17 NİSAN, 17. YIL…
Milletlerin tarihinde dönüm noktaları olduğu gibi unutulmaz şahsiyetleri de bulunduğu malumunuzdur. Bu yönden dünya milletleri içinde en zengin toplum olma özelliğini taşıdığımızı düşünüyorum. Orta asya’ dan günümüze kadar geçmişimize baktığımızda sayısız liderleri görmekteyiz. Bunlardan bir kısmını toplum, bir kısmını olağanüstü şartlar ön plâna çıkarmıştır. Cumhuriyet tarihimizde Atatürk, İnönü ve Bayar dönemleri... 1960 İhtilâli ile kapanan bu dönem sonunda haksız yere asılan Başbakan Menderes, Bakanlar Zorlu ve Polatkan için biz ne yaptık? Sadece kuru bir özür, Affedersiniz biz sizi yanlışlıkla asmışız diyerek günü kurtardığımızı zannediyoruz. Arkasından 1980 ihtilali… Şimdi de ihtilalcileri yargılayalım mı, yargılamayalım mı sorusuna cevap arıyoruz.
İhtilaller ve Muhtıralarla geçen Cumhuriyet tarihimizde, olağanüstü şartlarının ortaya çıkardığı bir liderden bahsetmek istiyorum, ÖZAL.
Hemşehrimiz Özal… Hemşehrimiz diyorum, çünkü ilkokul yıllarını Söğüt’te geçirmiş. Babasının Banka Müdürü, annesinin Öğretmen olarak görev yaptığı Söğüt’ün havasını teneffüs etmiş, suyunu içmiş. Osmanlının hayat bulduğu bu topraklarda, Osmanlı ruhu ile büyümüş. Yıllar sonra kaderin cilvesi, bir ihtilal sonucu, ihtilalcilere karşı Milletin ilk sivil tepkisi olarak ortaya çıkan Özal’ın, 10 yıla yaklaşan iktidarı döneminde yaptığı hizmetleri ifade etmekten aciz kalmaktayız. Ülkemizi dünyaya açmış, İslam ile medeniyetin zıt kutuplar olmadığını, bizzat yaşayarak ve icraatlarıyla dost, düşman herkese göstermiştir.
Kendisi ile ilgili bir hatıramı anlatmak istiyorum. Yıl 1991, Bilecik’te oluşturduğumuz bir heyetle birlikte, Çankaya köşkünde ziyaret ettiğimiz Cumhurbaşkanı Özal, Söğüt yıllarını uzun uzun anlattıktan sonra konuyu günümüze getirdi ve o günlerin derdi olan yüksek enflasyondan bahsetmeye başladı. Sözlerinin bir yerinde “ Arkadaşlar, ben isteseydim enflasyonu 1 günde sıfıra çekerdim, ancak bunu millet taşıyamazdı, biz hem enflasyonu yavaş yavaş aşağıya çekmeyi, hem de büyümeyi hedefledik.” dedi. O gün için rahmetli Özal’ın bu sözlerini yadırgamıştım. Bana göre “enflasyon” fiyatların artmamasıydı, fiyatlar düşecek ama millet bunun altında ezilecekti, bir bağ kuramamıştım. Aradan yıllar geçti. Enflasyon üç hanelerden tek haneye ve hızlı bir şekilde düşürüldüğünde gördük ki, gerçekten Özal haklıymış. Bu gün gelinen noktada, enflasyon tek haneli olmasına rağmen, vatandaş ekonomisini düzeltti mi ? mutlu bir azınlığın dışında, halkın genelinin yıllık milli hasıladaki payı ne kadar? Ayrıca, daha 5 yaşındaki çocuğumuz bilgisayar kullanabiliyorsa, toplumumuz bir çok olayı özel televizyon kanallarından öğreniyorsa başka söze ne hacet. Hükümetin bu gün açılım diye gündeme getirdiği pek çok konu, onun zamanında tartışmaya başlanılmadı mı? Ölümü bile şaibeli olan bu büyük insanı anlatmaya sayfalar yetmez.
Yokluğunu daha çok hissettiğimiz, yeri doldurulamayan insan, merhum Cumhurbaşkanımız Özal’ı vefatının 17. Yılında rahmet ve minnetle anıyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.