GENÇLERİN BOŞ İLETİŞİMİ ÜZERİNE
Merhaba. TÜBİTAK’ın 2010 yılı Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Yarışması Bölge Finali’nde yarışan, “Gençler ve İletişim Teknolojileri” isimli proje, gençlerimizin iletişim teknolojilerini kullanma oran ve çeşitlerini araştırmış. Proje için 598 öğrenciye sorulan sorularla yapılan anket sonucuna göre, lise gençliğimizin %53’ü bilgisayarı Facebook ve MSN için kullanıyormuş. Ödev yapmak ve araştırma için bilgisayarı kullananların oranı ise %13’te kalmış. %32’lik bir pay ise bilgisayarı oyun amaçlı kullanıyormuş.
%69 mesajlaşmak, %26 da görüşmek için kullanılan cep telefonlarına sahip olma zamanı oranlarında %61,5’luk oran ile ortaokul zamanı lider durumda. % 2’lik bir oranın cep telefonu sahibi olmadığını belirttiği ankette %26’lık bir öğrenci sayısı ise ilk cep telefonuna ilköğretimde sahip olmuş. Ankete katılanların %87’si, internet olmasaydı bilgisayarı bu kadar kullanmayacağını belirtmiş.
En sık kullanılan teknolojik ürünlerin sorulduğu soruya verilen cevaplarda, cep telefonu, müzik çalar, bilgisayar, televizyon ve fotoğraf makinesi sırasıyla, yüzde 37, 23, 13, 13 ve 10’luk oranlar almışlar. Öğrencilerin %27’si her gün düzenli, %19’u ise her gün sınırsız olarak bilgisayar kullanıyormuş. Bütün bu teknoloji cihazlarını hayatımdan çıkarabilirim diyen %13’lük bir kesime rağmen, %47’lik bir kesim hiçbirini hayatımdan çıkaramam demiş.
Sonuçta genç kardeşlerimin emeği var, düşünmüş uğraşmış, proje olarak sunup bir yarışmaya katılmışlar. Kendilerini tebrik ederim. Eğer bir kurum yapsa ne kadar gereksiz bir araştırma derdim. Çünkü gençlerin durumu zaten belli. Spor, sınav vb. bir uğraşı olmayan bütün gençliğin bütün dünyası ve sosyal hayatı cep telefonu, Msn ve Facebook. Kendilerini geliştirme adına hiçbir şey yok. Önceden forum siteleri vardı. Kızsak da en azından belli amaçlar için oluşturulmuş sitelerde fikirler çarpışır, aynı konuda düşüncesi olanların birbirine katkısı olurdu. Artık Facebook hepsini sildi süpürdü. Boş boş günde saatlerce bu siteye saplanıyor gençler. Günde 2 saat otursa sitenin karşısında, yılda 1 tam ay yapar. Sonuçta elde avuçta ne var? Koca bir hiç. Başkası beğendi diye izlenen ve paylaşılan videolar, resimler… Bu arada her gördükleri uygulamaya atlayan, her yazılımı yükleyen, bunların ne tür zararlar doğurabileceğinin bilincinde olmayan gençler. Madem bu kadar imkân var neden faydalı kullanılması için uğraşılmaz ki? Mesela, üniversite sınavına hazırlık amaçlı, konu anlatımından tutun da deneme sınavlarına kadar hizmet veren onlarca site var. Kim biliyor? Kim araştırıyor ki? Gazete okuma alışkanlığı olmayanlar, internetten haber takip eder mi ki? Gündemi takip eden, fikir sahibi olan, daha iyi bir toplum üzerine kafa yoran kim var? Hiç. Ama çok değil, 5-6 sene sonra hayatın acı gerçeği yüzlerine vurduğunda, sınavı kazanamadıklarında, kazandıkları yer öylesine bir yer olduğunda, okuldan çıkıp iş aramaya başladıklarında biz nerede hata yaptık diyecekler? Bütün hayatlarının lise dönemindeki 3-5 seneyle şekillendiğinin farkına varacaklar. Ama iş işten geçmiş olacak.
Bence bu konuda da devletin bir politikası olmalı. İki tane adam çıkıyor, site yapıyor, milyonları saatlerce sitesine bağlı kalacak şekilde çekiyor. Resmi politika olarak devlet de yapmalı. Arada da eğitimleri vermeli. Bir süzgeç gibi olmalı bu yapılar. Komple düşünülmeli. Resmin bütününe bakılmalı. Planlama şart. Yoksa nesiller kayıp gidiyor.
Saygılarımla.
LED: "Light Emitling Diode" teriminin kısaltmasıdır ve elektrik akımı mevcut olduğunda ışık yayan bir tertibatı temsil eder. Disket takıldığında disket sürücü üzerinde yanan ışık ya da klavye üzerindeki "Caps Lock" ve "Num Lock" ışıkları, aslında birer led’dir. Bu ledler, cihazın ya da fonksiyonun aktif halde olup olmadığını anlayabilmemizi sağlarlar. Kaynak: www.chip.com.tr
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.