Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı’nın CHP’den başlayan parti ziyaretleri Bilecik’te bir hareket meydana getirdi. Gittiği partilerdeki rahatsızlık kamuoyuna yansırken basında da bu rahatsızlıklar yer aldı. Basını programlara davet etmeyen belediye kendi hazırladığı bülteni gazetelere gönderirken, partilerin daveti üzerine programa katılan gazetecilerin kendi tespitleriyle yazdığı haber ve köşe yazıları belediyeyi rahatsız ettiğini açıklamalarından anlıyoruz.

Bunun üzerine açıklama yapmak zorunda kalan belediye ziyaret haberlerini bülten olarak gazetelere göndermemiş hatta belediyenin bülteni durumundaki bir gazetede bu haberlerin yağlandıra ballandıra yayınlanmamış gibi “Kamuoyu nezdinde gösteriş amaçlı yapıldığı intibası uyandırmaması bu doğrultuda samimiyetimizi gösterme açısından bizler ziyaretler kapsamında basın mensupları arkadaşlarımızı davet etmedik” diyor. Samimiyet ortada…

Başkanın bu ziyaretleri şehre bir hareket getirmesinden son derece memnunum. Kamuoyunda ziyaretlerin neden yapıldığı ve başkanın ne düşündüğüne yönelik bir sürü dedikodu dolaşıyor. Size geçmişten bir anı anlatmak istiyorum.

Bir köyde çok önceden bir muhtar vardı. Hiç kimseye bir şey sormadan kendisi bazı kararlar alır bunları herkese rağmen, kıra yara yapar bildiğini okurdu. Doğal olarak herkesin de büyük tepkisini topladı. Daha sonraki muhtar ise yapmayı düşündüğü bir icraatı herkese sorar, danışır ve yine kendi bildiğini okurdu. Herkesin büyük sempatisini, sevgisini kazanırdı.

Sonuçta değişen ne var. İkisi de bildiğini okuyor. Birisi hiç kimseye sormadan kıra yara, diğeri ise herkese sorarak yine bildiğini okuyor.

Başkan birinci dönemde ilk muhtarın yaptığı gibi “dediğim dedik çaldığım düdük” hesabı herkesi kıra yara bir şeyler yaptı. Seçim ise bir ders oldu sanırım. Aslında başkanın tekrar seçilmesi başkandan kaynaklanan sebepler değil.

Şimdi ise Belediye Başkanı Yağcı herkese soralım mantığını güdüyor. Bakalım ikinci muhtar gibi herkese sorup yine bildiğini mi okuyacak bunu zaman gösterecek. Samimiyeti göreceğiz…