AHMET RIFAT SAĞLAM

AHMET RIFAT SAĞLAM

İSLAM’DA TESETTÜR

İSLAM’DA TESETTÜR

Dinimizde örtünme nasıl olmalıdır, tesettürü sağlamak için çarşaf mı, pardösü mü yoksa daha başka bir kıyafet mi kullanılmalıdır? Kıyafet tercihi konusunda, farklı kıyafetler giyen kişilerin birbirine olan bakış tarzı nasıl olmalıdır? Bu konulara kısaca değinmek istiyorum.

Şunu hemen belirtmeliyim ki; dinimizde asıl olan verilen mesaj ve gayenin iyi anlaşılmasıdır. Bir misalle ifade edecek olursak; Enfal Suresi ayet 60’da rabbimiz şöyle buyurur:

“Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla yani atlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size zulmedilmez.”

Şimdi savaşta ve barışta düşmanı korkutmak için Türkiye olarak at hazırlayalım. Sizce bu doğru olur mu? Doğrunun ötesinde komik olur ve buna Allah ve Rasülü de razı olmaz. Bu ayeti kerimede savaşa hazırlanmanın; ülkenin savunmasına ait tedbirlerin alınmasına dikkat çekilmiştir. O zaman at vardı; bu gün uçak var, füze var. Yani demek istediğim araçlar asra göre; zamana göre değişir. Bunu inkar etmek aklı ve mantığı inkar etmek; dünyanın, teknolojinin değişimini inkar etmek demektir. Bu örneklerin onlarcasını burada verebilirim; fakat konuyu uzatmak istemiyorum.

Şimdi gelelim giyim kuşam meselesine... Arkadaşlar; İslam o kadar sığ ve dar görüşlü bir din değildir. Diyelim ki kutuplarda soğuk bir bölgeyi Müslümanlar fethetti. Onlara gidip de, Rasulullah efendimiz entari giydi, entari giymelisiniz diye, bir top bez dağıtıp entari mi giydirelim? İslam bu kadar mantıksızlık dini mi? HÂŞÂ... Arabistan, ekvator bölgesine yakın olduğundan, sıcak bölge olduğundan Rasulullah efendimiz entari giymiştir. Kutuplarda yaşasaydı peygamberimiz gene mi entari giyerdi? Tabi ki hayır… Çünkü giyim, bölgelere göre, iklim koşullarına göre değişkenlik gösteren ve en önemlisi gelişime açık bir konudur. Kutup bölgesinde kürk giymek gerekir; Arabistan’da entari, bizim memleketlerimizde ise ne çok kalın ne de çok ince olan elbiseler giymek gerekir. Bu değişkenlik arz eder.

İslamiyet elbisenin şekli, kalınlığı, inceliği; kürk mü olsun, entari mi; çarşaf mı bu konulara bakmaz. İslamiyet’te önemli olan tesettürdür. Kimisi bunu çarşafla sağlar, kimisi pardösü ile. Kimisi de bizim Anadolu’daki kadınlarımızın bazı bölgelerinde giyildiği gibi şalvarla... Önemli olan şudur: 1.Avret mahalleri kapalı olacak. 2. Giyinmiş çıplak olmayacak; yani avret mahalleri belli olacak kadar dar olmayacak.

İslamiyet’te tesettür meselesinin özü budur. İslamiyet’i dar kalıplar içinde görmek; illa şu olacak demek dinimize çok büyük zararlar vermektedir. Ve bu sığ görüşler yüzünden İslamiyet gelişmeye, teknolojiye karşıdır gibi bir izlenime sebep olmaktadır. Hâlbuki bu İslamiyet’in değil, yüzyıllar öncesinden hala bu güne gelemeyen kişilerin suçudur. Peygamber efendimiz pilavı elle yemiştir. Şimdi biz de elle mi yiyelim? Çünkü çatal yoktu. Bu gün olsa elle mi yerdi?  Peygamber efendimiz deve ile seyahat etti; otomobile binmeyelim mi? Bu gün olsa peygamber efendimiz otomobile binmez miydi? Arkadaşlar komik olmayalım. Dinimizi bu kadar gülünç duruma düşürmeyelim.

Bununla birlikte bir Müslüman, Rasulullah efendimiz deveye binmiş. Ben de bineyim diye, sırf o incelikten dolayı binerse elbette onu yâd etmek, hatırlamak olur. Ama Mercedes’e binilmez derse işte o zaman hata etmiş olur.

Bu yazı toplam 652 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
AHMET RIFAT SAĞLAM Arşivi
SON YAZILAR