ARSADA YOK, FABRİKADA!
Osmaneli'nin evvelce gençlik kolları başkanlığını yapan Orhan Uğur'un basın açıklaması gerçeklerin kamu oyunca öğrenilmesini sağlıyor.
Orhan Uğur: " 2009 yerel seçimlerinin üstünden 3 yıl geçmesine rağmen Osmaneli halkına gösterilen 3 büyük proje resimlerinin hiçbirine daha başlanmadığını vurgulayarak "Osmaneli ilçemiz için en önemli konuların başını çeken OSB'nin bırakalım faaliyete geçmiş olmasını bir tane bile fabrika bacası tütmüyor. Belediye Başkanımız Mehmet Isıkan'ı iş yapmaya teşvik edecek proje üretecek, yeri geldiğinde eleştirecek muhalefet yapacak bir ilçe yönetimi oluşmadı. İlçe Yönetiminde bazı kişiler Belediye Başkanımızın arkasında sadece düğün ve açılış yemeklerinde bulunuyorlar. Bu arkadaşların belediyeden veya başında Adalet ve Kalkınma olan partimizden çıkar menfaatleri mi var. Hiç bir şey söylemiyorlar" demişti.
Ak Parti Bilecik'te girdiği her seçimde yüzde olarak en fazla oy aldığı Osmaneli ilçesi. Milletvekili Poyraz'ın Osmaneli İlçe kongresinde Osmaneli'yi "Sorun yaşamadığımız ilçe" diye özetlemişti.
Parti olarak, alınan oy oranlarıyla sorun yaşamasa da Osmaneli halkı verdiği oyun karşılığını alamamış durumda. İcra ilanlarına bakıyoruz en fazla Osmaneli ilçesi köyleri halkının tarım arazileri, evleri, traktörleri satılık.
Bunun yanında Organize Sanayi Bölgesinde problem olduğu aşikar. Geçtiğimiz Pazartesi günü gazetemizin manşet haberi "Yerde Yok, fabrikada yok" ifadeleriyle kısaca yaşanan komediyi anlatmıştı.
Osmaneli Organize Sanayi Bölgesinde komedi gibi bir, neredeyse Organize Sanayi bölgesinin yarısına yakın olan yüzde kırkı bir firmaya veriliyor. Aradan yıllar geçmesine rağmen bırakın bir çivi çakmayı temel atmak için kazma bile vurulmuyor. Arsanın yüzde kırkını alan firmaysa "Organize Sanayi bölgeleri, elektriği, suyu, yolu yapması gerekiyor. Getirmediler, ben binayı yapsam elektriksiz, susuz, yolsuz fabrikayı nasıl çalıştıracağım" diyerek kendini savunuyor.
Organize Sanayi Bölgeleri Yönetim Kurulları başta Vali ve iktidarın İl Genel Meclis üyelerinden teşekkül ediyor. Osmaneli İl Genel Meclisi üyesi İbrahim Polat iki devredir mecliste Osmaneli'yi temsil ediyor. Onunla beraber geçen dönemde Osmaneli Organize Sanayi Bölgesi Yönetim kurulunda yer alanlar bir tek firmaya yüzde kırk arsa verilmesinden ve firmanın iddia ettiği elektrik, su, yol yapılmamasından sorumludurlar. Kamuoyunu aydınlatıcı açıklamalar yapmaya da davet ediyoruz.
Organize Sanayi Bölgeleri, sanayiciler için kuruluyor da, Yönetim Kurullarında sanayiciler neden yer almıyor? 1. Bilecik Organize Sanayi Bölgesi hariç, 2. Organize Sanayi Bölgesiyle, İlçe Organize Sanayi Bölgeleri Yönetim kurullarında sanayici yer almıyor. İşin en düşündürücü tarafıysa Yönetim Kurullarında yer alanların hiç birisi de sanayici değil. İşte bunun içinde böyle komik ve sonu dramatik olaylarla karşılaşıyoruz.
Söğüt Organize Sanayi Bölgesinin ayrıldığı 15 yılı geçti sanırım. Bir tane maden öğütme tesisi hariç tek fabrika yok. Söğüt Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu var mı? Var ise olmayan sanayinin yönetenlerine para ödeniyor mu bilmiyorum. Bilenler varsa benim gibi bilmeyenlere öğretirlerse memnun olurum. İşte bu sanayi bölgesine de bugüne kadar yol, elektrik, su getirmek için hiçbir çalışma yapılmadı. "Söğüt Organize Sanayi Bölgesine sanayici gelmiyor. Sanayici oraya sıcak bakmıyor" diyen de İl Özel İdaresi Meclis üyeleri ve bürokratları.
Zannederim geçen dönem İl Genel Meclis çalışmaları sırasında Osmaneli temsilcisi İbrahim Polat, muhalefet temsilcisine karşı "Çoğunluk bizde, biz ne dersek o olur, size uymak düşer" anlamında sözler sarf etmişti.
Doğru söze ne denir. O ne söylediyse o oldu. Osmaneli Organize Sanayi Bölgesi "Arsada yok, fabrikada yok" durumuna düştü.
Osmaneli halkı seçtiğinden, sorumluluğunu düşünerek hareket etmediğini düşünüyor.
RAFA KALKAN ÇEVRE DÜZENLEME PLÂNI
Çevre Düzenleme Planı İl Özel İdare Genel Sekreterliği tarafından rafa kaldırılmış hiçbirimizin haberi yok. Bahanede kolay, Bozüyük'ün planı mahkemeye vermesi. Bozüyük'ün kendi çevresiyle ilgili bölümü mahkemeye vermesiyle, planın diğer il genelinde uygulanmasına mani bir durum olmaması gerekir.
Planın İl Genelinde uygulanması ertelendikçe meydana gelecek hasarlar telafisi mümkün olmayabilir. Bunun sorumlusu kim olacak?
Bilecik Belediyesi 1.5 ay evvel tertiplediği kısa tabirle "Nasıl Marka şehir oluyoruz" toplantısında Çevre Düzeni Planı gündeme geldiğinde Sayın Belediye Başkanı Selim Yağcı konuşmasında Çevre Düzeni Planına uyduklarını söylemişti. Çevre Planını yapan firmanın mühendisi de yaptığı konuşmada Çevre Düzeni Planının rafa kaldırıldığından bahsetmedi, yürürlükte olduğunu söyledi.
Aynı toplantının konuşmacılarından biri de İl Genel Sekreteri, Çevre Düzeni Planı uygulayıcısının baş sorumlusu Sayın Halis Nalbant idi. Konuşmalarının hiç bir bölümünde planın rafa kaldırıldığından bahsetmemişti. İl Genel Sekreterinin Yardımcısı 9 kişilik Toprak Koruma Kurulunda rafa kaldırıldığını söylüyor. Bir yanda iktidarın Belediye Başkanı Çevre Düzeni planına uyduklarını söylüyor. Aynı toplantıda İl Genel Sekreteri Çevre Düzeni Planı konuşulurken rafa kaldırdıklarını açıklamayarak gizliyor. O toplantıda diğer Belediye Başkanlarının konuşmalarından da planın rafa kaldırıldığından haberlerinin olmadığını anlıyoruz.
Geçen akşamların birinde Bursa Olay televizyonunda yayınlanan "Bursa nasıl bu hale geldi" programının bir kısmını izledim.
Bir başka yazımda bunu işleyeceğim. Çevre Düzeni Planı böyle sessiz rafa kaldırılırsa ileride "Bilecik nasıl bu hale geldi" programlarını hazırlarız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.