ALLAH VE TANRI
Allah’ın özel ismi ‘Allah’tır. Kur’an’da el-esmâ’u’l-husnâ / güzel isimler olarak nitelenen isimler arasında fiil kökenli sıfatlardır. Yani bunların her biri O’nun mükemmel zâtının bir yönünü anlatmaktadır. Halk arasında 99 isim olarak yaygınlık kazanmış bulunan isimlerin / sıfatların hepsi Kur’an’da yer almamakta olup, bir kısmı hadislerden derlenmiştir. Kelime-i Tevhid denilen ‘Lâ ilahe illallah / Allah’tan başka ilah yoktur’ ifadesi, Allah’ı ve Allah’ın dışında tapılan tanrıları anlatan en güzel cümledir. Bu öz cümlede, evvela ilahlar, tanrılar ve benzeri tapılan ne varsa hepsi reddediliyor, sonrada mutlak yaratıcı olan ‘Allah’ vardır deniyor. ‘Tanrı’ kelimesinin, Sümer dilinde ‘dingir’ kelimesinden geldiği muhtemeldir. İslâm öncesi dönemde Türklerin tapındıkları ‘Tengri’ isimli ve gök anlamına gelen varlığa verilen ad iken zaman içinde uğradığı değişimle doğaüstü yaratıcı güce veya değişik kültürlerin tapındıkları benzer güçlere, varlıklara verilen genel ad olmuştur. Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlüğüne göre, tanrı sözcüğü ’çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah’ ve özel isim olarak da ’Allah’ anlamlarına gelmektedir. Dillere destan, Hakka mestan ölümsüz Yunus’un kullandığı ‘Çalap’ da Allah anlamındadır. Gönül, Çalap’ın tahtı / Çalap, gönüle bahtı / İki cihan bedbahtı / Kim gönül yıkar ise. Mehter marşında söylenen Hazreti ‘Yezdan’ ise, eski İran dinlerinde Allah lafzının o dildeki karşılığı olarak kullanılmıştır
Tek tanrılı dinlerde bir tek Tanrı (Allah) olmasına rağmen, çok tanrılı dinlerde, hemen her kudret ve kuvvet için bir tanrı (İlâh) vardır Müslümanlıktan önce Araplar putlara taparlarken, bunlardan en yüce saydıklarına ‘Allah’ adını vermişler, öteki tanrılara da ‘ilâh’ (Aramca, alaha) demişlerdir Tanrı kelimesi, bizim günlük söylemlerimizde de aynen Allah karşılığında kullanılmıştır ‘Büyüklük Tanrıya yakışır’, ‘Tanrı rızkını kuluyla birlikte yaratır’, ‘Tanrı Türkü korusun’, ‘Ulu Tanrı’, ‘Tanrı misafiri’, ‘Tanrı’nın kulu’, mektuplarda, ‘İyi olmanızı ulu Tanrı’dan dilerim’ vb sözlerimizden sadece birkaç misaldir.
Bu gün, yurdumuzda ve hudutlarımız dışında kalan ülkelerde yaşayan soydaşlarımız, Allah ve Tanrı kelimelerinden aynı kavramı ve mânâyı anlarlar / anlamaktadırlar. Hal böyle olmakla beraber, Tanrı kelimesinin Allah karşılığında kullanılamayacağı, Allah mefhumunun tam karşılığının bulunmadığı hususu hep iddia edilmiştir. Bu görüşte olanlara göre, Tanrı, Allah demek değildir Tanrı eski putların adıdır Allah kelimesi, İslâm’ın tavsif ettiği özel bir isimdir ve hiç bir put için kullanılmamıştır Bundan dolayıdır ki, Tanrı, Allah mânâsını ifade edemez Bunun aksini savunanlar da, Müslümanlığı kabulden itibaren Türklerin, Tanrı kelimesini Allah mânâsında kullandıklarını, yüzlerce yıldan beri yazılan tefsir, hadis ve çeşitli dinî eserlerde, Tanrı kelimesinin Allah karşılığında kullanıldığını ileri sürmektedirler Tanrı kelimesine karşı oluş, biraz da zorla Türkçe okutulduğu dönemde Ezan’daki Allah kelimesinin Tanrı olarak değiştirilmesinden kaynaklandığı hususu gözden ırak, idrakten uzak tutulmamalıdır. Allah karşılığında Tanrı kelimesi kullanılabilir, fakat her Tanrı, Allah değildir. (Hikmet Tanyu, İslâmlıktan Önce Türklerde Tek Tanrı İnancı).
Tanrı, Hudâ (Farsça) isimleri, "Allah" gibi birer özel isim olmayıp, İlâh, Rab, Mabud gibi genel anlam ifade eden isimlerdir. Hudâ, Rab demek olmayıp da "Hud’ay" kelimesinin kısaltılmışı ve "vâcibu’l-vücûd = mutlak var olan" demek olsa yine özel isim değildir. Arapçada "ilâh"ın çoğulunda (âlihe); "rabb"in çoğulunda (erbâb) denildiği gibi Farsçada "hudâ"nın çoğulunda "hudâyân" ve dilimizde tanrılar, ma’bûdlar, ilâhlar, rablar denilir. Çünkü bunlar hem gerçek, hem de gerçek olmayan ilâhlar için kullanılır. Hâlbuki "Allahlar" denilmemiştir ve denemez. Hak olmayan mabutlara da "Tanrı" denilir. Fakat bu bir cins ismidir. Allah’a şirk koşanlar birçok tanrılara taparlardı. Falancaların tanrıları şöyle, falancalarınki böyledir denilir. Demek ki "Tanrı" cins ismi, "Allah" özel isminin eş anlamlısı değildir, daha genel anlamlıdır. Bundan dolayı "Allah ismi", "Tanrı adı" ile terceme olunamaz. Bunun içindir ki, Süleyman Çelebi Mevlidine “Tanrı” adıyla değil, "Allah" adıyla başlamış, ve o bahrin sonunda, "Birdir Allah, andan artık tanrı yok" diyerek tanrı kelimesini ilâh karşılığında kullanmıştır. (Elmalılı, Hak Dini, Kuran Dili)
Hülâsâ; hiçbir dil başka dildeki kelime ve terimleri tam olarak karşılayamadığı gibi, kendine has anlamları olan Allah kavramının da tam karşılığını bir başka dilde bulmak mümkün değildir Bu bakımdan zaruret olmadıkça Allah mefhumu karşılığında yine ve yalnız Allah kelimesini kullanmalıdır Nitekim Kur’an’da: “En güzel isimler Allah’ındır. O’na o isimlerle seslenin. O’nun isimleri hususunda eğriliğe sapanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasını göreceklerdir.” 7/180. “Ya Muhammed! De ki: İster Allah diye seslenin, ister Rahman diye seslenin. Bütün güzel isimler O’nundur” 17/110 diye buyurulmuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.