ÖNCELİK TÜRKİYE Mİ, DEMOKRASİ Mİ?
Bir olay ilk veya ender yaşandığında ilgi veya tepkiyle karşılanıyor. Terör olaylarında da ilk zamanlar aşırı tepkiyle, şehit cenazeleri 1 tane de olsa aşırı nefretle karşılanırdı. Hiçbir siyasetçi terörün sesine kulak vermek gerektiğini söyleyemezdi. 40 yıldır devam eden PKK terörü kamuoyunda olağan vakalar olarak görülmeye başladı.
Son milletvekili ve belediye başkanlığı seçiminde CHP, İYİ Parti, Saadet Partililerin kurduğu millet ittifakının gizli ortağı HDP yandaşları tarafından korunur hale geldi. Bu hal kamuoyunda maalesef eski tepkiyi görmez oldu.
Diyarbakır, Mardin ve Van belediye başkanlarının görevden alınıp yerlerine kayyum atanması, seçim ortakları tarafından ‘4-5 ay evvel göreve getirilen başkanları görevden almak demokrasiye darbe’ olarak değerlendiriliyor.
Seçimlerde Millet İttifakı olarak yüzde 48 oy alan partilerin bu şekilde olaylara bakması Türkiye’yi zor günlerin beklediğini söyleyebiliriz.
HDP bütün ısrarlara, çağrılara rağmen PKK’yı terör örgütü olarak görmemekte. Görevden alınan başkanlarda terör örgütüne yardım ettikleriyle ilgili iddialar dolayısıyla görevden alındıkları sözleri inkar etmiş değiller. Terörist cenazelerine gidip, kayyum zamanında işe alınan şehit yakınlarını işten çıkartıp yerlerine PKK yanlılarını alıyorlar. HDP’nin eş başkanlık uygulaması kanunlara uygun olmamasına rağmen belediyelerde devam ettirdiğini, bu eş başkanların Kandil tarafından yönetildiğini ilgililerin açıklamalarından öğreniyoruz.
Geçen devre belediyeler bütün ikazlara rağmen bildiklerini yapmaya devam ettiler. 2,5 sene sabreden devlet, başkanları görevlerinden el çektirdi, kayyum atadı. O zaman kayyum atanmasına karşı çıkanlar ‘Madem 2,5 senedir bunlar suç işliyorlardı neden geç kaldı?’ diye saldıranlar bugün ‘Daha 4,5 ay olmuş ne zaman suç işleme fırsatı bulsunlar, bu demokrasiye darbe’ diyorlar.
Demokrasi darbe almasın, devlet ne olursa olsun denirse bunun sonucunda ortada ne devlet kalır ne de demokrasi.
ABD, AB ve İsrail’in bölgemizde hangi oyunların peşinde olduğunu anlamamazlığa gelenlerin gaflette olduğunu görelim. Tunus’ta, Cezayir’de, Irak’ta, Suriye’de, Libya’da demokrasi yoktu, getirilecekti. Şimdi o devletlerin halkları eski günlerini arıyorlar. Gaye, Müslüman devletleri güçsüz hale getirip İsrail’in güvenliğini sağlamak, ‘Vaad edilmiş topraklar’ hayalini gerçekleştirmek. Yani Anadolu’nun yarısını İsrail’e vermek. Bu tehlikeyi görmeden değerlendirmek hadiseleri bakar kör olarak değerlendirmeye benzer.
Bütün olayları, HDP’nin oylarına talip olma adına değerlendirmeye devam edenler yaptıkları hataların altında kalırlar. Milletimizin yaşananları Allah’ın verdiği basiretle doğru değerlendireceğine inanıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.