CHP’NİN İKİLEMİ, MHP’NİN AÇMAZI!..
Anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesi ile ilgili meclis çalışmaları devam ediyor. Tablo malm. AKP dışında CHP, MHP, DTP değişikliklere muhalif; görünen o ki referandum kaçınılmaz.
Öncelikle geçmişi değerlendirelim. 1980 ihtilalinden sonra hazırlanan Anayasa, toplumun neredeyse % 100’üne yakın oyu ile kabul edildi. Görünüşte böyleydi, ancak günü yaşayanlar çok iyi bilecekler ki kabul oyu verenlerin büyük çoğunluğu, bir an önce sivilleşmeye geçilir düşüncesi ile hareket etmiş, küçük yerleşim birimleri de ihtilalcilerin bir kötülüğü dokunur kaygısı ile müsbet yönde oy kullanmıştı. İhtilalciler ise dengeli olsun hesabı ile bir sağdan, bir soldan vuruyorlardı. Keskin çizgilerle sağcı ve solcu olarak bölünen gençlik çok mağdur edilmişti. O günün mağdurlarından bazıları bu gün parlementoda görev yapmaktadır.
Mecliste grubu bulunan siyasi partilerimizin yaklaşımlarına bakacak olursak ;
DTP’nin geçmişi ve niyeti belli, üzerinde hiç konuşmaya gerek yok. Anamuhalefet partisi CHP; hakkında kapatma davası açılan iktidar partisinin anayasa değişikliği yapamayacağını iddia etti. Bir süre sonra, tasarıdaki 3 maddenin çıkarılması veya halk oyuna sunulması şartıyla diğer maddelere destek verebileceğini belirtti, şimdi de 3 konu 11 madde üzerinde pazarlık kapısı açtı. Yılların tecrübeli siyasetçisi Baykal’ın bu açıklamalarını hayretle takip ediyorum. Eğer ortada bir yanlış varsa, sizinle birlikte hareket edince doğruya dönüşmez. Eğer başlangıçta söylediğimiz gibi AKP anayasa yapamıyorsa, sonuna kadar yapamaz. Bu çelişki düzeltilmedikçe diğer konulara girilmesi bile doğru değildir. İhtilalden en çok zarar gören kesim olarak MHP’nin yaklaşımına bakalım… Sayın Bahçeli, daha işin başında AKP ile köprüleri attı; dahası var, dünün ülkücü bugünün AKP’lilerini neredeyse vatan haini ilan etti. Şöyle veya böyle CHP kısmen, MHP tamamen ihtilal anayasasını savunur hale geldiler.
Anayasa başından sonuna kadar değiştirilmeli mi? Evet değiştirilmeli. İhtilalciler yargılanmalı mı? Evet yargılanmalı. Kenan Evren’in tek sözü bile yargılanmasına sebeptir: “Ben ihtilal öncesi Fatsa’nın üzerinden geçemiyordum.” Bu sözü kim söylüyor? İhtilal öncesinin genel kurmay başkanı. Ülkenin 2/3’ünde sıkıyönetim var ve siz aynı zamanda sıkı yönetim komutanısınız. En hafifinden görevinizi ihmal ettiğinizi ikrar ediyorsunuz. Bu bile yargılanmanıza yeter!
Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğunu kabul ettiğimiz rejimimizde, milleti temsilen ve milletin iradesiyle yasama görevi yapan meclis üyelerinin, şapkalarını önüne koyup düşünmeleri gerekir. Usta bir terzi gibi yapacakları elbise topluma dar veya bol gelmemeli. Bunun yolu da kendi benliğimize uygun örf, adet, gelenek ve göreneklerimize bağlı, milli ve manevi değerlerimizle ters düşmeyen yaklaşımdan geçmektedir. Bütün siyasilerimizin, sorumluluklarını bilmesi ve kararlarını buna göre vermeleri gerekir.
Demokrasilerde son sözü millet söyler. İster referandum, isterse genel seçim sebebiyle vatandaş sandık başına gittiğinde gereğini yapar. Yakın siyasi tarihimizde bunun örnekleri görülmüştür. Partiler mezarlığında daha çoook yer var!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.