LİDERSİZ HAREKETLER!..
Tunus ve Mısır’da başlayan halk hareketleri Yemen, Bahreyn, Cezayir, Ürdün ve son olarak da Libya da devam ediyor. Yıllardır dikta rejimlerle yönetilen insanların, tahammül güçlerinin patladığı bir görüntü sergileniyor. Asırlarca Osmanlı hâkimiyetinde olan bu topraklardaki olaylara kayıtsız kalmamız elbette düşünülemez. Ayrıca bölgesel güç olma yolundaki Türkiye’nin tavrı tüm dünya ülkelerinde dikkatle takip edilmektedir.
Libya’daki hareketlerin başlamasından itibaren, Sayın Başbakan sessiz kalmakla suçlanıyor. Dış politikada Sayın Davutoğlu’nun başarısı küçümsenemez. Çok hassas olunması gereken konularda dışişlerinde önce sözcüler konuşur, gelecek tepkilere göre Bakan ve son olarak da Başbakan açıklama yapar. Bekle gör politikasının tenkit edilmesi en kolay iş, ancak sonucunun ne olacağı kestirilemeyen olaylarda zamansız çıkışlar, millî menfaatler açısından hatalı sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle Sayın Başbakanın açıklama konusunda tedbirli davranması doğru bir harekettir. Ülkelerin iç işlerine karışılması hiçbir zaman müsbet karşılanmamıştır. Kaddafi’nin kendi halkına karşı giriştiği katliam gibi hareketi tasvip etmek elbette ki mümkün değil! Fiilen müdahale edilemeyeceğine göre, ekonomik ilişkilerimizin bulunduğu, pek çok müteahhidimizin çalıştığı ve 25.000 civarında vatandaşımızın kazanç kapısı olan Libya’nın, bundan sonra nasıl şekilleneceği netleşmemiştir. Kaddafi’nin tekrar gücü eline geçirmesi halinde, olumsuz bir çıkışın millî menfaatlerimiz açısından sonucunu düşünebiliyor musunuz? Kaddafi’nin dengesiz biri olduğundan kimsenin şüphesi yok. O halde Sayın Başbakanı, bu konuda açıklama yapmadığı için eleştirmek, bizce insaf sınırlarının üzerinde bir yaklaşım olur. Ayrıca, Hükümetimizin Libya’da bulunan vatandaşlarımızın tahliyesi için gösterdiği gayretli çalışma da takdirle karşılanmalıdır.
Uzun süre komünizme karşı silâhla mücadele eden Afganistan’da, Rusya’nın çekilmesinden sonra yapılan iktidar kavgaları henüz tazeliğini korurken, tek lider etrafında toplanılmadan girişilen bu hareketlerin, iktidarı eline geçirmek isteyen güçlerin kavgası şeklinde devam edeceğini görmek her halde kehanet sayılmaz. Kuzey Afrika ve Arap yarımadasında görülen halk hareketlerinde ortaya bir lider çıkamamıştır. Mevcut iktidarlar belki düşürülecektir, ancak ülkelere demokrasinin gelmesi için ihtiyaç duyulan ara süreçte yönetim boşluğunu birileri dolduracaktır. Temennimiz odur ki, geçiş dönemleri kansız ve halkın istediği gibi olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.