WIMAX GELİYOR
Merhaba. Kablolu, kablosuz, taşınabilir haberleşme derken bu teknolojilerin güvenlik amaçlı kullanılması kaçınılmaz hale gelmişti. Şehir güvenliklerimizi sağlayan ve çoğu zaman caydırıcı özelliği ile daha fazla iş yaptığına inandığım kamera sistemleri, bulunduğu alanlarda ve işletmelerde, başında sürekli izleyen olmayan, belki de çalışabilmesi için gerekli şartlar bile olmayan ortamlarda bulunuyorlar. Otogarlar, tren istasyonları, otoparklar, çocuk parkları, siteler, okullar gibi alanları bunlara örnek gösterebilirim. Bu kamera sistemlerinin çalışabilmesi için geniş bant kablolu internet altyapısı, bazıları için kesintisiz elektrik alt yapısı gibi olmazsa olmazlar bulunuyor. Bu hafta Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’nün bir projesi gündemdeydi. Şehirde bulunan 350 polis aracı GPS konum bilgileri ile uydu haritaları üzerinden takip edilmeye başlanmış. Bu projede alt yapıyı 4G WiMAX teknolojisi ile oluşturmaya çalışan proje ekibi, WiMAX teknolojisinin bütün imkânlarından faydalanmak istiyor gibi. Çünkü işin bir diğer ayağında da şehre yerleştirilecek 250 kamera ile şehri izlemeyi, suçu önleme ve işlenmiş suçların faillerini bulup yakalamayı hızlandırmayı amaçlıyorlar. Yüksek kalitede görüntüyü kablosuz olarak aktarabilen sisteme Eskişehir otogarındaki 16 kamerayı da dâhil eden Eskişehir Emniyet Müdürlüğü, görüntü verisinin yanında uçlarda kullanacağı cihazlarla mesela ehliyet ve ruhsat bilgileri sorgulamalarını da çok daha hızlı yapabilir hale gelecek. Bu tarz projelerin tanıtımında genelde kamera sistemleri kadar pek de ön planda olmayan diğer veri aktarımları sistemi dört dörtlük yapmaya yeter.
Şehirde yaşanan birçok olayın görüntüsünün üzerimizden sinyaller olarak geçip de bir sistemde depolandığını düşünmek bana ilginç geliyor. İleride aynı alt yapı ve farklı uç birimleri ile şehir trafiğinin görüntüleri de yayınlanıp insanların daha sakin yolları seçmeleri de sağlanabilir diye düşünüyorum. Şu an bildiğim uygulamalar içinde bu tarz yönlendirmeler renkli bilgi ekranları ile oluyor. Ama insanların araçlarına monteli cihazların, gerekli güvenlik protokolleri sağlandığı takdirde bu sistemden faydalanmaları da sağlanabilir belki. İş, benim düşünceme göre şuraya gidiyor. Şimdiye kadar olan da böyleydi. Her kurum kendi bünyesinde ya da bağlı bulunduğu kurum vasıtası ile bazı bilişim sistemleri alım, kurulum, işletim işine giriyor. Bir süre sonra belediyeler, emniyetler, hastaneler, okullar, özel firmalar hepsi aynı iş için farklı sistemler işletiyor duruma geliyorlar. Sonra da aralarında haberleşmenin sağlanması için ya bazı yatırımlar çöpe atılıyor ya da ek alımlar yapılması gerekiyor. Bu tarz sistemlerin tek elden, sistemli, alt yapı ve kablosuz iletişim imkânları beraber düşünülerek yapılması gerekli. Bu tarz sistemlerde de her kurum için farklı bütçe imkânları, kendi üzerine düşeni yapmakta geciken kurumun bütün sistemin bitişini geciktirmesi ve belki de bu arada baş döndürücü hıza yetişemeyip eskiyen bilişim cihazları düşünülüyordur mutlaka. Şimdiye kadar kurulan MOBESE sistemlerinin çoğunun kablolu altyapıyı kullanması da günümüzde hızla düşen kablosuz bağlantı cihaz maliyetlerinin yüksekliğinden kaynaklanıyordur. Sonuçta sistemler yenilendikçe, ihtiyaçlar değiştikçe teknoloji çöplüğüne atılan cihazların artması da doğal sürecin gerekliliği herhalde.
Saygılarımla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.