HİKMET ÖZTÜRK

HİKMET ÖZTÜRK

NEREDE KALMIŞTIK

NEREDE KALMIŞTIK

Sevgili okuyucular,
Çok uzun bir aradan sonra sizlerle yeniden beraberiz. Bazen mahalli, bazen de ulusal konularda fikirlerimizi paylaşacağız. Geçmişte olduğu gibi, her türlü eleştiriye açık, olaylara, objektif yaklaşarak, doğru ve tarafsız bilgilendirme ve hür ifade ilkemiz olacaktır.
Yazmaya karar verdiğim bu günlerde gerek yerel ve gerekse genel konularda o kadar çok malzeme var ki, seçmekte zorlandığımı söyleyebilirim. İlk olarak, şuan Bilecik gündemini oluşturan bir konudan, Bozüyük Belediye Başkanı Ahmet Berberoğlu’nun partisinden istifa ederek AKP saflarına katılması ile başlamak istiyorum.
Eski bir Belediye Başkanı olarak, 5 yıl birlikte çalıştığım Berberoğlu’nun, öteden beri partisi ile sorunları olduğunu, zaman zaman Meclis çalışmalarında zorlandığını biliyorum. Ben de, son dönem Başkanlığımda 9 kişilik Belediye Meclisinde, Parti listemden giren 2 kişi ve muhalefet partilerinden gelen 7 kişi ile çalıştım. Seçimlerden sonraki ilk günler haricinde, tüm arkadaşlarımla uyumlu bir beraberlik sağladık. Hiçbir art düşünceye sapmadan, ilçe menfaati ile ilgili tüm kararlarımızı oybirliği ile aldık. Yıllarca sağ görüşü savunan bir kişi olmama rağmen 2004 seçimlerine CHP adayı olarak katıldım. Belediye Başkanlığını, siyasi makam değil, tarafsız hizmet makamı olarak gördüğüm için parti etiketi beni rahatsız etmedi. Elbette ki, siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Vatandaş, kendine yakın gördüğü siyasi partiye ve adayına oy verir. Seçimlerde bir de BAĞIMSIZ adaylık formülü vardır. Kendine güvenen, toplumdan gerekli desteği alacağına inanan, seçilme yeterliliğine sahip her vatandaş, bağımsız aday olabilir. Bağımsız adaylığı göze alamamış, herhangi bir siyasi parti çatısı altında seçime giren aday, artık o partinin malı olmuştur. Maç 90 dakikadır. Bu süre içinde, kendi başına hareket etmesi, partisinden ayrılarak bir başka partiye geçmesi, seçildiği parti seçmenlerine karşı, en hafifinden saygısızlıktır.
Şimdi olaya Berberoğlu açısından bakalım. Girmek istediği (girdiği) siyasi parti, basından öğrendiğimiz kadarı ile kendi içinde oylama yapmış, 5 kişinin ret oyuna karşılık 25 kişinin kabul oyu ile partiye alınmasını kararlaştırarak kendi açısından uygun bir tavır sergilemiştir. Buna karşılık Berberoğlu’nun yapması gereken neydi? Partisi ile geçimsizliği çekilmez hale gelmişse istifa ederek bağımsız kalır ve ilk mahalli seçimlere kadar görevine bağımsız olarak devam eder, ya da kendisine gönül vermiş, oy vermiş seçmenlerini toplar, onların müşterek kararı ile uygun olanı yapması gerekirdi. Hatta partisinden istifa etme kararını da seçmenleri ile paylaşmalıydı.
Her iki taraf açısından, geçmişle alakalı konulara girmek istemiyorum. Ancak, bundan sonra ne olacağını kestirmek o kadar zor değil. Seçimle değil, nakille gelmiş bir Belediye Başkanı, yeni partisinde bohçadaki yama gibi olacak ve hiçbir zaman yeni seçmenlerince benimsenmeyecektir. 2014 seçimlerinde AKP’den aday olabilir, belki kazanabilir de, fakat seçmen bu hali içine sindirmeyecektir. Kapalı kapılar ardında neler konuşulduğunu bilmiyoruz. Belki de, ilk genel seçimlerde AKP, Fahrettin Poyraz Ahmet Berberoğlu ikilisi ile Bilecik Milletvekilliğinin ikisini de almayı planlamış olabilir.
Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.

Bu yazı toplam 644 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
HİKMET ÖZTÜRK Arşivi
SON YAZILAR