AHMET RIFAT SAĞLAM

AHMET RIFAT SAĞLAM

FRANSIZLAR’IN BİLE DEĞİŞTİREMEDİKLERİ ÖZ

FRANSIZLAR’IN BİLE DEĞİŞTİREMEDİKLERİ ÖZ

Fransa 1830’da Cezayir’i işgal etti, 132 yıl işgal altında tuttu ve sömürdü. 1954-1962 arasında bir buçuk milyon Cezayirli’yi katletti. Çok sabıkalı ve tam “vahşi kapitalist” Fransızlar birinci dünya savaşında da 900 bin Afrikalı’nın ölümüne sebep oldular. Cezayir’i istilasından yüz sene geçtikten sonra bir Fransız hakimi Cezayir’de şunları söylüyordu:

“Kuranı aralarından kaldırmalıyız. Müslümanları yenebilmemiz için Arapça’yı yasaklayarak söküp atmalıyız!” Bu ve benzeri mesajlar Fransa’da garip uygulamalara sebep oldu. Cezayir’li gençlerin kalbinden Kuran’ı ve onun tesirlerini kaldırmak için çalışmalara başladılar. Bunlardan biri şöyle cerayan etti: Cezayir’den on müslüman genç kızı alıp Fransa’ya getirdiler. Fransız okullarına kaydettiler. Fransız elbiseler giydirdiler, Fransızca’yı öğretip kültürlerini iyice telkin ettiler. Artık kızlar tam Fransız’a benzemişlerdi. Aradan on bir sene geçtikten sonra Müslüman kızların herşeyleriyle Fransız’laştıklarını göstermek için tören gösterdiler. Törene bakanlar, gazeteciler, yazarlar, bu politikadan yana yabancı diplomatlar da çağrıldı. Ancak daha törenin başında davetliler hiç beklemedikleri bir suprizle karşılaştılar. Gözler tam sahneye çevrilip, heyecanlı sessizlik ortalığı kaplayınca Fransızlaştıkları söylenen kızlar birden salona kendi İslam’i kıyafetleriyle girirvermişlerdi! Fransız gazeteciler gürültüyle ayağa kalkıp bağrışmaya başladılar: “128 senedir Fransa Cezayir’de ne yaptı öyleyse?” Fransa sömürgeler bakanı ayağa kalkıp şu cevabı verdi: “Kuran Fransa’dan kuvvetliyse ben ne yapayım?”

İMANIN KUVVETİNE BAKIN

Cennetle müjdelenen on sabahiden biri olan Hz. Sad bin ebi Vakkas (r.a) anlatıyor: “Müslüman olmadan evvel anneme çok iyi davranırdım. Müslüman olup Hz Peygambere (s.a.v) tabi olunca annem buna razı olmadı. Bana ‘Ey Sad! Sen de gördüğüm bu yeni dine girme işi nedir? Sen ya bu dini terk edip eski dinine (putperestliğe) dönersin, yada ben hiç bir şey yiyip içmem, ölene kadar aç dururum. Ben bu halde ölünde insanlar seni ‘annesinin katili’ diye ayıplarlar’ dedi. Ben kendisine ‘Anneciğim! Böyle yapma, ben hiç bir şey için dinimi terk etmem!’ dedim. Bir gün yemeden durdu, zorlanmaya başladı. Bir gün daha aç bekledi. Bu defa daha şiddetli zorlandı. Onun bu halini görünce kendisine ‘Anne! Şunu iyi bil: Vallahi senin bin tane canın olsa, her birin canın da açlıktan tek tek çıksa ben bu dinimi asla terk etmem; ister ye ister yeme!’ dedim. Benim ciddi olduğumu görünce derhal açlık boykotunu terk edip yemeye başladı.”

 

Bu yazı toplam 809 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
AHMET RIFAT SAĞLAM Arşivi
SON YAZILAR