Seçimler yaklaştıkça siyaset de kızışmaya başladı. Genel Başkan düzeyinde ilimize ilk ziyareti HAS Parti Genel Başkanı sayın Numan Kurtulmuş yaptı. Kalabalık bir konvoy tarafından karşılanan Kurtulmuş’a halkın ilgisi de yoğundu. Kar yemek salonlarında sivil toplum örgütleri, sanayiciler ve halkın katılımı ile gerçekleştirilen yemek programında yaptığı konuşmada Kurtulmuş, ülke gerçeklerinden, iktidar ve ana muhalefetin kayıkçı kavgalarından bahsederken “HAS Partiden hiçbir şekilde Türkiye’deki başka parti mensuplarını aşağılayan, küçük gösteren, onları öteki olarak kabul eden, onlara düşmanca yaklaşan hiçbir sözü duymayacaksınız” demesi, ülkeye yeni bir siyasi kavramın geleceğinin sinyalleri idi. Yazılarımızda defalarca gündeme getirdik. Toplum olarak liderlerin sen-ben kavgalarını istemiyoruz. Birinin merdivene tersten binmesi, diğerinin attan düşmesi vatandaşı o kadar ilgilendirmiyor. Ülke sorunlarına nasıl çözüm bulacaklarını, ciddi projelerini, halkla paylaşmalarını bekliyoruz. Kurtulmuş’un toplantısında tek yadırgadığımız, yakışıksız bulduğumuz husus, konuşmasının sonunda hazır bulunanları ayağa kaldırarak, kendilerinden HAS partiye çalışacaklarına dair söz almasıydı.

AKP ve CHP geçtiğimiz günlerde aday adaylıkları müracaatlarını aldılar. AKP de 6, CHP de 3 aday adayını gördük. AKP de Fahrettin Poyraz, Kevser Fidan, Salih Kaya, Halil Eldemir, Üzeyir Yıldırım ve Şükrü Kurtulmuş, CHP de Yaşar Tüzün, Erdoğan Tüfenkçi ile Dr. Sungur Turan aday adaylıklarını açıkladılar. Aynı gün CHP milletvekili Yaşar Tüzün, kültür merkezinde geniş katılımlı bir toplantı düzenleyerek, icraatlarını; CHP nin iktidara gelmesi halinde uygulayacakları programı anlattı. Yaşar Tüzün’ün de HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş gibi katılımcıları ayağa kaldırıp kendilerinden CHP için çalışmaları doğrultusunda söz alması, aynı şekilde yadırgadığımız ve kınadığımız bir davranıştı. O zaman şunu düşündüm. Yıllar önce Adalet Partisinden Milletvekilliği yapan Şadi Binay vardı. Köylerden birine gelmiş, arabasından inince kahve önünde oturanlara “Selâmünaleyküm Adalet Partililer” diye selâm vermiş. Halk arasında bazıları, Şadi Binay sadece Adalet Partililere selam verdi, bazıları da, Binay herkesi Adalet Partili zannediyor demişlerdi. Bu tür toplantılarda siyasiler, karşılarındakilerin tamamını her halde kendi partilerinden zannediyorlar veya ikinci bir yaklaşım olarak, hazır toplanılmışken, mevcutlardan ne kadarını yanımıza çekebilirsek kârdır gibi bakıyorlar.

AKP nin temayül yoklamalarının uygulamadaki yanlışlığını defalarca yazdık. Delegelerin bilgilendirilmediği bir yoklama sonucunda “bunu siz istediniz” diyerek genel merkezin istedikleri adayı dayatmalarının doğru olmadığı hususundaki uyarılarımız sonuç verdi. Aday adayı açıklama toplantısında İl Başkanı Ramazan Kurtulmuş, temayül yoklaması tasnifinin açık olarak il merkezinde yapılacağını ifade etti. Genel merkezin ildeki sıralamaya uymak gibi bir mecburiyeti yok, ancak delegenin yaklaşımının görülmesi açısında bu yoklamayı önemli görüyoruz.

CHP aday adayları, ön seçim yapılmasını istediklerini açıkladılar ve partililerin önünde çok önemli bir söz verdiler, “kazansak da kaybetsek de bölücü olmayacağız, birlik ve beraberliğimizi bozmayacağız, kazanan aday için bütün gücümüzle çalışacağız”.Ön seçim yapılıp yapılmayacağına dair kararı bugünlerde genel merkezin vermesi bekleniyor.

Seçimde 1 milletvekilliği kazanabileceği düşünülen MHP de Osmaneli eski Belediye Başkanı Bahaeddin Bulut’un da aday adayı olacağını basından öğrendik. Mehmet Erdem’den sonra sayın Bulut’un da aday adayı olmasına bir anlam veremediğimi ifade etmek istiyorum.

Çok sevdiğim bir arkadaşım ve yılların siyasetçisi, ülkücüsü, partisinin başarısı için belki ikinci sırada aday gösterilmeyi kabullenerek ortaya çıkmış olabilir. Yoksa Bahattin Şeker’e birinci sıra garantisi verildiğini bilmesi, MHP nin 2 milletvekili çıkaramayacağını görmesi gerektiğini düşünüyorum.

Geçen yazımda, eski Anaplıların Bahattin Şeker’i destekleyeceklerine dair bir ifade kullanmıştım. Eski İl Başkanı Recep Beyhan, bu konuda her hangi bir kararlarının olmadığını, seçim geldiğinde teşkilatlarla görüşerek, ona göre hareket edeceklerini beyan etti. Bunu da sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ülkemizin iki büyük partisi AKP ve CHP de aday belirlemelerinin önseçim ve açık tasnif temayül yoklaması ile yapılacak olmasını, yavaş yavaş demokrasiye geçiş olarak değerlendiriyoruz.