On, yirmi, otuz, kırk yıl mı? Hatta geriye doğru gitsem bütün yıllarımız borç erteleme, yapılandırma, taksitlendirme, af, faizsiz bir yıl, borç erteleme daha nice isimlerle  güya vatandaşı rahatlatma tedbirleri alınıyor. Kimse şunu demiyor; "Bize vatandaşın zamanında ödenmesi gereken borcunu ödeyemediğinden dolayı neden (güya) kolaylıklar getirmeye çalışıyoruz? Neden sebebini araştırıp halkımızı zamanında ödemesi gereken tedbirleri almıyoruz?" demiyor.

Vatandaş zaten zamanından ödeyemediği vergisine, sigora aidatına, kredi kartına ceza bindiriliyor. Kolaylık getirdiği iddia edilen tedbirlere bir daha az da olsa faiz ilave ediliyor. Ödeyebilirsen öde. Aradan bir iki sene geçiyor. Bir yapılandırma, bir faiz daha bindir. Öde ödeyebilirsen. Devlet kendine göre vatandaşa borcunu ödeyebilmesi için getirdiği bütün tedbirlere rağmen yine borç ödenmiyor. Vatandaş çareyi ölmekte görüyor. "Bir ölsem de şu borçtan kurtulsam" diyor. Gün geliyor ölüyor o faizle biriken borcunu bu dünyada ödemekten kurtuluyorda varisleri kurtuluyor mu? Borç onların üzerine yükleniyor. 

Borcunu zamanında ödeyenlerde bu arada kahraman oluyorlar zannetmeyin enayi durumuna düşüyorlar. En iyi yol bataklığı kurutma yolunu seçmek.

Tarıma da destek verilmiyor değil. Veriliyor da yerinde harcanıyor, verim elde ediliyor mu? Avrupa Birliği'ne girebilme sevdası yüzünden kazancımızdan çok kaybettiklermiz var. Kenevir, haşaş, pancar, tütün kaybettiğimiz ürünler. Köylüler Avrupa Birliği üyesi devletlerin %5'i köylerde yaşıyor. Biz de öyle olalım anlayışıyla köyleri ve küçük beldeleri bitirdik. Bir çok ürünü ithal eder olduk. Üretici değil tüketici toplumu olduk. 

Tarımı sadece desteklerle ayağa kaldıracağınızı sanmıyorum. Önce bakanlıkta yeni bir kuruluş ve yapılandırmaya taşra teşkilatlarına kadar çalışır hale getirilen düzenlemeler yapılmalı. Tarım geliştirmeleri için okuttuğunuz Ziraat Mühendisleri, bürokratik işlemleri yaptırmak için dairelerde tutuluyor. Öyle tarım mühendisleri biliyorum, araziye çıkmaya çıkmaya okulda öğrendiklerini de unutmuşlar.

Devlet Denetleme Kurulu önce bu tarım teşkilatını denetlemeli. "Devlet bunca destek veriyor, semeresi nasıl alınıyor?" sorusunun cevabını istemeli.

Sahaya inmeli, ihtiyaca göre kanuni düzenlemelerle bakanlık işler hale getirilmeli. Destekler iş yapana verilmeli, takibi yapılmalı. Masa başında alınan kararlarla kaplumbağa hızıyla gidilir.