AK Parti’de delegeye gereken hassasiyetin gösterilmediğini defalarca yazdım. Cumhuriyet Halk Partisi her ne kadar delegeye önem verdiğini, belediye başkan adaylarını, milletvekili adaylarını ön seçim yaparak belirlediklerini, söyleseler de işin kılıfına uydurulduğu anlaşılıyor. 
CHP’nin son merkez ilçe ve il kongresinin sonuçlarının delege seçimlerinde ayarlandığını bizzat parti üyeleri ısrarla söylüyor. Seçilen delegelerin çoğu milletvekili ve il başkanının en yakın akrabalarından yazıldığı ifade edildi. 
Milletvekilinin, il başkanının parmağını doğrulttuğu isme oy vereceklerin delege yapılmasıyla, direk genel merkezin aday gösterdiği tek adaya oy verdirilmesi arasında bence bir fark yok.
Gerçi genel merkez İstanbul ve Ankara’da tek adayla il başkanlığı seçimini gerçekleştirdi. CHP’nin de artık delegenin sesine kulak vermeme yolunu seçtiği anlaşılıyor. 
CHP İl Kongresi’nde konuşan Bozüyük Belediye Başkanı M. Talat Bakkalcıoğlu, Türkiye’nin bir diktatör tarafından yönetildiğini, tek adam rejiminin hüküm sürdüğünü ileri sürüyor. Bu iddialarından sonra il kongresine iki adayla gidilmesini doğru bulmadığını söylüyor. Madem tek adam diktatörlüğünden bahsediyorsunuz, bu sözlerinizi inkar edercesine iki adaylı kongreyi doğru bulmadığınızı söylüyorsunuz. Bu bir çelişkidir. 
Başkan Bakkalcıoğlu’da akraba, eş dost delege yazma geleneğine uymuş. Eşini de delege yaptırmış. Yılların siyasetçisi Bakkalcıoğlu’nun eşi ne yazık ki oy atamamış. Çünkü parti üyeliği 6 ayı doldurmadığı için oy kullandırılmamış. Bakkalcıoğlu, iki devre belediye başkanlığı yaptı, üçüncü dönemini yürütüyor. Eşinin oy kullanamaması onun adına bir eksiklik diyebiliriz. 
CHP’lilerin bu delege oyununu içine sindiremediklerini gördüm. İşte bunun adına demokrasi deniyor.