Payitaht Abdülhamid dizisini umarım seyrediyorsunuzdur. Dizilerden tarih öğrenilmez ama hakikatlerden senaryolaştırılır. Dizinin bir bölümünde Mahmut Paşa’nın kışkırtmasıyla sokaklara dökülen talebeler “Müstebit sultanın sesini kesmeye geldik, huzur istiyoruz” diyerek toplanırlar. Talebelerin önüne çıkan Abdülhamid talebelere şöyle der;

-Adın ne evladım? -Haluk, Tıbbı-i Şahane ’de okuyorum 

-Peki sen? -Mühendisi Hümayunda tahsil görüyorum. 

-Memleketin mekanik kabiliyeti gelişsin diye o mektebi kim açtı evladım?

"HÜRRİYET İSTERSİNİZ? HÜR DEĞİL MİSİNİZ!"

"Okuduğunuz mektebi kim açtı evladım? Bizim saltanatımız da payitahtta kaç gazete vardı? Şimdi kaç gazete var... İstanbul'da Berlin'e trenle kaç günde gidilirdi? Şimdi 3 günde. Hürriyet istersiniz, hür değil misiniz? Bizim saltanatımız da isteyen camisine gider, isteyen için en büyük kiliseler hür. Türkü, Kürdü, Boşnak’ı, Arnavut’u, Rum’u, Çerkes’i hangi milletin huzuruna dokunulmuş devletimizde? Size fısıldayanlar ne ister: Ayaklanma olsun, isyan çıksın, bu devlet yıkılsın ister. 600 yıllık devletimizi yıkmak isterler"

Abdülhamid sağlık alanında önemli hizmetler ifa etti. Kuduz aşısı üzerine dünyada üçüncü olarak üretim merkezi kurdu.  Demiryolları döşetti, her yere telgraf hattı kurdurttu. Okullar açtı, güzel sanatlara kıymet verdi.

Zamanın muhalifleri Abdülhamid’e “Diktatör, kızıl sultan” adını koydular.

27 yıllık tek parti iktidarından sonra 1950 seçimlerinde iktidar olan Demokrat Partinin Başbakanlığını Adnan Menderes yaptı. Yaptığı hizmetlerin hepsini yazmaya yerimiz yetmez. Bir kaçını şöyle sıralayabiliriz.

1-CHP devrinde ezan 18 yıl Türkçe okundu. Menderes Başbakan olduğunda ezanı aslı gibi okunmasını sağladı.

2-Tarımın makineleşmesini sağladı. 1949 yılında 11.800 olan traktör sayısı 1960 yılında 42 bini geçti. 1950’de 3.800 ton olan buğday üretimi 1960’da 8500 tona çıktı.

3-Kıbrıs üzerinde Türkiye’nin garantör devlet hakkı sözleşmesini imzaladı.

4-Karayolları hızla yapıldı.

Hizmetlerine rağmen Menderes’te CHP muhalefetinin “diktatör” yaftasından kurtulamadı.

                                                        *        *      *

1980 ihtilalinden sonra yapılan ilk seçimde Anavatan Partisi iktidara geldi. Partinin kurucusu Turgut Özal Başbakan oldu. Birçok önemli hizmetlerinden bir kaçını şöyle sıralayabiliriz.

1-Dış ticaretin geliştirilmesi için iş adamlarına dünya gezdirdi.

2-Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yapıldı.

3-Turizmde önemli adımlar atıldı.

4-Otoyollar yapıldı.

5-Bilgisayarlar toplumla buluşturuldu.

6-Telekomünikasyonda önemli gelişmeler sağlandı.

7-Ekonomi %5,5 büyüdü.

8-Özel televizyonlara izin verildi.   

O da CHP’nin “diktatör” deme hışmından kurtulamadı. 

                                                      *        *       *

2012 yılında iktidara gelen Ak Parti kurucusu Recep Tayyip Erdoğan Başbakan oldu. Bugün Cumhurbaşkanı. Yapılan hizmetlerin bir bölümünü şöyle sıralayabiliriz.

1-İlköğretim ve liselerde ücretsiz kitap dağıtıldı

2-Hastane ve eczane kuyruklarından vatandaş kurtarıldı.

3-Duble yollar ve tüneller yapıldı, yapılıyor

4-Hızlı tren hizmete kondu.

5-Dış politikada “emriniz olur” politikasından çıkıldı ve şahsiyetli bir politika takip edilir oldu.

6-IMF’ye eski iktidarların yaptığı borçlar ödendi.

7-Marmaray faaliyete geçti.

8-Tarihe sahip çıkıldı.

9-TOKİ projeleriyle halk ev sahibi oldu.

10-İstanbul Boğazı’na 3. Köprü yapıldı.

11-KÖYDES Projeleri 

12-İzmir Körfez Köprüsü

13-Avrasya Tüneli

14-TÜRKSAT Projeleriyle kendi uydumuz yapıldı.

15-Aselsan’da üretilen yerli silahlara sahip olundu. 

Muhalefet, ABD ve AB ülkeleri “diktatör” diyor da başka bir şey demiyorlar. “Meyve veren ağaç taşlanır” ata sözüne göre hareket ediyorlar. Kim hizmet ettiyse o diktatör ithamından kurtulamıyor. Halkta inadına diktatör iftirasına uğrayanları seviyor. 16 Nisan’da halkın büyük çoğunluğu “Evet” diyerek ileri görüşlülüğünü bir kez daha göstereceğine inanıyorum. 

Diktatör dedikleri yukarıda saydığım hizmetleri yapmamış olsaydı ülke bugün ne halde olurdu?

Böyle hizmet edenlere can kurban! Evet, evet yine evet….