SÜRDÜRÜLEBİLİR EKONOMİDE SU...
Daha önceki yazılarımızda da üzerine basa basa .......SUYUN kullanımında çok titiz ve dikkatli olmak zorundayız. ’’SU’’ bir yanda İNSANLARIN günlük ihtiyacının ve yaşamının vazgeçilmez gereksinimidir. Diğer yanda REEL üretim yapan sanayiinin ve TARIMIN’da vazgeçilmez temel ihtiyacıdır. SU olmadığında CANLILARIN yaşama şansı yoktur! O halde SUYUN sürdürülebilir ekonomide, daha da ötesinde sürdürülebilir KALKIN’ mada çok önemli yeri ve önemi bulunmaktadır. Bu durumun farkındalığına rağmen SU kaynaklarına gereken önem verilmekte midir?
Kesinlikle; HAYIR. Ülkemiz genelinde ve yerelde, İl bütünü içinde su kaynaklarına gereken önem ve değer verilmemektedir. Neden mi? En başlıca nedeni SUYUN harcanmasında, beşeri ihtiyacın karşılanması dışında Tarımda, tarım ekonomisinde ve genel ekonomide kullanılmasında
’’Koordinasyon da SU yönetiminin organizasyonunda çok, çok gerideyiz. Hala kaldırımlarda otolar ve araçlar şakır, şakır yıkanmakta, şehir şebeke suyu ile bahçeler sulanmakta, sebze ve meyve bahçeleri sulanmaktadır. Sakarya nehrinin sulamada kullanılmayacak kadar kirli olduğundan damla sulama sistemlerinde filtreden geçmeden ’’akar sular’’ kullanılmamaktadır. Karasu, Göksu, Göynük ve Okluca dereleri aşırı kirlenmekte, tüm yerleşim yerlerinden bu akarsulara açık kanalizasyon olarak kirli, pis sular, atık lağım suları yukarıda adı geçen derelere DEŞARJ edilmektedir. Bilecik İl bütününde inşaa edilen baraj ve göletler, sulama tesislerine tam olarak sahip çıkılmamakta, daha önce inşaa edilen tesislerde bakım ve onarım zamanında yapılmamaktadır. Tesisleri (sulama) projelendiren ve inşaa eden kurumlardan önde ve gözde kalan tek kuruluş DSİ’ leridir. Tesislerin yapılması kazandırılması kadar, işletilmesi ve sahip çıkılması da önemlidir. En önemli sorunlar ve aksaklıklar nelerdir.
1-) Özel İdare ve DSİ’ lerinin yaptığı yatırımlardan sulama da gerçekten kullanılan tarımsal sulamada kullanılan ve işletilen kaç tane tesis vardır? Sulama birliklerine, kurulup teslim edilebiliniyor? Köyler bu tesislere sahip çıkıyor mu? Cevabı kocaman bir hayırdır!
2-) Köylü ve Üreticiye pompajlı sulama sistemlerinde ferdi ve toplum olarak gerçekten yardımcı olan hangi kamu kurumudur.
3-)Tarımsal sulamada önemli olan, doğrudan ürün verimin etkili olan ’’ Tarla içi sulama’’ bilgileridir. Tarla içi sulama da su miktarı, sulama aralıkları, sulama zamanı ve suyun kalitesi çok önemlidir.TOPRAKSU teşkilatı dışında, bu görev ve işlevi yapan bir kuruluş yoktur. TARLA içi sulama, toprak yapısı ve bünyesi drenaj, tesviye v.b sulama esas olan ana konular gündeme dahi gelmemektedir.
4-) Akarsuların tamamı kirlidir. Damla sulama ve diğer klasik sulama sistemlerinin çoğunluğu ’’ ÇAKMA’’ borularla sathi yer altı sularından faydalanarak toprak sulanmaktadır. Bunu bizzat DSİ 3 bölge müdürlüğü İl koordinasyon kurulu toplantılarında ifade edilmiştir.
5-) Ne DSİ’, de Ne Tarım taşkilatında nede Özel idarede TARLA içi sılamada bilgisi tam olarak( uygulamalı tarla içi sulama) uzmanlık seviyesinde bulunan teknik eleman kalmamıştır.
Bir zamanlar, sulama teknikerleri, sulama ustaları ve sulama mühendisleri olan ülkemizde "TOPRAKSU’’ teşkilatı YOK! edilerek gerçekten TOPRAK-SU- BİTKİ ilişkilerini bilen ve yetiştirilen hiçbir kurum yoktur!
6-) Köylü- üreticiye ’’tek’’ bilgi kaynağı maalesef ticari şirketler bazı bankalar ve sulama sistemleri satanlardır!
7-) Biz şu kadar tesis yaptık, bu kadar alan suladık kandırmacalarını kağıt üzerindeki rakamları bir kenara bırakın. Yapılan tesislerden köylü- üretici yararlanabiliyor mu? Kaç tane tesis faal?
Orta Sakarya, Gölpazarı Karaağaç, Kızıldamlar, Kurtköy, Çavuşköy, Pelitözü v.b yirmiye yakın baraj ve gölet altında gerçekten kaç dönüm tarım arazisi sulanıyor? Hangi ürünler ürün deseni, pazar değeri ve çeşitleri istatistiklerle tespit ediliyor mu? sebze ve meyve sulamalarında çakma borularla sulama yapan köylüye, tenzilatlı ’’ SU’’ bedeli tahakkuk ettiriliyormu? Köylü pompayla yapılan sulamalardan elde ettiği ürünlerden para kazanabiliyor mu? zarar mı ediyor.
Daha birçok sorular sorulabilir. Toprak su ve bitki ilişkilerinde oynayan ziraat mühendisleri yok olmuş, YOK edilmiştir’ Türkiye tarımına bu darveyi vuranlar’dan bu köylü ve ziraat’ le iştigal eden STK’ları gerekenden hesabı sormalıdır.’’ TEMA VAKFI’’ bu hesabı daima sordu, sormaya devam edecektir. Ya diğerleri, maalesef onlarda kendi derdinde çünkü ’’ TARIM’’ günlük yaşamıyor ve OKSİJEN çadırında KOMA’da!
Köy Hizmetleri içinden, özel idareye geçenler daha sonra emekli olmuş, çok azı da “işe yaramıyor” diye kızağa çekilmiştir. Tarım teşkilatları, ÜRÜN desenizin sulama tekniklerine, D.S.İ’leri tarla içi sulamaya da el atmalıdır. İnşa ettiği tesislere arkasını dönüp gitmemeli, yüreklice ve reel olarak tesisleri çalışıyor mu? Yararlı mı? geriye dönüp bakmalıdır.
Örneğin Küre beldesine Sakarya nehrinden pompayla, “alan içi” mevkiine sulama suyu temin edecek. Etrafında üç tane baraj varken, ekonomik damla sulamayla bu alan sulanabilecekken ta Sakarya’dan pompayla basılacak suyla bu şebekenin çalışacağına inanıyor mu? Dönüp arkasına baksın, yaptıkları Çalışıyor mu?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.