Makedonya Üsküp’te akşam gezintimizden sonra gündüz gözüyle bir daha Üsküp’ü gezelim demiştik ama Sultan 1. Murat Hüdavendigar’ın türbesine gitmeye can atıyoruz. Çünkü Sultan 1. Murat Hüdavendigar’ın makamına çok anlamlı bir hediyem var. Onun için sabah Üsküp’ten Kosova Priştina’ya doğru yola koyuluyoruz.

Yapımı devam eden bozuk yollardan geçerken “Üsküpte bu kadar heykel yapacaklarına yollarını yapsalardı” demekten kendimi alamıyorum. Vaktimizi o kadar idareli kullanmak zorundayız ki Priştina şehrinin içine girmeden Sultan 1. Murat Hüdavendigar Türbesine doğru ilerliyoruz. Yolumuzun sağındaki alan Kosova savaşının yapıldığı alan. Ölmüşlerimize, şehitlerimize dua okuyarak geçiyoruz.

Ve Ertuğrul Gazi’nin Torunun oğlu, Osmanlı Devleti’ni Kuran Osman Bey’in torunu, Orhangazi’nin oğlu Sultan 1. Murat Hüdavendigar’ın türbesine ulaşıyoruz. İçimden haykırıyorum “Osmanlı Devletinin kurulduğu topraklardan, aynı boydan, akrabaların geldi ey rahmetli dedemiz. Sana boyumuzun damgasını, Büyükdeden Ertuğrul Gazi’nin mekanından getiriyorum”

Selam ve dua ile Türbenin avlusundan içeriye giriyoruz.

İçeriye girdiğimizde bizi Türbe görevlisi karşılıyor. Kendisinin Vakıf görevlisi olduğunu ve türbe ziyaretinden sonra bilgi vermek üzere müzeye beklediğini, Türbe yanında asırlardır nesilden nesile devam eden türbedarların bulunduğunu bize bildiriyor.

Sultan 1. Murat’ın türbesine yaklaşınca bizi Saniye Türbedar karşılıyor. Saniye Türbedar kuşaktan kuşağa Sultan 1. Murat Hüdavendigar’ın türbedarları.

Önce Sultan 1. Murat Hüdavendigar’ın türbesine girip dua okuyoruz.

Aynı boya mensup olduğumuz, akrabamız Sultan 1. Murat Hüdavendigar’a, Büyük Dedesi Ertuğrul Gazi’nin menfut bulunduğu topraklardan Kayı Bayrağı getirerek türbedarı Saniye Hanım’a takdim ediyoruz.

Ulu Hakan II. Abdülhamid Han bizler için “Akrabalarım” diyor. Bizler Kayı boyuna mensubuz. Ertuğrul Gazi, Osmanlı Devleti’nin Kurucusu Osman Gazi oğlu Orhangazi, Sultan 1. Murat Hüdavendigar ve neslinden olan tüm padişahlar bizim hemşehrimiz, akrabalarımız.

Kosova Savaşından zaferle çıkan, ancak iyi niyeti karşısında yaralı bir Sırp askerine eğilip, sesine kulak verdiği sırada hançerlenerek şehit olan dedemiz Sultan 1. Murat Hüdavendigar’a Ata toprağından mensubu bulunduğu Kayı boyu’nun bayrağını getirdik” diyoruz.

Saniye Türbedar’da “O zaman bu Kayı Bayrağı’nı türbeye asalım” diyor ve Kayı Bayrağı’nı Türbeye asıyoruz.

Türbenin önünde eşim, Saniye Türbedar ve akrabası ile beraber hatıra fotoğrafı çekiniyoruz.

Türbenin önünde atalarımızın yaptırdığı çeşmeden su içiyor, yine türbenin önünde yaşlı çınar ağacının önünde bir hatıra fotoğrafı çekiniyoruz. Çınar ağacı o kadar yaşlı ki dallarını çekemeyip ikiye ayrılmış. Çürümesin diye özel bakım yapılmış. Tarihimizdeki Çınar’ın önemini anlatmama gerek yok. Sultan 1. Murat Hüdavendigar’ın makam türbesinin önünde de yine bir ulu çınar ağacı mevcut.

Bu ziyaretimde size tarihi bilgiler vermek istemiyorum. Bu konuda merakı olanlar www.sultanmurad.com sitesinden detaylı bilgi alabilir.

Ben kendi penceremden anlatmak istediğim şu: Bosna-Hersek’i gezerken Boşnakların “Sönmeyen Ateş” ini anlatmıştım. Boşnaklar bu ateş bizim içimizde sönmeyen ateş diyor ve savaştaki mücadelelerinin bir simgesi olarak bu ateş hiç sönmeden yanıyor.

