PKK BİTİRİLMELİ DE, AMA NASIL BAŞLADIĞI SORGULANMALI
Ne demişler “Bir paranın nereye gittiğini anlamak için nereden geldiğini öğrenmek lazım.”
Terör örgütü elebaşısı Apo denen adam üniversite yıllarında birkaç sefer tutuklandığı ve salıverildiği biliniyor. O yıllar 1970-1980’li Türkiye’nin sağ-sol çatışmalarının yaşandığı 5 bin gencimizin can verdiği yıllar. 1977 - 1978 yıllarında Diyarbakır - Urfa yani Güneydoğu illerinde ilk defa yanlış hatırlamıyorsam “Rızgari” ismiyle bir örgütün eylemler yaptığı basında ufak çapta yer alıyordu. 1979-1980’li yıllarda PKK ismiyle söylenir oldular.
12 Eylül 1980 ihtilaliyle isimleri geçmez oldu. 1983 yılında Anavatan Partisi iktidar olduktan 1 yıl sonra falan PKK ismi tekrar gündeme gelmeye, Eruh’ta gerçekleştirdikleri baskın ile kuvvet gösterisinde bulundular ve devam ettiler.
Üniversite yıllarında Apo’nun MİT ajanı olduğu basında yazıldı, yalanlanmadı. Apo’nun kayınpederinin ve karsının MİT ajanı olduğu yine basında defalarca yazıldı yalanlanmadı.
PKK terörü örgütü ilk yıllarında kontrol altında tutulabilen bir örgüt olarak görülürken zamanla kontrolden çıktığı anlaşılıyor. Irak’ta, Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani İsrail tarafından kullanıldı. İsrail Türkiye üzerindeki yani, “Nil’den Fırat’a kadar” emellerini gerçekleştirmek için PKK teröristlerine gizlice sahiplendi. Suriye’nin başında bulunan Hafız Esat’da Hatay ilimizi Suriye topraklarına katma hayaliyle yaşadığından o da PKK’ya sahip çıktı. Apo’ya Şam’da yaşamasına izin verdi.
Zamanla AB üyesi ülkeler, Almanya, Fransa, Belçika ve diğerleri PKK’ya mali destek verdi. Zamanın Fransa Cumhurbaşkanı’nın karısı, Almanya Yeşiller Partisi Milletvekilleri Diyarbakır’ı komşu kapısı yaptılar.
ABD durur mu? Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesini fırsat bilerek, Kuveyt’i kutarmak için ortadoğuya geldi. Çevik güç diye bir güç icat etti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden bu gücün varlığını kabul ettirdi. Çekiç güç PKK’ya en fazla mali ve yiyecek desteği ile güç verdi. Yunanistan, Ermenistan durular mı? Ağababalarının talimatına göre örgüte yardım ve yataklığa devam ettiler.
Rusya’da, Türk halkının Çeçenistan’a yardım ettiğini bahane ederek ve önleyici bir tedbir mahiyetinde PKK destekleyicisi oldu.
Rahmetli Özal’ın ani ölümü ve Türkiye’nin koalisyonlarla idare döneminde PKK’yı bitirci önlemler alınamadı. Güneydoğu’da görev yapan kamu personeline yüksek ücret ödenmesi, iş sahaları olmayışından işsiz güneydoğu vatandaşlarımıza koruculuk sistemi getirilmesi zamanla fayda yerine zarar getirdi.
Bugüne gelirsek, her ne kadar Ak Parti iktidarı “Açılım” adını koyduğu PKK’yı bitirme planını ortaya atmasıyla muhalefetin ayağa kalktığını görüyoruz. İktidarda CHP veya MHP’de olsa “Açılım” denen uygulama yine gündeme gelecekti. Neden diye soracak olursak, bugünün tabiriyle söyleyeyim “Konjoktür” öyle istiyorda ondan.
Yani dün, ABD, AB, Suriye, Rusya nasıl menfaatleri gereği PKK’ya destek verdilerse, bugünde menfaaatleri pKK’yı yok etmekte birleşiyor. Türkiye topraklarından kaçıncı doğalgaz ve petrol boru hatları geçiyor daha da geçecek.
Bütün bu boru hatlarını çapulcu Barzani ve PKK’ya güvenerek teslim edebilirler mi? Çapulcuya bırakacaklarına güvenilir Türkiye Cumhuriyeti’ devletine bırakırlar. PKK’yi besleyen vanalar kapatıldı. Türkiye’de işine gelidği bu planı dört elle uygulamaya sarıldı. Bizim bundan sonra uyanık durup bir başka belayı üzerimize sarmalarına sebebiyet vermemeliyiz.
Muhalefete bakarsak “Dış güçlerin isteğine boyun eğmemeliyiz”, PKK’yı bitirme planı Türkiye’nin işine geliyorsa neden karşı çıkalım.
Apo’yu teslim aldık. Türkiye’nin uyguladığı planla mı teslim aldık. Öldürülmemek üzere bize verdiler. O günlerde, bugünkü açılım sürecine gösterilen tepki verilmedi.
Ayrıca henüz iktidarın PKK’yı bitirmek için ileri sürdüğü “Açılım”ın içinde neler olduğu da henüz bilinmiyor. Muhalefet de bu bilinmeyen “Açılım”a neden bu kadar gürültüyle karşı çıkıyor o da bilinmiyor.
Benim anladığım, kim iktidarda olursa olsun “Konjoktür” bu günkü uygulamayı başlattıracaktı.
Türkiye bir daha PKK gibi hainliklerle karşılaşmak istemiyorsa PKK’nın başlangıcından bugüne nasıl gelebildiğinin sorgulamasını yapmalı.
TAŞI GEDİĞİNE
Milletvekili Yaşar Tüzün,
“Ülkemiz padişahlık sisteminde olduğu tek adam zihniyetiyle idare edilmektedir” diyor.
- Yani milletvekili adaylarının belirlendiği gibi...
TAŞI GEDİĞİNE
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Onur Öymen’in mecliste yaptığı konuşmayı Kemal Kılıçdaroğlu ayakta alkışladı. Ekranlarda görüntülenen bu alkışı Türkiye seyretti.
Tunceliler Öymen’e ateş püskürüyorlar. Dün mecliste alkışlayan Kılıçdaroğlu, Öymen’i parti görevinden istifaya davet ediyor.
Tuncelili hemşehrileri
Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptığı alkıştan dolayı meclisi dar ettiriyorlar tabi...
NE DEMİŞ, NE DEMİŞ
- Ak Parti iktidarının bakanı eğer Emniyetteki atamalarla oynamaya devam eder ve düzeltmezse, ayrıca hükümetin başı parti içindeki Ergenekon’un 15 adamını temizlemezse uzun dönemde ülkede kaos ortamı yönetemez bir duruma gelebilirler.
Rauf Atilla POLAT
haber.com yazarı
- Osmanlı’dan Cumhuriyete, II. Abdülhamit’ten Atatürk’e, 20’nci yüzyıl tarihimiz yeniden yazılmayı bekliyor. Çünkü okul kitaplarında sadece olay tarihleri doğrudur. Gerisi külliyen uydurmadır, saptırmadır, gizleme, küçümseme ya da abartmadır.
Emre AKÖZ
Gazeteci
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.