Söğüt’te bir fabrikanın işçileri 4 gündür fabrikada işbaşı yapmıyorlar. Sebep olarak da 3 aydır maaşlarını alamadıklarını iddia ediyorlar. Doğru mudur? Ben doğru olduğuna inanıyorum. İşçilerin aylardır maaşlarını alamadıkları bugünün iddiası değil. On yılı aşkın zamandır bırakın 3 ayı,  altı ay bile maaşlarını alamadıklarını iddia edenleri duydum.

Bundan 7-8 ay evvel Bilecik İstasyon mahallesinde yol kenarında bekleyen birisi el kaldırdı. Durdum arabama aldım konuşmaya başladı. Kütahya’nın Işıkkara köyünden olduğunu, babasını kaybettiğini, yaşının 36, annesinin Bilecik Devlet Hastanesinde yattığını ifade etti ve ‘ Dün annemi hastaneye yatırdım, pijama ve hastane ihtiyaçlarını gidermek için para bulmak ümidiyle Bozüyük’e gittim bulamadım. Bu sabah Söğüt’e gittim. Orada bir fabrikada çalışıyorum. 3 aydır maaş ödemiyorlar. Durumumu anlattım. Buna rağmen hiç ödeme yapmadılar. Yirmi lira istedim onu bile vermediler…’ demişti. 

Hz. Peygamber efendimiz ‘ İşçinin hakkını alın teri kurumadan veriniz’ buyurmuş. Bugün için fabrika sahibinin işçisine ödeyecek parası yoksa yıllardır Efendimizin hadisi şerifine uymadığındandır. Arabama aldığım işçinin doğru söylediğine inanıyorum. Alacağına karşılık 20 lirayı bile alamıyorsa tuz kokmuş demektir.

Son aldığımız haberlere göre işbaşı yapmayan işçilere ‘…… saate kadar işbaşı yapmazsanız fabrikayı kapatacağız’ denmiş. İşçiler alacaklarının tamamı ödenmeden işbaşı yapmayacaklarını açıkladılar ve benim bu yazıyı yazdığım saatlerde fabrikanın kapatıldığı söylendi. 

İşçilerin canına tak etmese işyerlerinin kapanmasına rıza gösterirler mi? 600’ün üzerinde işçi çalıştığı söyleniyor. Bizim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız ne yapıyor? Bu işçilerin bağlı olduğu sendika olduğunu öğrendim. Ne gibi tedbirler alıyor? Her ay işçiden aidat kesiliyordur sanırım.

Fabrika sahibi ‘Fabrikayı kapattım’ deyince iş bitmiyor. 

Fabrikanın kuruluş aşamasını, hangi şartlarda, kimlerin ortaklığında, Almanya’ya işçi olarak gidenlerin ne heveslerle fabrikanın kuruluşuna para yatırdığını iyi biliyorum. Bir dilim ekmeğe muhtaç bırakılan işçilerin arasında Ertuğrulgazi’nin torunları var. Yazık çok yazık…