Bosna gezimi yazarken “Peki Boşnakların içindeki bu ateşi kim yaktı?” demiştim ve bu sorunun cevabını Sultan 1. Murat Hüdavendigar’ı ziyaretimde anlatacağımı söylemiştim. Şimdi tam zamanı geldi.

Balkanları İslam ile tanıştıran Dedemiz Sultan 1. Murat Hüdavendigar Boşnakların içinde sönmeyen ve sönmeyecek ateşi yaktı. Onları İslam ile tanıştırdı. Türk İslam Medeniyetini, kültürünü getirdi. Hristiyan soydaşlarının deyimiyle Boşnaklar “Türk” oldu.

Boşnaklar Müslüman olduğu için kendi ırkdaşları zulmetti, canlarına kıydı. Ama Boşnakların asırlar önce Sultan 1. Murat Hüdavendigar tarafından yakılan ateş sönmedi. Mücadelelerini verdiler. Ve “Sönmeyen Ateş” anıtını diktiler. Bence Boşnakların içinde sönmeyen ateşi Sultan 1. Murat Hüdavendigar yaktı.

Kosova savaşından önce şiddetli bir fırtına var. Beraat kandili akşamı Sultan 1. Murat Hüdavendigar’ın duası var. Verdiğim adresten bulabilir ve okumanızı tavsiye ederim. Bizim ziyaret ettiğimiz günde tesadüf Beraat kandiliydi.

Kosova savaşını zaferle kazan Sultan 1. Murat Hüdavendigar savaş meydanında şehitlerimiz, gazilerimiz arasında dolaşırken sırp bir prensin kendisine önemli bir şey söyleyeceğini söylemesi ve Sultan Murat’ın ona merhamet etmesi üzerine Sırp Prens onu hançerleyerek şehit ediyor.

Bu rivayet ve aynı olayın bir başka rivayeti az önce verdiğim linkte mevcut. Sırplar o prensi, Osmanlı Padişahını öldürdüğü için kahraman ilan ediyor. Ama şu bir gerçek Sultan1. Murat Hüdavendigar savaşı zaferle kazanmasına rağmen merhameti yüzünden şehit oluyor. Allah gani gani rahmet eylesin.

İç organları çıkartılarak türbesinin olduğu yere defnediliyor. Cesedi çeşitli baharatlarla muhafaza edilerek Bursa’ya götürülüp Bursa’da defnediliyor.

Buraya o tarihten günümüze kadar ziyaretçi akını devam ediyor. Ulu Hakan II. Abdülhamid Han ziyaretçilerin zahmet çekmemesi için Sultan 1. Murat Hüdavendigar türbesinin yanına bir bina inşa ettirerek misafirlerin konaklama ihtiyacını gideriyor.

O bina şimdi müze olarak kullanılıyor.

Müzenin içine giriyoruz. Kardeşim Mehmet Erdal ve eşi, Arkadaşımız Muhasebeci Adnan Öztürk ve eşi, oğlum Yunus Emre ve eşimle beraber Ulu Hakan II. Abdülhamid Han’ın misafirhane olarak yaptırdığı binaya giriyor sedire oturup hatıra fotoğrafı çekiniyoruz.

Mihmandarımız Sultan 1. Murat Hüdavendigar’ın mezarı yanından çıkan taşları gösteriyor.

Mihmandarımız bize Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ve genişlemesi üzerine bilgiler veriyor. Çoğu bildiğimiz şeyler, ancak bizim dikkatimizi kuruluşun harita üzerinde Bursa gösterilmesi çekiyor.

Bu yanlışlığı söylüyoruz. Mihmandar da bu durumu kabul ederek haritayı değiştirmek gerektiğini kabul ediyor.

Osmanlı’nın kuruluşundan günümüze kadar olan Bayraklar’ın görünümü de müzede sergileniyor.

Mihmandar Şeref Defterine yazı yazmamızı isteyince memnuniyetle kabul ettim.

“Dedemiz Sultan 1. Murat Hüdavendigar’ı ziyarete geldik. Ben ve eşim, Kardeşim Mehmet Erdal ve eşi, Arkadaşımız Adnan Öztürk ve eşi, Oğullarım Kadir ve Yunus Emre, hep birlikte boyumuzun nişanesi Kayı Bayrağımızı Ertuğrul Gazi’nin torunun oğlu, Osmanlı Devleti’nin Kurucusu Osman Bey’in torunu, Orhangazi’nin oğlu akrabamız, hemşehrimiz Sultan 1. Murat Hüdavendigar’a getirdik.

Balkanlara İslam’ın gelmesine vesile olan dedemiz Sultan 1. Murat Hüdavendigar’a rahmet ve dua ile…