İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yeniden yapılmasına karar verildi. İktidar, Yüksek Seçim Kurulunun verdiği kararı doğru bulurken, muhalefet tam aksini söylüyor. Tartışmalar devam etse de sonuçta yargının verdiği karar hükmünce seçimin yenilenmesi yolunda çalışmalar devam ediyor.

31 Mart seçimlerinden sonra İstanbul’da itirazların sonunda sandıkların yüzde onu tekrar sayıldı. Seçimi kazandığını söylenen İmamoğlu’nun 29 bin küsür oyunun Binali Yıldırım’dan fazla olduğu, itirazlar sonucunda tekrar sayılan sandıklardan Binali Yıldırım lehine 16 bin oy çıktı. Bu sefer İmamoğlu’nun 13 bin küsür oy farkıyla kazandığı belirtildi. 

Sandıkların yüzde onunda 16 bin oy kaybedenin hanesine çıktığında, İstanbul’da bütün sandıkların tekrar sayılmasına karar verilseydi, seçimlerin tekrar yapılmasından daha iyi olurdu. 

Yüksek Seçim Kurulunun kararlarını beğenmeyenlerin hâkimlere milletin önünde ağır hakaretler etmesi hiç hoş olmuyor. Halkın adalete olan inancını zayıflatıyor. Neticede herkes yine verilen karara uyduğuyla kalıyor. Hakareti yapanlar milletin nazarında puan kaybediyor.

Yüksek Seçim Kurulunun “seçim yenilensin” kararını “biz bunu Avrupa’ya nasıl anlatırız” diyen batı esaretinde olanlar, batının seçimlerde yaşadıklarını görmüyorlar.

Batı sandığa halkını getiremiyor. Seçimlere katılma oranı yüzde 30 ile 50’lerde. Avrupa bu ayıbın sebebini açıklayamıyor. Bizde ise seçmenin seçimlere katılma oranı yüzde 80’den aşağı düşmüyor.

Belçika’da daha yeni yapılan seçimlerde hile olduğu gerekçesiyle Yüksek Mahkeme iki bölgede belediye seçimlerinin yenilenmesine karar verdi. Yine Avusturya’da 2 sene sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tekrarlandığını unutmayalım.

Amerika’da sanırım Obama’nın ilk başkan olduğu seçimlerde başkanlık mazbatasını 2 ay alamadı. Oy sayımını tamamlayamadılar. Kendileri “bu utanç bize yeter dünyaya biz bunu nasıl anlatırız” dediler. 

Trump seçimlerde rakibinden az oy aldı ama delege sayısında fazla olduğundan başkanlık koltuğuna oturabildi. 

Şimdi İstanbul seçimleriyle bize akıl vermeye kalkan ABD ve AB önce kendi demokrasilerini sorgulasınlar.

Bizde ki batı hayranları da yargıyı yerden yere vurmaya uğraşacaklarına biraz daha saygıyla karşılamayı deneseler.