12 Eylül 2010'da Anayasa'da yapılan 27 maddelik değişiklik halk oyuna sunuldu. Yanılmıyorsam halkın %58'i "evet" yönünde tavrını koymuştu.

 Anayasa değişikliğine CHP ve MHP "hayır" oyu verilmesi yönünde propaganda yapmışlardı. Hatta öyle ki Anayasa maddeleri üzerinde yapılan değişikliklerinin hiçbir yenilik getirmeyeceğini savundukları gibi bazı hakların geri alınacağını bile söylemişlerdi.

 Cumhuriyet Halk partisi Ergenekon davasından yargılanan Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ı milletvekili adayı gösterdi. Tabii seçilebilecek sıralara yerleştirdiği içinde seçildiler. 2,5 yıldır mahkemeler Haberal ve Balbay'ı "milletvekili olmadan suç işledikleri gerekçesiyle" hapisten çıkartmadılar. Haberal zannederim 12 yıl mahkumiyet aldı, karar Yargıtay aşamasında. Yattıkları gözönüne alındı, çıktı. Şimdi milletvekili görevini yürütüyor.

 Mustafa Balbay 34 yıl mahkumiyet aldı. Henüz temiz aşamasında kesin karar çıkmadıkça suçlu gözüyle bakılmıyor. Uzun tutukluluk süresi sebepleriyle geçtiğimiz pazartesi günü akşamı salıverildi. Salı günü de yemin etti milletvekili görevine başladı.

 Hapishane kapısı çıkışında ve mecliste yaptığı konuşmaları dinleyince huylu huyundan vazgeçmiyor demekten kendimi alamadım.

 12 Eylül 2010 Anayasa referandumu Türkiye Cumhuriyeti  vatandaşına bireysel olarak Anayasa mahkemesinde dava açma hakkı tanıdı. Böyle bir hakkın verilmesine karşı çıkan Cumhuriyet Halk Partisinin hapisteki milletvekili Balbay bu haktan yararlanarak Anayasa mahkemesine uzun tutukluluk süresi haksızlığını ileri sürerek dava açtı. Anayasa mahkemesinin lehine karar verdiği iddasıyla yerel mahkemeye başvurdu, mahkeme tahliyesini istedi ve salıverildi. 

 Anayasa mahkemesinin gerekçeli kararı açıklanmadan yerel mahkeme tahliye kararı vermemeliydi diyecek değilim, onu hukukçular tartışsın. Gerçi diyebilirimde... İktidarın ısrarlı istekleriyle değiştirilen Anayasa maddelerinin verdiği haklardan istifade ederek tahliye olan Balbay'dan elbette, " benim partimin propagandasına inanıp halkın çoğunluğu Anayasa değişikliğine 'hayır' deseydi bugün ben tahliye olamayacaktım." demesini beklemedim. Bari hem "kin tutmayacağım" deyip ileri derecede iktidara serzenişte bulunma.

 Millete Anaya değişikliğinde neden "hayır" denmesi gerektiğini basın yoluyla açıklamalar yapanlar ne kadar yanlış yaptıklarını düşünürler mi? dersiniz! Hiç sanmıyorum... 

Sanmayın ki Balbay bir daha hapis yüzü görmeyecek yargıtay bugün yerel mahkeme kararını onasın, aynı kararı yargıtay daireleri kuruluda onadığında ertesi günü cezasını çekmek üzere ceza evine girecek.

 Kimsenin hapse girmesini isteyenlerden değilim. Herkeste görevini yapmalı. Unutmayalım Balbay halkın seçtiği iktidara karşı "genç subaylar rahatsız" manşetinin müsebbi olarak görülüyor.