MİLLET KAZANDI, CUNTA KAYBETTİ
Osmanlı döneminde de darbeler oldu. Cumhuriyet döneminde de herkesin bildiği darbeleri bu millet yaşadı. Menderesi astılar, Özal’ı öldürdüler, Millet “Erdoğan’ı yedirmeyiz” dedi. Yedirmedi.
Tarihimizde ilk kez silahlı bir darbe girişimi bu milletin ferasetiyle bastırıldı. 71 muhtırasının hesabı daha sonra soruldu. Yaşar Büyükanıt’ın Genel Kurmay Başkanlığı döneminde Ak Parti hükümetine karşı yapılan 27 Nisan’daki E-muhtıra karşısında da dik duruldu. Ancak o dönemde de silahlı bir girişim olmamıştı.
İlk defa cuntanın silahlı darbe girişimi başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Başbakan Binali yıldırım ve Ak Parti hükümetinin, bazı siyasi partilerin ve halkın dik duruşu sayesinde bastırıldı.
Yerel bir gazetenin yazı işleri müdürü olarak kendi alanımla ilgili cep telefonuma gelen bildirim üzerine genel yayın yapan televizyonları izlemeye başladığımda, FSM ve İstanbul Boğaz Köprüsünü’nün askerler tarafından tutulduğu haberi veriliyordu. Ancak bu girişimin ne anlama geldiği bile henüz yorumlanamıyordu.
Ardından Genel Kurmay binasına çok sayıda ambulans sevk edildiği ve bazı polis merkezlerine saldırı haberleri gelmeye başlarken Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklamaları üzerine darbe girişimi olduğu netleşti.
Bu başkaldırışın bastırılması beklenirken Türkiye asıl travmayı tüm televizyonlardan Genel Kurmay Başkanlığı’nın resmi web sitesinden ve resmi olarak kullandığı e-posta adresinden “Yurtta Sulh Komitesi” adına tüm Türkiye’de yönetime el konulduğu haberiyle ve devamında TRT’den cuntacı komite bildirisinin okunmasından sonra yaşadı.
Burada basının ne kadar etkili olduğunu bir basın mensubu olarak dikkat çekerken o anda, gazeteye giderek “Milletin yanında, Darbenin karşısındayız” demek için ailemle vedalaşıp gazeteye geldik. Babam Şadi Erdal, kardeşim Mehmet Erdal, Muhabirlerimiz Ahmet Meşe ve Sinan Önce ile telefonlaşarak hemen gazetede buluştuk. Yine o dakikalarda Bozüyük Muhabirimiz İsmet Cep Bozüyük temsilciliğinde hazır bulundu ve haberi geçtik.
Ardından Ak Parti’ye bir gazeteci kimliğimle değil, bu vatanın bir evladı olarak darbeye karşı hükümetin yanında olduğumuzu haykırmak ve arkadaşlarımıza moral olması açısından gittik. Burada Başta İl Başkanı Fikret Karabıyık, Merkez İlçe Başkanı Serkan Yıldırım, Bilecik Belediye Başkan Yardımcısı Nihat Can, Basın Masamızın konuğu Orhan Şişman, Arkadaşım Belediye Meclis Üyesi Ebu Talip Dursun ve Av. Ali Öktem’in ve ismini sayamayacağım çok sayıda kişiyi partide gördüm.
Parti’de haberleri izlerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın telefonla görüntülü olarak yayına katılması milletimize büyük bir moral kazandırdı. Cumhurbaşkanı’nın halka çağrısının üzerine Partinin önü mahşer yerine dönmeye başladı. Cumhuriyet Meydanına heybetli yürüyüşün ardından Bilecik sokakları darbecilere karşı haykırdı.
Milletimizin Cumhurbaşkanını, Başbakanını televizyonlarda görüp moral kazanmasını göz önünde bulundurarak, Bilecik halkının da moralini yüksek tutması düşüncesiyle Sn. Valimizle telefonla görüşerek ilk mesajlarını kamuoyu ile paylaştık.
Ak Parti Milletvekili Sn. Halil Eldemir ve Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı’nın Bileciklilere ilk görüşlerini aktarıp cep telefonlarına da bildirim atarak halkımızın moralini yüksek tutması için elimizden gelen gayreti göstermeye çalıştık.
Yine darbe girişimi basından ordu komutanlarının bu darbenin yanında olmadığı yönünde haberlerini yayınlaması, Türkiye genelindeki tepkilerini vermesi üzerine yine basının etkisiyle darbe girişimi akamete uğramış oldu.
Bu konu üzerinde söylenecek çok söz var. Ben kendi mesleğim açısından, basının kamuoyundaki etkisine dikkat çekerken, bugün basın masasında bu darbe girişimini Orhan Şişman, Mehmet Erdem ve Sedat Bayam ile birlikte değerlendireceğiz. Allah bu millete zeval vermesin!
Amin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.