ŞADİ  ERDAL

ŞADİ ERDAL

NEME LAZIMCILARDAN DA HESAP SORULMALI

NEME LAZIMCILARDAN DA HESAP SORULMALI

Fetöcülerin kırk yılı aşkın zamandır Amerikan gizli servisleri ile beraber hareket ederek devleti ele geçirme planları esasında tutmuş. Her yere sızmışlar, kilit taşlarını ele geçirmişler. 15 Temmuz darbe girişimi iktidarı ele geçirmekten ziyade iç savaş çıkarıp devleti parçalama hareketi olduğu anlaşıldı. Devlet 40 yıldır neredeydi? Bu hafta bu soruyu sormayı düşünüyordum. 

Geçtiğimiz Pazar günü yani 21.08.2016 tarihinde Yeni Akit köşe yazarı Abdurrahman Dilipak köşesinde O’da bir başka yazarın yazısını yayınladı. Benim ifade etmek istediklerimi çok güzel anlatmış. Ben de o yazıyı aynen koyuyorum.

"Tamam hırsız suçlu ama malını koruma altına almayan da sorumlu.. Çuvaldızı hırsıza batırırken, iğneyi de kendimize batıralım. Bir özeleştiri yapalım. Kendi nefsimizi hesaba çekelim.

Metin Özer Haber Vitrini’nde yazmış. İyi bir derleme olduğu için aynen aktarıyorum.  “Darbe tehlikesi geçti mi?” diye soruyor ve ekliyor: Yaklaşık 8 bin 500 ajanın çalıştığı MİT, darbe olacağını darbe günü elemanı olmayan bir binbaşıdan öğreniyorsa. Kadrosunda binlerce istihbaratçının bulunduğu Emniyet İstihbarat’ta görevli bir polis şefi başının üstünde uçan F-16’lara bakıp, “Bu sene 30 Ağustos hazırlıkları erken başladı” diyorsa. Yaklaşık 300 bin mensubu bulunan emniyette görevli polis memuru askerleri görünce arkadaşını arayıp, “Devre sokaklarda askerler var. Bir terör ihbarı mı var?” diye soruyorsa. Binbaşı’dan darbe ihbarı alan MİT’in müsteşarı, haberi kesinleştirmek için darbenin başlamasını bekliyorsa. MİT müsteşarı darbeyi bağlı olduğu Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a haber vermiyorsa. Emniyet ve Güvenlikten sorumlu İçişleri Bakanı, darbeyi darbe olduktan sonra fark ediyorsa. Darbeyi haber alan Genelkurmay Başkanı odasında darbenin olmasını bekliyorsa. Darbeciler ülkenin Genelkurmay Başkanı ve 4 kuvvet komutanı’nı yarım saatte içinde derdest edip götürebiliyorsa. Genelkurmay Başkanı’nın yaverlerinin tamamı ve özel kalem müdürü darbeci çıkıyorsa. Fetullahçı hainler son iki Genelkurmay Başkanı’nı en güvenlikli odalarına cihaz koyarak sürekli dinliyorsa ve o başkanlar bunu 6 sene fark edemiyorsa. Derdest edilen Genelkurmay Başkanı, “Darbe gecesi bize çok yardımcı oldu. Onun darbeyle bir alakası yok.” dediği Orgeneral Akın Öztürk darbenin 1 numarası çıkıyorsa. Darbenin iki numarası olan Tümgeneral Mehmet Dişli derdest ettiği Genelkurmay Başkanı ile aynı helikopterde Çankaya Köşkü’ne gelebiliyorsa. Moda’daki düğünde piste çıkan komutanlar karılarının telefonlarıyla darbeden haberdar oluyorsa. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı darbe olduğunu eniştesinden öğreniyorsa. Cumhurbaşkanı’nı korumakla görevli ‘Muhafız Alayı’nın yüzde 90’ı Cumhurbaşkanı’nı öldürmek için hazırlık yapıyorsa. Cumhurbaşkanı’nın 6 yaverinden 5’i darbeci çıkıyorsa. Bir Korgeneral, “Darbe oluyor, havada darbecilerin uçakları var bunları hemen vurun” diyen Başbakan’a, “Sözlü emir olmaz, yazılı emir isterim” diyorsa. Başbakan ve bakanlar neler olduğu anlamak için emekli olmuş eski Genelkurmay Başkanı arıyorsa. Darbeciler 15 gün üst üste, AK Partililerin nargile içmek için akın akın gittikleri Çukurambar’daki bir villada darbe planı yapıyor ve kimsenin haberi olmuyorsa. “Sinek yellense haberim olur” diyen haberciler darbeyi darbe olunca haber yapıyorsa. Emrinde yüzlerce haberci çalıştıran Medya Patronları darbeden bihaber yalılarının üstünde uçan uçakları, “Çok ses çıkarıyorlar” diye karakola şikayet ettiriyorsa. 50 bin Fetullahçı özel bir program aracılığıyla 3 aydır darbenin nasıl olacağını ve neler yapılacağını tartışırken, istihbaratçılar bunu duymuyorsa. Darbe imamı son 10 yılda 109 kez ve son 1 ayda 3 kez yurtdışına gitmesine rağmen hiçbir polis, “Arkadaş sen bu kadar sık yurtdışında ne yapıyorsun ve kime gidiyorsun?” diye sormuyorsa. Yakalanan darbe imamı savcının tutuklama talebine rağmen iki ayrı hakim tarafından 21 dakikada serbest bırakılabiliyorsa. HSYK, 21 dakikada darbe imamını bırakan iki hakim hakkında, 15 gün sonra soruşturma izni veriyorsa. Serbest kalan darbe imamının ardına bir polis bile düşmüyorsa. Bir milyona yakın Müslüman Fetullah Gülen denilen kardinali Mehdi sanıyorsa. Bu ülkede hiçbir ibadet yapmadan sadece Fetullah’ın ağzını sildiği peçeteyi yemekle cennete gideceğine inanan yüz binlerce ahmak bulunuyorsa. Allahü Teala’nın “Örtünün, zinadan ve içkiden uzak durun” emrine rağmen “Takıyye için açılın, dekolte giyin, içki için ve hizmet için gerekiyorsa zina yapın” diyen bir mürtede hâlâ “Hocaefendi” deniliyorsa. Yüz binlerce kişi; Mübarek Peygamber Efendimiz’in Hazreti Meryem ile nikah kıydığını yazan Fetullah Gülen zındığının kitabını başucunda tutuyorsa. Aynı güruh; Allahü Teala’nın açık ayetleri ve Mübarek Peygamber Efendimiz’in hadis-i şerifleriyle aksi bildirmesine rağmen, “Hıristiyan ve Yahudilerin de Cennete gireceğini” savunan bu Papaza, “Hocam ne diyorsa doğrudur” diyebiliyorsa..

