Bir önceki genel seçim sonrasında oluşan siyasal iktidar dönemi, kanımızca birkaç ayırıcı özellik nedeniyle “tarım açısından da özel olarak incelenmesi gereken bir süreç” niteliği taşımaktadır.

-Parlamentoda oluşan kesin çoğunluk nedeniyle, çok konuda olduğu gibi tarım konusunda da çok sayıda yasal düzenleme kolaylıkla gerçekleştirilmiştir. Bunlardan önemli birisi de tarımsal desteklemeleri düzenleyen Tarım Kanunudur.

-Parlamenter çoğunluk uzun süreli tek parti iktidarını, bu iktidar ise yönetimde istikrarı sağlamıştır.

-Daha önceki koalisyon iktidarının son yılında uygulamaya koyulan ve IMF kaynaklı ekonomik istikrar programı, uzun zaman bu iktidar tarafından da aynen uygulanmıştır.

-Kanımızca bu dönem AB üyeliği açısından da ilginç bir süreci oluşturmuştur. Adaylık konusundaki takvimin belirleyici gelişmesi ile yeni iktidarın göreve başladığı tarih ilginç biçimde çakışmıştır. Doğal olarak bu çakışmanın ardından üyelik yolunda yeni gelişmeler de bu dönemde ortaya çıkmış ve bu yeni gelişmeler kimi kısıtların yanında tarım açısından da önemli olanakları da beraberinde getirmiştir.

IMF ve Dünya Bankası gibi dış finans kuruluşlarının yönlendirmeleri sonucunda 2000’lerin başında gündeme gelen” tüm desteklerin kalkması ve yerine DGD uygulanması” yaklaşımı da, bu dönemin üstte özetlenen koşulları kapsamında zamanla tartışılmaya açılmıştır. Bu tartışma sürecinin sonunda, tarımsal destekleme finansmanın tümüne yakınını oluşturan DGD ödemelerinin oranları giderek azaltılmış ve aşağıda açıklanacağı üzere bunun yerine yeni destek araçlarının kullanılması biçiminde bir başka anlayış gelişmeye başlamıştır.

3.1.IMF ve Dünya Bankasının önerdiği DGD çizgisinden - Tarım Kanununa uzanan yaklaşım değişimi:

Üstte özetle belirtildiği gibi, ürün fiyatı ve girdi sübvansiyonu kapsamındaki tüm desteklerin yerine yalnızca DGD’nin uygulanması değişik gerekçelerle olsa da ilgili bir çok çevre tarafından eleştiri almıştır. Benzer eleştirileri paylaşan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ise bu görüşlerden etkilenerek, 2004 yılında DGD dışında destek araç ve yöntemlerini de öngören bir Tarım Strateji Belgesi hazırlamıştır.

Sözü edilen Tarım Strateji Belgesi bir çok yönde geliştirilerek yasa tasarısı haline getirilmiş ve TEMA Vakfının da görüşme ve tartışmalarına etkinlikle katıldığı 5488 sayılı Tarım Kanunu 18.4.2006 tarihinde yasalaşmıştır. Yirmi dört maddelik Kanunun; on beş maddesi “tarımsal politika amaç, ilke ve öncelikleri, tarımsal araştırma, çiftçi eğitim yayım ve danışmanlık hizmetleri, genetik kaynak koruma, ürün konseyi kurulması, üretici örgütlenmesi, sözleşmeli üretim, tarım havzaları” gibi konulara, altı maddesi ise tarımsal destekleme konusuna ayrılmıştır.

Kanunun “Tarımsal destekleme araçları” başlıklı 19. maddesinde kullanılacak yöntemler tanımlanmış ve uygulamaların nasıl olacağı açıklanmıştır. Maddeye göre tarımsal destekleme kapsamında; DGD, Fark ödemesi, Telafi edici ödeme, Hayvancılık desteği, Tarım sigortası desteği, Kırsal kalkınma desteği, Çevre amaçlı tarımsal arazi koruma (ÇATAK) desteği ve diğer destekler gibi araçlar kullanılacaktır.

KAYNAK : TEMA VAKFI Derleyen : A.E.