seçmene ulaşılıyor, seçmenin yapılan propagandaları değerlendirme imkanı geniş. Dua edelim ki seçmen tercihini kullanmasını iyi değerlendirsin.
Yaşınız itibariyle 1954 seçimlerinden bu tarafa yapılan seçimleri değerlendirme imkanına sahibim. halkımızın geldiği noktayı çok beğeniyorum. Partililer birbirlerinin kahvelerine girmez, particilik yüzünden iki kardeş yıllarca konuşmazdı. İlimizde bile parti mitinglerinde kavgalar olurdu.
Çok şükür bugün gelinen nokta sevindirici. Bakıyorum, kahve köşesinde ayrı ayrı partilerden 4-5 arkadaş grubu aynı masada oturuyor. Sonra kalkıyorlar, herkes kendi partisinin seçim bürosuna çalışmaya gidiyor. Hatta ziyaretlere gidiyorlar. Adaylar da gidiyor oy istiyorlar, böylece siyasi şaka olarak seçmenin de yüzünü güldürüyor.
Ben şu anki seçim çalışmalarından memnunum. Son güne kadar mütevazi çalışmaların devam etmesini dilerim. Bu güne kadar bu tür hareketlere tevessül edilmedi, edilmemesini diliyorum.
Seçimlerden sonra seçilenlerden tevazu, kaybedenlerden centilmence kazananı tebrik ederek aynı sükûneti devam ettirelim.
Bugüne kadar il çapında kırıcı, üzücü seçim çalışmalarına sebebiyet vermeyen partilerimizi ve tüm adaylarımızı tebrik ediyorum. Aynı anlayışla devam ederek seçimleri neticelendirmelerini bekliyorum.
Hayırlı seçim çalışmaları ve seçim neticeleri diliyorum.
TAŞI GEDİĞİNE
Konya’nın Karapınar ve Emirgazi ilçelerinde rüşvet aldıkları iddiasıyla 10 tapu memuru tutuklanmış.
Daha geçenlerde Ankara’da mahkeme tapu memurlarının aldıklarını rüşvet değil, hediye kabul ederek beraat ettirmedi mi?
- Tapuda rüşvet yok, hediye var. Ortada tapu gibi mahkeme karam.
TAŞI GEDİĞİNE
Hadi 1,5 - 2 aydır iyisiniz. Adaylar hergün
29 Marta kadar kapınızın önünde.
- Seçmen 30 Mart’tan sonra seçilenlerin
kapısının önünde.
NE DEMİŞ, NE DEMİŞ
- Aydın Doğan, Erdoğan ile kavga ediyor da, Tansu Çiller ile yaka paça olmamış mıydı? Altın tepsi içinde sunulan iktidar koltuğunun bedelini almak üzere Mesut Yılmaz’ı evinin bahçesinde dalton pijamaları ile karşılayan kimdi? İstediğini aldı da doydu mu?.. Açıkçası olay artık partiler üstü hale gelmiştir. Türkiye’nin bir Aydın Doğan sorunu varır.
İbrahim ÖZTÜRK
Gazeteci
- Katilleri kan çeker diye bir söz var. Suçlu olay mahallinde dolaşmaktan bir türlü kendini alıkoyamaz. Hep çevresinde dolanır. Katil psikolojisi bu, uzaklaşmak istemez. Demirel’in 28 Şubat’ı savunmaktan geri duramamasının sebebi bu psikoloji olmalı.
Mustafa ÜNAL
Gazeteci
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.