BUNLAR ÜNİVERSİTENİN NİMETLERİ
Osmanlı’nın Yalova’da kurulduğu iddialarından sonra Bilecik Üniversitesi dün Osmanlı Devleti’nin kuruluş konulu sempozyum düzenledi. Rektör Prof. Dr. Azmi Özcan’ın sayesinde ülkemizin seçkin üniversitelerindeki seçkin tarih profesörleri ilimize gelerek Bileciklilerle buluştu.
İlimizin sempozyuma gösterdiği ilgi de takdire şayandı. İlçelerden dahi katılımın gerçekleşmesi, salonun hınca hınç dolması Üniversitemizin yüzünü de ağarttı. Bilecikliler de Üniversitesi sayesinde gerçeklerin dile getirilmesiyle rahat bir nefes aldı.
Bilecik’te Üniversite henüz kurulmamış iken Mustafa Armağan’ın “Osmanlı’yı kuran şehir Bursa” isimli kitabı yayınlanmıştı. Bir toplantıda Vali Musa Çolak’a böyle bir kitabın varlığından bahsederek gerekli tepkinin konulması teklifinde bulunmuştum. Vali Bey bu konunun tarihçiler tarafından dile getirilmesini söylemişti. Bu konuya eğilen bir tarihçimiz de olmayınca Bilecik olarak hiçbir tepkimiz olamamıştı.
Buna benzer hadise Yalova’da gerçekleşince hemen bir sempozyum düzenlenerek gerekli cevabın verilmesini, bu konunun gündemde tutulmasını heyecanla düşündüm. Ardından Rektörümüz Prof. Dr. Azmi Özcan’ın bu konuyla ilgili tepkisiz kalmayacağını ve bir düşüncesi olacağı kanaatiyle gündeme getirmedim.
Osmanlı Devleti’nin kuruluş meseleleri magazinsel boyutu bittikten sonra ülkemizin sayılı tarihçileriyle birlikte Osmanlının kurulduğu topraklarda mütevazi bir sempozyum Bileciklileri gururlandırdı.
Adrese teslim bir organizasyon olmadı. Gerçeklerin ne olduğu sorununa cevap arandı. On binlerce Yüz binlerce belgeyi, dokümanı incelemiş tarihçilerimiz bilgi birikimlerini Bileciklilerle paylaştı.
Gün boyu süren sempozyumun değerlendirme bölümü bence en güzel kısmıydı. Prof. Dr. Metin Tuncel “ırkların, kavimlerin sevdiği coğrafyalar vardır. Bu coğrafya Türklerin sevdiği bir coğrafyadır” diyerek Türklerin engebeli (plato) arazide yaşadıklarını, devleti de Yalova’da deniz kıyısında, ovada değil sevdiği topraklarda kurduğunu söyledi.
Prof. Dr. Nezihi Aykut kaynak göstererek hutbenin bu topraklarda okutulduğunu belirtti. O döneme ait sikkenin (paranın) bu topraklarda kazındığını belirtti.
“İmam ezan vaktine bir müddet olmasına rağmen vaazında anlatacağı bir şey kalmayınca “Cemaat kim Allah 2’dir 3’dür derse inanmayın” deyip bu minval üzere yaptığı konuşmayla namaz saatine kadar idare etmiş. Namazdan sonra cemaatten biri Hocaya “Hocam bu zamana kadar benim aklıma Allah’ın birliğinden başka bir şey gelmemişti. Siz böyle söyleyince kafama takıldı” hikayesi ile Osmanlı Devleti’nin kuruluş meselelerine mizahi bir dille yaklaşan Prof. Dr. Cevdet Küçük “Osmanlı Devleti bu topraklarda kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti de bu topraklarda kuruldu. Bu da hayırlı bir tevafuktur” dedi. Konuşmasının sonunda ise Bilecik Üniversitesi adının Bilecik Osmanlı Üniversitesi olmasını önerdi.
Prof. Dr. İskender Pala ecdada layık olma gayretine dikkat çekti. Bilecik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan Osmanlı’yı inceleyen yabancı bilim adamlarının isimlerini sayarak “Bu adamların derdi neydi de Osmanlı’yı araştırıyorlar” diyerek Osmanlıyı inceleyerek bazı değerleri keşfetmeye çalıştıklarının altını çizdi. Tarihin de gelecek gibi inşa edilen bir süreç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özcan sempozyum sonunda iki müjdeli haber verdi. Birincisi kardeş bir üniversite ile bu topraklarda belirlenecek alanlarda kazı çalışmaları ikinci müjdeli haber ise Bilecik Üniversitesi bünyesinde Osmanlı Araştırmaları Kurulu oluşturduklarını bu kurulun bütün arşivleri tarayarak on binlerce belgenin arşivlenip ileriki yıllarda yayınlanmasıydı.
Osmanlıyı kuran hemşerilerimizin cihan imparatorluğu kurmasıyla övünürken II. Abdulhamid Han hariç ecdadın at koşturduğu Osmanlı’nın kurulduğu bu topraklara dönüm bakmadığı düşüncesi de insanın içinde bir sızı olarak yer etmekteydi.
Sempozyumda hanedanın ecdadına sahip çıktığını ataları ve yakınları için yüzlerce vakıf kurduğunu ve ecdada sahip çıkmanın bir gelenek haline geldiği bilgisine sahip olduk. Bu gelenek II. Abdulhamid Han ile tekrar canlanmış. Şimdi ise Bilecik Üniversitesi Prof. Dr. Azmi Özcan’ın şahsında bu toprakların kıymetini bir kez daha gün yüzüne çıkarıyor
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.