İçişleri bakanı diyor ki, “Emniyet istihbaratta 7000 personelden 6500’ü FETÖ’cü”. Böyle bir şey nasıl olabiliyor. Ötekiler çok iyi çalışmış olabilir, peki biz nasıl uyuduk ya da uyutulduk.."

Yukarıda ki yazıya katılmamak mümkün mü? Ben  ilaveten şunu söylemek istiyorum. Devlet elindeki belgelere göre şüphelileri Adelet’in karşısına çıkarıyor hesabını soruyor sormalıda.

Peki şimdiye kadar sorumlu mevkide olup da bunların 40 yıl da devleti ele geçirme imkanlarına sessiz kalanlardan hesap sorulmayacak mı? 

Harp okulu talebeleri gördükleri eziyet sebebiyle okullarını bırakmak mecburiyetinde kaldıklarında ‘’burada neler oluyor?’’ demeyenler ne olacak. Gazetemizde bir Harp Okulu öğrencisi ile yaptığımız röportajı yayınladık. O öğrenci zamanın Korgeneralinin önüne atlayıp “Komutanım okulda örgüt var….”  diyor , Komutan törenden sonra ilgileneceğini öğrenciyle görüşeceğini söylemesine rağmen bir daha aramıyor. Bugün bu General Kara Kuvvetleri Komutanı. 

    Aynı öğrenci okuldan atıldıktan sonra 13 defa BİMER’e yaşadıklarını anlatmak için başvuruyor, arayıp soran olmuyor. Hala da arayıp soran yok.

Sorumsuzlardan, nemelazımcılardan, aman bana mı kaldı zihniyetinde olanlardan hesap sorulmadıkça bu tiplerden kurtulamayız. 

 

Bu yazı toplam 2464 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ŞADİ ERDAL Arşivi
SON YAZILAR