TÜRKİYE’DE TARIMSAL VİZYONUN GELİŞTİRİLMESİ
Toplumun yaşamsal ihtiyaçları ve ekonominin talebi, temel ve stratejik ürünler başta olmak üzere tarımsal üretimin hızla geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Örneğin; 2030 larda yüz milyona ulaşacak nüfusun bugünkü düzeyde ekmek ve benzeri buğday ürünü tüketmesi için, yılda kişi başına 210 kğ tüketim ölçütü ile yaklaşık altı milyon daha fazla buğday üretmesi gerekecektir. O nedenle; ÜRETKEN ve YARIŞMACI TARIM vizyonunun yaşama geçmesi için, geleneksel süreci aşan yeni ve rasyonel bir üretim doğrultusunun tasarlanmasına gerek vardır.
Kaldı ki; tarımsal gelişme bakımından hiç de olumlu geçmeyen son yıllar nedeniyle, hızlı gelişim daha da zorunlu hale gelmiştir. 2005-2009 u kapsayan dönemde tüketici fiyat endeksinin yılda ortalama %8,47, GSYH’nın %3,40 düzeyinde yükselmesi karşısında, tarımsal GSYH ancak ortalama %1,76 oranında büyümüştür. Tarımdaki bu değişim 2001-2009 kesitinde ise ortalama %1,17 civarında olabilmiş ve bu nedenlerle kanımızca tarım önceleri de olduğu gibi son dönemde de açıkça kan kaybetmiş, özet bir ifadeyle üretim gereğince geliştirilememiştir.
Özetlenen bu durumdan ötürü; tarımın iki alt sektörünü oluşturan bitkisel ve hayvansal üretimi ekonomik kılmak, başta toprak ve su olmak üzere belirleyici üretim faktörleri ile girdileri etkin kullanarak “verimlilik, üstün kalite ve düşük maliyet” ekseninde katma değerin en çoklanmasına dönük yaklaşımları ortaya koymak gerekmektedir.
Böylesi bir üretim yaklaşımı, aşağıda ilgili tüm çevrelerce benimsenmiş bulunan “stratejik ürün, ekonomik ürün ve yarışmacı ürün grupları” gözetilerek açıklanmaya ve bu anlayışa uygun olacağı anlaşılan bir üretim ön görüsü belirleyici ürünler kapsamında kısa ya da orta dönem için özetlenmeye çalışılmıştır.
Üretim gelişmesiyle ilgili değerlendirme yapılırken, ürünlerin özelliklerine göre değişen yaklaşımlar kullanılmıştır. Örneğin; toplumun zorunlu temel besini olmaya devam eden ekmek ve unlu ürünlerin ham maddesini oluşturan buğday üretiminde, bir süreden bir artış olmadığı ve hatta üretim alanının 9 milyon hektardan 8 milyon hektara düşerek yaklaşık yüzde on düzeyinde azaldığı gözetilmiştir. Gerek bu yaşamsal sorun ve gerekse bu ürün için var olan ihracat potansiyeli gözetilerek, üretim artışının nüfus büyüme hızının üzerinde olması gerektiği düşünülmüştür. Ekmek ve unlu besin maddeleri nedeniyle yıllık kişi başına buğday tüketiminin yaklaşık 210 kğ olduğu düşünülür ve yılda 20 milyon ton civarında seyreden toplam üretimin yaklaşık 15 milyon tonunun insan beslenmesi, 2 milyon tonunun hayvan yemlerine katkı, 2 milyon tonunun tohumluk ve kalanının stratejik stok olarak değerlendirildiği gözetilir ise sadece iki bin yirmili yılların başında on milyona erişecek nüfus artışının, yaklaşık 2-2,5 milyon ton buğday üretim artışını gerektirdiği söylenebilir. Hayvancılığın yemlerine katkı maddesi gereği düşünülünce artışın daha da fazla olacağı anlaşılacaktır.
Bir başka örnek olarak ayçiçeği verilebilir. Bitkisel yağ açığı nedeniyle tarımsal ürün ithalatının en büyük kalemini oluşturan yağlı tohum açığının giderilmesi için, öncelikle bu alanda en önemli ürün olan ayçiçeği üretiminin hızla artırılması gerektiği açıktır. Benzer gerekçe yemeklik baklagiller için de geçerlidir.
Toplumun dengeli ve yeterli beslenmesi açısından, kırmızı et tüketiminin ve dolayısıyla üretiminin yetersiz olduğu açıktır. Bugün 14 kğ civarında olan kişi başına yıllık et tüketiminin, kanımızca kısa ve orta dönemde örneğin yarı yarıya artması gerekmektedir.
KAYNAK : TEMA VAKFI
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.