Bilecik kültürünü bilenler danışman olmalı
Ülkelerin Büyükelçileri bir yerde toplanıp yemek yemeye karar vermişler. Yemeğe başlarken içlerinden biri “Su içmek isteyen su demeden diplomatik bir cümle ile su istesin” teklifinde bulunur ve kabul edilir.
İngiliz sefir susadığında “Balık susadı” der hemen su önüne gelir az sonra Türk sefiri “Aslan susadı” der ona da su hemen gelir. Rus sefir düşünür “Kutup ayıları ülkemizde çok var ayı susadı desem kendimi ayı yapmış olurum iyi karşılanmaz en iyisi dana susadı diyeyim” der, “Dana susadı” deyiverir.
Şimdi hepimiz bu hikayenin vermiş olduğu mesaja odaklanalım. Balık susadı diyen sefire gülen olur mu? Olmaz çünkü balık suda yaşar. İnsanlar arasında da çok güzel yüzenlere “Balık gibi yüzüyor” dendiğinde benzetilen adam kızar mı, kızmaz bilakis yüzme işini çok iyi yaptığını takdir edenlere teşekkür eder.
Aslan susadı diyen bizim sefirin düşüncesi de iyi karşılanır. Çünkü civanmert, tuttuğunu koparan insanlara “Aslan gibi adam” yakıştırması yapılır. Hatta çocuklarımızı okşarken bir çoğumuza “Aslanım benim” deriz.
Rus sefirin “Dana susadı” tabirini uygun görebilir miyiz? Kim çocuğunu okşarken veya övmeye kalksa “Danam benim” der? Ama yersiz, pot kıran, değerlere kıymet vermeyen birine cemiyet “Yine danalaştı” der.
Yine bir hikaye anlatalım. Hayvanlar aleminin erkekleri bir yerde toplanalım konuşalım kararı verirler ve toplanırlar. Konuştukça konuşurlar vakit gece epey geç olur. Tabii bu toplantının başkanı ormanların kralı aslandır. Aslan vakit geç oldu herkes ailesinin yanına dönsün der. Öküz sen aslansın ormanların kralısın kimden korkuyorsun der. Aslan seni şimdi evde kim bekliyor? Öküz inek der. Aslan beni evimde inek değil aslan bekliyor cevabını verir.
Bazı illerimiz hayvanları ile anılır. Örnek olarak Denizli’yi gösterebiliriz. Horoz ötüşüyle Denizli türküleri içinde yer alarak o ilimizin tanınmasına da vesile olmuştur. Denizli horozu ilin en işlek meydanında heykeli yapılarak sembolleştirilmiş. Horozu ile tanınan bu il kınanıyor mu hayır. Bilakis bu sevimli hayvana sahip çıktıkları için takdir ediliyor. Hatta çok güzel sesiyle şarkı, türkü okuyanlar “Ne güzel ses, maşallah horoz gibi” bile denir.
Ama bazı hayvanlar var ki insanlar birbirlerine o hayvanların isimleriyle hitap etseler veya benzetme yapsalar, kavgalara ve hatta cinayetlere sebep olur. Mesela birine “Ayı, ayı oğlu ayı” diye kolay kolay hitap edebilir misiniz? Veya “Ulan senin şu yaptığını ayılar yapmaz” “Ulan ne çakalsın sen” “Çakallıkta üstüne yok” sözleri cemiyetimiz hep kötü yönde kullanır.
İlimizin türküsü oyunuyla da meşhur “Aşağıdan gelen Hanım oynasın, Keklik Kebabını da yiyen doymasın” türkümüzde “Keklik” kuşu ötüşü ve sesiyle anılır. Halk arasında sade, gösterişsiz, sessiz yürüyenler “Keklik gibi sekiyor”, güzel türkü söyleyenlere “Keklik gibi şakıyor” denir.
Belediye yeni park demeyelim de, eski parkta düzenleme yaptı. “En iyisini yapsan da yine de muhalefet ederim” diyen kör zihniyetten hoşlanmam. Ama keklik gibi ilimizi temsil kabiliyetine sahip bir kuşu sembol haline getirmek yerine parkta ayı ailesine yer vermeyi diğer ve şehrimize misafir gelenleri “Ayılı İl” gibi tabirle anılmasına sebep olanları kınıyorum.
İlimizin kültüründen yoksun olanları danışman olarak getirip belediyeye oturtursanız sonuç böyle olur. CHP işleri keklik gibi sektirerek insanları iş başına getirmek yerine ... oturmayı, uzun geceler uyuyanları tercih etti.
İlimizin güzel türküsünü de buradan hepimiz bir daha okuyalım.
Aşağıdan gelen hanım oynasın
Keklik kebabını yiyen doymasın
Beni yardan ayıranlar onmasın
Beri gel a yarim ben adam yemem
Ellerin yarine yarim ol demem
Yoğurdum var yeşil meşil çanakta
Benleri var ak gerdanda yanakta
Benim yarim şu karşıki konakta
Beri gel a yarim ben adam yemem
Ellerin yarine yarim ol demem
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.