Gazete başlıklarını okuyoruz. “Meydan savaşı – Referandum mitingleri, CHP-AKP kapışmasına döndü. Erdoğan’ın bir meydanda söylediğine Gandi, aynı gün başka alanda cevap veriyor.
Erdoğan: –Liderine ihanet edenler, başka ihanetlerin mağduru olurlar.
Kılıçtaroğlu: –İhaneti merak ediyorsan, git Erbakan’a sor bakalım, sana cevap versin.
Erdoğan:–Doğru ol ya, doğru ol.
Kılıçtaroğlu: –Senin yalanlarınla ansiklopedi yazılır.”…
Vatandaşımıza 12 Eylül’e kadar sabır diliyorum!..
Demokrasi, hür irade, insanca yaşama sözcüklerini, bolca duyacağımız anlaşılıyor. Liderlerin konuşmaları böyle de, siyaset basamaklarında aşağı doğru değişen bir şey var mı? 64 yıllık demokrasi tarihimize bakalım. milletvekili, belediye Başkanı, il Genel Meclisi adaylarından (istisnalar dışında) projelerini anlatan, kaynağını gösteren birine rastladınız mı? Karşılıklı çamur atmalar, yerine getirilmeyecek vaadler, el altından promosyonlar, konvoylar vs. Buna karşılık, meydanlarda “Yaşa, Varol” , “En büyük adam, bizim adam” sesleri.
Millet olarak önce biz, daha sonra bizim içimizden çıkan siyasetçiler gerçekçi olmadıkça, propagandaların seviyesi de yükselmeyecektir.
Artık siyasilere şunu demeliyiz; Referandumda değişecek maddelerin eski ve yeni halleri nedir? Bizden “evet” oyu isteniyorsa “niçin evet”, “hayır” oyu isteniyorsa “niçin hayır”.
Siyaseti o kadar çamur hale getirmişiz ki, referandumun asıl konusundan söz eden yok, duyan varsa beri gelsin…