İFTİRA MI, KOMPLO MU?
Millet olarak yapımızda varolan çok güzel hasletlerimizin birinden bahsetmek istiyorum. Mazlumun, mağdurun yanında olmak, haksızlığa karşı durmak!..
Hatırlarsınız, büyük ceddimiz Ertuğrul Gazi, Anadolu’ya ilk geldiğinde iki grubun savaş halinde olduğunu görür. Tarafları tanımaz, ancak zayıf olanın yanında yer almayı uygun görerek o tarafa destek verir. Bu davranışı O’na yeni yurt edinmenin kapısını açar. Uç beyi olarak başladığı yerleşik düzen, ileride dünya hâkimiyetine dönüşecektir. Mazlumun yanında olmuş, onun sevgisini ve Hakk’ın rızasını kazanmıştır. Ertuğrul Gazi’nin yolunda devam eden Osmanlı Padişahları da mazlumları hep korumuşlardır.
Cumhuriyet dönemimize bakacak olursak;
1960 ihtilâlinde idama mahkûm edilen Menderes, milletin vicdanında mağdur ve mazlumdur. İhtilâllere rağmen, kurmuş olduğu Demokrat Parti, değişik isimlerle milletin teveccühünü kazanmaya devam etmiş, Adalet Partisi, Doğruyol Partisi yıllarca iktidarda söz sahibi olmuştur. Millet yine mazlumun yanındadır.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) nin Genel Başkanı Erdoğan’ın, okuduğu bir şiir yüzünden mahkûm olarak cezaevine girmesi, onu kamu vicdanında mazlum ve mağdur konumuna getirmiş, millet yine mağdurun yanında yer alarak, partisini iktidar yapmıştır.
İlgi alanım olmamasına rağmen, bir de spordan örnek vermek istiyorum. Beşiktaş’ta görev yaptığı sırada, hiç hak etmediği bir şekilde hakarete maruz kalması üzerine istifa eden ve Bursaspor’da teknik direktörlüğe başlayan Ertuğrul Sağlam, kamu vicdanında mağdur olarak yerini almış, “adam gibi adam” nitelemesiyle toplumun sevgisini kazanmıştır. Bu gün pek çok Fenerbahçeli, Galatasaraylı ve Beşiktaşlı taraftarın, Bursaspor’un şampiyonluğuna sevinmesinde, Ertuğrul Sağlam’ın vicdanlardaki mağduriyetinin etkisi vardır. Örnekleri çoğaltabiliriz…
Son günlerde ülke siyasetinde gündemi oluşturan kaset olayı ve Deniz Baykal’ın istifasını bu açıdan ele alacak olursak; Sayın Baykal, olayı “iftira” değil, “komplo” olarak değerlendirmiştir. Açıkça, “bana iftira ediliyor” dememiştir. Özel hayatın mahremiyeti elbetteki çok önemli. Ancak, bu durum Baykal’ı kamu vicdanında mazlum konumuna getirmemiştir. İktidara yürüyen bir partide, Baykal’ın geri dönmesi çok yanlış olur. Demirel’in yıllar önce söylediği “dün dündür, bu gün bu gün” sözü nasıl ki her fırsatta karşısına çıkarılmışsa, Baykal’ın da kaset olayı tazeliğini hep koruyacaktır. Bu durumu değerlendiren il başkanları, icazetsiz olarak adaylığını açıklayan Sayın:Kemal KILIÇDAROĞLU’na destek verdiklerini deklare etmişlerdir. 4’e karşı 77 ilin desteğini alan KILIÇDAROĞLU’nu şimdiden CHP’nin yeni Genel Başkanı olarak görebiliriz.
Her zaman demokrasiden bahseden CHP, kendine yakışır bir şekilde kurultayını toplamalı, yeni liderin etrafında birleşerek yoluna devam etmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.